And so was i traducir turco
10,591 traducción paralela
- So she claims, but I watched her fiddle with her purse in the waiting room when I went out to get her, and she wouldn't have been able to do that with what she was describing.
- Öyle söylüyordu. Ama ilk çağırdığım sırada bekleme salonunda çantasıyla oynadığını gördüm ki anlattığı şeyler gerçek olsa bunu yapması mümkün olamazdı.
But I never dreamt so few people would wanna come along and see us. You know, I was...
Ama bizi izlemeye o kadar az kişinin gelmesini beklemiyordum.
I have a distinct recollection of you eating that the night we met, and it was, like, really hard for you to eat, so you kind of looked weird, which was weird because usually you're so cool and casual.
Ayrı bir hatırlama var Tanıştığımız gecede o yediğini Ve yemek için gerçekten zordu, o yüzden sen nazikçe
So, I was straightening out for you earlier, and I accidentally found some of your stimulants.
Eşyalarını düzeltiyordum da, kazayla senin ilaçlarını buldum.
Um, listen, it was so good to see you last night, and I just wanna say again good luck on your trip.
Dün gece seni görmek çok güzeldi. Sadece geziniz için en iyisini dilemek istedim.
I'm so sorry, he had a fever and it was too late to get a sitter, so...
Çok üzgünüm, ateşi vardı ve bakıcı için geç kalmıştım, yani...
As you may know, I'm a chef and she's in the food business as well, so we're both pretty knowledgeable of nutrition and this was kind of an idea I've been wanting to have in my own yard,
Yeteri kadar problemim yok sanki! Bir şey söyle! Neden sende normal insanlar gibi mayonla yüzemiyorsun?
so then I went to the garbage can and found that she had shredded part of what came in the mail and it was the letter from the district.
Ne önerirsiniz? Özür dilemesine izin verin ve birkaç tur fazladan yüzsün.
I'm calling again because you said that there was nothing on the schedule, so I would like to schedule a private luncheon, and how would I do that?
Ama doğum yapıp kurtulacaktır. " Eğer bir adam ona dokunmadıysa bunu nasıl yaptı peki? Eğer adam prezervatif takarsa bunu nasıl yapabilir?
So I have a scale today and I was wondering, would you like to be a part of my BMI test?
Keşke ateş şimdiden alevlenmiş olsaydı! " Kesinlikle haklısın. İşte tam da bu yüzden bizim sana ihtiyacımız var.
I'm sorry that I've... like, we talked about this and I was so ready to do this.
Al, çoban orada, bizler de kuzuyuz zaten...
I haven't had so much fun since I was 15, stole a car and drove to Miami Beach.
Hayatımda en zevk aldığım zaman 15 yaşımda bir araba çalıp Miami sahiline gittiğim zamandı.
And I was so mad at her... and you.
Ben de ona... ve sana öyle kızgındım ki.
I was so young when I married your father, and then Ronnie came along.
Babanla evlendiğimde çok gençtim, ve sonra Ronnie geldi.
My only choice was to hide her from the world and from myself... so not even I could lead them to her.
Yegane seçeneğim, kızımı hem dünyadan hem de kendimden gizlemekti böylelikle benim üzerimden bile ona ulaşılamayacaktı.
And it was right there and I could feel it so strongly.
Tam dibimdeydi ve onu bütün gerçekliğiyle hissediyordum.
So I set up a date with him and pretended I was her.
Bu yüzden onunla bir randevu ayarladım ve onun benimmiş gibi yaptım.
It was so crazy and I just...
Gerçekten de deliceydi. Ben de...
So, like I was sayin', every path you take leads to another choice... Travis's voice : And some choices could change everything.
Dediğim gibi ; girdiğiniz her yol başka bir seçim ve bazı seçimler her şeyi değiştirebiliyor.
So there I was, leaving a town and a school that didn't want me and a family that didn't seem to want me, either.
İşte olmuştu beni istemeyen bir şehirden ve okuldan gidiyordum ve ailem de beni pek istiyormuş gibi görünmüyordu.
So, yes I walked into that poker game with Broman because it was my last and only play.
Yani evet ; Broman ile o poker oyununa oturdum çünkü benim son ve tek şansımdı.
Well, obviously, one of us was wrong, and I'm pretty sure midnight was right, so...
Birimizin yanıldığı ortada ve gece yarısının doğru olduğundan kesinlikle eminim, o yüzden...
And, uh... you know, I don't really have any family to speak of, and so it was really a... it was really just me and my wife.
Ve, bilirsiniz, gerçekten bahsedecek bir ailem yok ve bu yüzden, gerçekten... Karımla bendik, o kadar.
You know, "I should do that," and so it was like a sign.
"Bunu yapmalıyım." Ve bu sanki bir işaret gibiydi.
And we're not working on questions right now, so I'm not gonna ask you any questions about it, but that was the perfect comment to follow that up.
Şu an sorulara odaklanmadığımız için soru sormuyorum. Harika bir konu açtın, devam edelim.
In that movie, these two little red-headed girls, they get the idea to trick their divorced parents into falling back in love with each other, so I was like, " Yo, if I just get Lawrence and Conner in the same room together,
Bu filmde, iki kızıl saçlı küçük kız boşanmış olan anne ve babalarını birbirlerine yeniden aşık etmeye çalışırlar. Ben de düşündüm ki, Lawrence'la Conner'ı aynı odaya sokabilirsem, arkadaş olduklarını hatırlayacaklar ve yine hep birlikte olabileceğiz.
I'm still jumpin'around like... a jackrabbit, so I put a couple of fire logs in the fire, and I... just to warm up the house while I was gone.
Hala etrafta tavşan gibi geziniyorum Bu yüzden ateşe birkaç kütüğü koydum, Ve ben... ben giderken evi ısıtmak için.
And then my mom saw that I was crying, and so she said this ridiculous thing.
Sonra annem beni ağlarken gördü ve saçma sapan bir şey söyledi.
We all did our piece at different times, and I was the last to come out, so these chaps decided to throw me a welcome home party.
Hepimiz parçalarımızı farklı zamanlarda yaptık,... ve ben ise son ortaya çıkandım,... hâsılı bu arkadaşlar, "hoşgeldin partisi" ne beni atmaya karar verdiler.
I was running a check on him when a call came in, so we put him in the car and responded.
Çağrı geldiğinde kontrol etmek üzereydik. Ardından araca alıp müdahaleye gittik.
I was there with her, and then I got... I got sick, so I fell asleep.
Onun yanındaydım, kötü olunca da uyuya kaldım.
It was God's will that I do so, and since then, His hand has ever been with us.
Yaptığım Tanrı'nın iradesiydi ve bu yüzden o zamandır elini üzerimizden hiç çekmedi.
I tried to run away, but it was so dark, and I was so scared, and I was afraid of the soldiers.
Ama çok karanlıktı, çok korkmuştum. Askerlerden de çok korktum.
It's'cause I was short, and it was the only way I could get on the court, so...
Boyum kısaydı ve sahada kalmamın tek yolu bu pozisyonda oynamaktı.
He thought I was pretty and he told me so.
Bana güzel olduğumu söyledi.
When I went in, he was talking to a man... so I went right for the tools and took them and ran.
İçeriye girdiğimde bir adamla konuşuyordu ben de aletlere yöneldim, aldım ve kaçtım.
Call Isabel and tell her not to worry so she won't think it was stolen.
Isabel'i ara ve merak etmemesini söyle, çalındığını düşünmesin.
I haven't seen him in a day and there was an explosion, so he might have been brought in.
Onu dünden beri görmedim. Patlama olunca buraya getirilmiş...
He'd been getting too friendly with the Greenies, so I wrote'em to teach him a lesson. And then Chloe was killed.
Çevrecilerle fazla yakınlaşıyordu bende ona bir ders vermek istedim.
And so I asked him if he was 100 % certain because...
Ben de ona yüzde yüz emin olup olmadığını sordum.
- Yeah, I was so busy with the job, I didn't notice that my wife and I had drifted apart.
- Evet, işle çok meşguldüm, karımın ve benim birbirimizden uzaklaştığımızı fark edemedim.
And even so, she'd be the one I'd be looking for if I was still on the force.
Ve hatta, eğer hala birimde olsaydım, o, benim aradığım biri olurdu.
And so, for a friend that I deeply respect, I would say this was outlandish, unfortunate and unwarranted.
Ve çok saygı duyduğum bir arkadaşım için diyebilirim ki bunlar saçma, talihsiz ve hoş görülemez sözlerdi.
You and I have known each other for a number of years, and I know that your response was out of character, so thank you.
İkimiz birbirimizi yıllardır tanıyoruz ve biliyorum ki o cevap sana uygun değidli teşekkürler.
It was so real, I could touch him, and smell him.
Çok gerçekçiydi, ona dokunabiliyor ve kokusunu alabiliyordum.
I thought you were dead and then you ran in and I was so relieved, it was...
Öldüğünü sanıyordum ve sen birden içeri girince çok rahatladım, bu -
I guess she fell in the shower and the water kept running on her body for, like, a week, so when they found her, the bathtub was full of mush.
Galiba banyoda düşmüş. Bir hafta boyunca su cesedine akıp durmuş. Onu bulduklarında küvetin içinde lapa halindeymiş.
All I do know is... you've gotten worse since I stopped you... and yet that was where I felt closest to you so...
Bildiğim tek şey seni engellediğimden beri daha kötü duruma geldin ama yine de kendimi sana en yakın hissettiğim zamanlardı.
It was so last minute and I couldn't fly first class,
Öyle son dakikada oldu ki first class'ta uçamadım.
So when I found out about my ex-boyfriend and my best friend, um, I was weirdly calm, considering that fact.
Eski sevgilim ve dostumu öğrendiğimde, aslına bakılırsa, garip bir şekilde sakindim.
I was just trying to help. - Wow, your help feels an awful lot like pity, so do me a favor and don't ever help me again.
Yardımın çok kötüydü tıpkı birine acımak gibi onun için bana bir iyilik yap ve bir daha bana asla yardım falan etme.
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and somehow 99
and so do you 187
and so will i 38
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and somehow 99
and so do you 187
and so will i 38
and so have you 26
and so on and so on 22
and so were you 23
and so should you 49
and so i 33
and sometimes 297
and so it was 18
and so on 257
and so do we 31
and so far 102
and so on and so on 22
and so were you 23
and so should you 49
and so i 33
and sometimes 297
and so it was 18
and so on 257
and so do we 31
and so far 102
and so do i 174
and so did i 52
and so am i 177
and soon 235
and so it is 20
and so did you 29
and sooner or later 54
and so is she 17
and so what 55
and so i did 24
and so did i 52
and so am i 177
and soon 235
and so it is 20
and so did you 29
and sooner or later 54
and so is she 17
and so what 55
and so i did 24