And she traducir turco

And she probably watches Cupcakes.

Muhtemelen programını da izliyordur.

And she's been using it quite frequently lately.

Son zamanlarda yüzüme vurup duruyor.

Denise ain't never been arrested, she in college, she keep a job, and she respects her elders.

Denise tutuklanmadı, üniversitede okuyor, işi var ve büyüklerine saygı duyuyor.

Then she spilled gravy all over it, and she still wore it for another month.

Üstüne sos döktükten sonra bile bir ay giydi.

Jeff's Backyard Barbeque or some show, and she said he hit on her and, like, every other woman on the crew.

Hem ona hem de ekipteki bütün kadınlara asıldığını söyledi.

And he offered her a ride home. And she accepted.

Kadını arabayla eve bırakmayı teklif etmiş, o da kabul etmiş.

And she was like, "Hey, Chef Jeff, I'm married."

Kadın "Şef Jeff, ben evliyim." falan demiş.

And she was like, "I talked to him. It won't happen again."

Bir daha böyle bir şey olmayacak. " dedi.

And she knows ever so many big words.

Kelime dağarcığı da zengin doğal olarak.

And she's punishing herself By refusing any kind of medication.

İlaç almayı reddederek kendisini cezalandırıyor.

And she's working as hard As humanly possible to get healthy.

Sağlığına kavuşmak için elinden geleni yapıyor.

And she's young.

Yaşı da genç.

She doted on you, and she ignored me.

Senin çok üstüne düştü, ama beni görmezden geldi.

But in the end, when the chips were down and she finally showed her true self Terra Markov was like a diamond.

Ama sonunda, parçalar döküldü ve o gerçek yüzünü gösterdi Terra Markov bir elmas gibiydi.

And she lied and then lied some more.

Bir de yalan söyledi. Sonra yalana devam etti.

And she's got a longing for a certain type of sleeve.

Bir de belirli bir elbise koluna takıntısı var.

Mrs. Barry paid a call today, and she hopes you'll forgive her and be good friends with Diana again.

Bayan Barry bugün ziyarete geldi. Onu affetmeni istiyor ve Diana'yla yeniden iyi arkadaşlar olmanızı umuyor.

Even Aunt Josephine said she'd be glad to see you again, and she doesn't like anyone.

Josephine teyze bile seni görmek istiyor. Üstelik o kimseyi sevmez.

And, if she loves him, then he is somebody.

Eğer onu seviyorsa o zaman önemli biridir.

She's hot. And you got no one else.

Kız güzel ve senin başka kimsen yok.

And you know how forgetful she is.

Ne kadar unutkan olduğunu da biliyorsun.

She tell you she loves you and supports you no matter what and all that stuff?

Her şeye rağmen seni sevdiğini ve desteklediğini falan söyledi mi?

And a lot of people thought she was Beyoncé!

Pek çok insan onu Beyoncé sanmış.

And this one restaurant even put her photo on the wall, but she didn't have the heart to tell them!

Bir restoran fotoğrafını duvara asmış, Michelle'in gönlü açıklamaya elvermemiş.

Yeah, um... it's nice to mix it up so she's not always wearing sweatpants and a hat that says "Ratch."

Evet. Üstünde eşofman altı ve "Ratch" yazan şapkasından değişik bir şey olması güzel.

And guess what she did after I sent the kissy.

Ben öpücüğü gönderince ne yaptı, bil bakalım.

And the minute she got in the car, he made a move on her.

Arabaya bindiğinde atağa geçmiş.

She's a feisty one. " And I almost punched him in his face.

Yumruk atmamak için kendimi zor tuttum.

She's a student and he's... old.

Prissy bir öğrenci ve o yaşlı.

- And did she?

- Yapar mıydı?

And the next morning, more often as not, she would take after me with a wooden spoon.

Ertesi sabah, genelde tahta kaşıkla acısını benden çıkarırdı.

She got addicted and then accidentally got pregnant.

Skylar ilaç bağımlısı olmuş. Sonra da kazara hamile kalmış.

She goes to church. And the only man she ever sees

Kiliseye gidiyor.

She had eyes only for you and for Harbard.

Gözü sadece seni ve Harbard'ı görüyordu.

To me, she was cold and distant.

Bana karşı, soğuk ve mesafeliydi.

And the fact that she's hot has nothing to do with it.

Onun seksi olmasının bununla hiçbir ilgisi yok.

All except one and that's little Anne, for she crept under the frying pan.

"Sadece biri dışında o da küçük Ann. Çünkü o bir tavanın altında saklanmıştı."

And she will.

Kendisi bahseder.

She'll go back, that's for sure and certain.

Okula dönecek, bundan adım gibi eminim.

She does seem to be a bit at sixes and sevens.

Kafası bana da biraz karışık göründü.

She'll learn to like it, and that's that.

Okulu sevmeyi öğrenecek.

She should stay home and learn proper housekeeping until she marries.

Evlenene kadar evde kalmalı ve evi çekip çevirmeyi öğrenmeli.

Well... she's a wise and solitary princess.

Bak. O bilge ve yalnız yaşayan bir prenses.

She wears dresses of the finest silk and velvet with puff sleeves and ever so many flounces.

En iyi ipekten elbiseler giyer. Kadife elbisesinin kabarık kolları ve eteğinde fırfırları vardır.

She knew not a soul and was worried no one would like her.

Hiç kimseyi tanımıyordur ve hiç kimsenin onu sevmemesinden korkar.

She needs her rest seeing as how she's going home tomorrow and school will start again soon.

Evine döneceği ve okul açılacağı için dinlenmeye ihtiyacı var.

I can just imagine pouring out the tea and asking Diana if she takes sugar.

Çay koyuşumu ve Diana'ya ikram edişimi hayal edebiliyorum.

Oh, um, I couldn't say that... for certain. But... she loves trees and flowers and such.

Bunu tam olarak bilemiyorum ama ağaçları, çiçekleri ve öyle şeyleri seviyor.

- I don't know. She's choking and coughing, and it's horrible!

Tıkanıyor, öksürüyor.

She saved that child's life, pure and simple.

Çocuğun hayatını o kurtardı, bu kadar basit.

She's independent and never been married.

Bağımsız bir kadın ve hiç evlenmemiş.