And somehow traducir turco
3,536 traducción paralela
I'm a pauper, and somehow I got the king's disease.
Fakirin tekiyim ama nasıl olduysa Kralların hastalığına yakalanmışım.
And somehow... You saw it, hank.
Ve sen bir şekilde bunu gördün Hank.
And somehow we're... disturbing it.
Ve biz bir şekilde bunu bozduk.
And somehow I know I will be with you, too, watching over you always.
Ve bir şekilde biliyorum ki ben de seninle olacağım her zaman seni izliyor olacağım.
You find out that I personally got you thrown in here at the exact moment your manicured fingers were like closing on the yuppie brass ring, and somehow you don't have a problem with it?
Manikürlü parmaklarin tam da basarinin üzerindeyken seni buraya attirdigimi ögreniyorsun ve bununla bir sorunun yok, öyle mi?
And somehow Phoebe Payton fits the bill.
Phoebe Payton bir şekilde amacına uygun çıktı.
He... he sent out this weird sound, it bounced back toward us, and somehow he used it to find his way out.
O... o dışarı doğru garip bir ses gönderdi ve ses tekrar bize geri döndü ve nasıl yaptı bilmiyorum o bunu yönünü bulmak için kullandı.
He hacked into the system, and somehow, his billing address isn't connected to his phone.
- Sisteme girmiş ve bir şekilde fatura adresi telefonuyla bağlantılı değil.
And somehow I just ended up becoming the designated driver.
Nasıl olduysa birden bire ayık şoför oluverdim.
Anyhow, when Cousin Terry came out of the house, he sat down on the swing next to me... and somehow he made my not knowing how not feel like such a shameful thing.
Kuzen Terry evden çıkıp yanımdaki salıncağa oturdu. Bir şekilde bilgisizliğimi utanılmayacak bir şey haline getirdi.
And somehow, Amanda was responsible for it.
Ve bir şekilde bundan Amanda sorumlu.
And somehow, when my back was turned, I ended up with these.
Her nasılsa, arkamı dönmemin sonucu bunlar oldu.
And somehow they've dropped the "doctor" from your account.
Ve her nasılsa hesabınızdan doktor olduğunuz bilgisi silinmiş.
And somehow our troubles still find a way to matter.
Ve bir şekilde sıkıntılarımız önemli olmak için hâlâ bir yol arıyor.
And somehow... he has returned to Sleepy Hollow to finish what he started.
Ve başladığı işi bitirmek için bir şekilde Sleepy Hollow'a geri döndü.
Look, all I want is to be married to you and to somehow get $ 50,000.
Bak, tek istediğim seninle evlenmek ve bir şekilde şu 50,000 doları bulmak.
- And also if I prove it somehow...
- Ve ben bunu bir şekilde kanıtlarsam...
They just get more and more elaborate and then it's, ha-ha, beep, and then somehow Pm the idiot.
- Daha detaylı oluyor bu iş. Sonra "ha ha, bip" ve nedense ben salak oluyorum.
So Blue trusted Green and was turned by him, then somehow abducted the Team.
Yani Mavi Yeşil'e güvendi ve onun tarafından değiştirildi sonra da bir şekilde Takım'ı kaçırdı.
Charlie got this crazy idea that you and Odin are connected somehow.
Charlie'nin sen ve Odin'in bağlantılı olduğuyla ilgili delice bir fikri var.
I just don't want you to feel guilty or ashamed or like you're somehow cheating on the memory of Mama and Daddy just'cause a little reality burst into the fantasy.
Sırf gerçeklik biraz önseziye döndü diye suçlu hissetmeni, utanmanı veya ailemizin anısına ihanet ediyormuş gibi hissetmeni istemedim sadece.
Found a way to get close to her and threaten her somehow.
Ona yaklaşmak için bir yol bulmuş ve onu bir şekilde tehdit etmiş.
This father and son, they attended the Academy many years apart, but, somehow, they shared the same capacity for exceptional heroism.
İşte bu babanın ve evladın bu akademiye girmeleri arasında yıllar olsa da ikisi de kahramanlıklarıyla aynı ligdeler.
Because somehow he found out who she was, who you were, and he knew I'd come for her.
Çünkü bir şekilde onun kim olduğunu, senin kim olduğunu öğrendi ve onu kurtarmak için geleceğimi biliyordu.
Right now is the part where I'm supposed to lie to you, tell you that everything's gonna be ok and that we can somehow help you, but the fact of the matter is, Peter, I don't know if we can.
Aslında şu anda sana her şeyin iyi olacağını, sana yardım edeceğimizi söyleyerek yalan söylemem gerekiyor ama işin doğrusu şu ki Peter, sana yardım edebilir miyiz bilmiyorum.
Honey, I studied history, not how-to, but if there were such a thing as real witchcraft, and I somehow had the ability to use it, you would be the first person I would help.
Tatlım, ben tarihini çalıştım, nasıl yapılacağını değil ama eğer gerçek cadılık diye bir şey olsaydı ve bir şekilde onu kullanma yeteneğim olsaydı yardım edeceğim ilk kişi sen olurdun.
Or somehow Val and Jason connected with the human killer at that inn.
Ya da bir şekilde Val ve Jason'nın bu handa kanlı canlı bir katille bir bağlantıları olmalı.
Maybe he somehow disabled his E-ZPass, making it appear as though all he did was go to and from Yonkers.
Belki bir şekilde OGS'yi devre dışı bıraktı, tek yapması gereken Yonkers'a gidiyor izlenimi yaratmak.
Sorry, um, somehow I ended up with Martin's phone, and he probably has mine.
Üzgünüm, bir şekilde Martin'in telefonunu almışım benimki de onda olmalı.
Trying to hang on and hoping that somehow you'll straighten out before you... .. get to the edge.
Dayanmaya çalışıp aşağı düşmeden önce bir şekilde düzelmeyi umarsın.
Somehow, you got him electable and out of my way.
Bir şekilde, onu seçilebilir yaptın ve yolumdan çektin.
We've got 11 victims, and Sean seems to be mixed up in it somehow.
11 kurbanımız var ve Sean bir şekilde bu işe bulaşmış gibi görünüyor.
Somehow I got her name and number.
Nasıl olduysa telefon numarasını almayı başardım ama.
Hope things there at Eastham aren't as bad as folks say. And I hope the knowledge that you've got a woman waiting for you... Makes it somehow more...
Umarım Eastham'da işler milletin söylediği kadar kötü değildir ve yine umarım ki seni bekleyen bir kadının olduğunu bilmek bunu bir nebze daha dayanılır kılar.
In fact, somehow and remember.
Seni hatırlayamıyorum.
Apparently, last night's festivities included a rogue lady fan who somehow got my cell and left me a message professing her love for me and pizza.
Belli ki, geçen geceki şenliklerde hileci bir bayan da varmış. Ki kendisi, telefonumu arayıp bana ve pizzaya olan aşkını itiraf etti.
So, there's chaos in the passageway, there's sweaty sailors everywhere, but somehow, the killer swoops in and bam.
Koridorlarda kaos hakim ve her yer terli denizcilerle dolu. Ama katilimiz bir şekilde içeri sızıp vuruşunu yapıyor.
Somehow I believe I am up to the task of selecting your shoes, your shirts, your suits, and your delicate undergarments, as challenging as that might appear.
Çok zor görünse de ayakkabılarını, gömleklerini, takım elbiselerini ve hassas iç çamaşırlarını seçebilecek durumda olduğumu hissediyorum.
And he's with me somehow.
O da bir şekilde benim yanımda oluyor.
He thinks I'm in danger because of Vincent and that giving me up will somehow protect me.
Vincent yüzünden tehlikede olduğumu ve beni ele vermenin bir şekilde beni koruyacağını düşünüyor.
And I'm gonna somehow convince Gabe that you're not a mole.
Ben de bir şekilde Gabe'i senin köstebek olmadığına ikna edeceğim.
And this, Bertrand, is Aiden, who somehow now believes he has a right to be my protector.
Ve bu Aiden, Bertrand. Benim korumam olmaya hakkı olduğuna inanır.
Anyway, I wanted to follow Andre and the woman, so I left my kids at the magazine stand for just a minute, but somehow, I lost track of time and ended up tailing them all the way out of town.
Her neyse, Andre ve kadını takip etmek istedim bu yüzden çocukları bir dakikalığına dergi standında bıraktım ama zaman kavramımı yitirip kasabanın dışına kadar onları takip ettim.
I just got it in my head that you somehow managed to track down that locket in Los Angeles, and now you were gonna blow up the wedding.
Niyeyse aklıma, madalyonu bulmak için Los Angeles'a gittiğin ve şimdi de düğünü mahvedeceğin fikri geldi birden.
Somehow I get there and as the mad dog jumps at you...
Her nasıl olduysa öbür kuduz köpek senin üstüne atlarken ben oraya geldim
And if somehow we make this dome come down, then I am gone, too.
Bir şekilde bu kubbeyi yok edebilirsek ben de gideceğim.
Knowing that someday when he's lying in a gutter crying and alone, starving yet somehow fat, he'll realize you were the best thing that ever happened to him.
Günün birinde yalnız ve ağlamaklı bir şekilde bir deliğin içinde yatacağını nasıl olduysa şişmanlamış bir şekilde senin, onun başına gelen en iyi şey olduğunun farkına varacağını bilmek.
Tony Gianopolous got a hold of that video somehow, and he gave it to your shareholders.
Tony Gianopolous bir şekilde o videoyu buldu ve onu hissedarlara verdi.
You used the tunnels to infiltrate yourself into the White House, somehow conning your way into the blue sector, all to try and warn her?
Beyaz Saray'a girmek için tünelleri kullandın bir şekilde mavi bölgeye sızdın ve hepsi Başkan'ı uyarmak için miydi?
Unclear... they tried to arrest him and he somehow got away.
Belirsiz... Onu tutuklamaya çalıştılar ama o bir şekilde kaçmış.
- Just you? - Somehow it missed Javadi and Carrie.
- Evet, Javadi ve Carrie'yi kaydetmemiş.
somehow 1093
somehow i doubt that 26
somehow or other 20
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
somehow i doubt that 26
somehow or other 20
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
and so do you 187
and so on and so on 22
and so was i 23
and see 72
and so will i 38
and still 144
and so were you 23
and so it was 18
and so should you 49
and so do you 187
and so on and so on 22
and so was i 23
and see 72
and so will i 38
and still 144
and so were you 23
and so it was 18
and so should you 49
and she said yes 23
and so i 33
and so on 257
and she goes 33
and sometimes 297
and so far 102
and so do we 31
and so did i 52
and so do i 174
and soon 235
and so i 33
and so on 257
and she goes 33
and sometimes 297
and so far 102
and so do we 31
and so did i 52
and so do i 174
and soon 235