Another man traducir turco
4,487 traducción paralela
But it was another man that Gob needed to make things right with...
Ama Gob'un arayı düzeltmesi gereken kişi bir başkasıydı.
You seeing another man? What?
- Bir başka adamla mı görüşüyorsun?
No man can compel another man to marry.
Kimse, kimseyi evlenmeye zorlayamaz.
Would your fiance still have you if you were carrying another man's child?
Başka bir adamın çocuğunu taşıyor olsaydın.. ... hala nişanlına sahip olabilir miydin?
Home to my girl and another man's child.
Eve, kadınıma ve diğer adamdan olma çocuğun yanına.
And when I wanted, she was busy with another man.
Ben çocuk istediğimse ise, o başka bir herifle haşır neşirdi.
To talk about another man's breasts.
Başka bir erkeğin sahibi olduğu göğüsler hakkında konuşmak.
If I see Jennifer with another man, going fucking crabbing, antiquing, getting pushed on a swing, this whole charade you're doing right now, it's over.
Eğer ki Jennifer'ı başka biriyle görüştüğünü, krablamaya gittiğini antikacıya gittiğini, salıncakta sallandığını görürsem, tüm bu sinema biter.
And to teach you a lesson not to chase another man's wife, we're gonna stomp you, too.
Başkalarının karılarının peşinde koşmamayı öğretmek için seni ezip geçmeyi de düşünüyoruz.
And was he with another man?
Yanında başka bir adam var mıydı?
We're just two dudes and the fruit of another man's loins, watching Le Cirque and eating some delicious Snyder's pretzels.
Biz sadece, sirk seyrederken lezzetli çubuk krakerlerden yiyen basit iki herif ve diğer adamın meyvesiyiz.
You find me another man still happy to say that to his wife three years after the fact. You're going to listen to me.
Beni bu olaydan 3 yıl sonra bile bunu karısına... söylemekten mutlu olan biri olarak bulursun.
We've got another man to find.
Bulmamız gereken bir kişi daha var.
If so why Tung Su run off with another man
Öyle mi? Tung Su neden başka bir adamla kaçtı o zaman?
There was another man there.
Orada başka bir adam vardı.
Well, I can find me another man.
- Başka birini bulabilirim.
She's planning, in fact, to give me the slip later this evening in order to be with another man.
Gecenin ilerleyen saatlerinde başka bir adamla olabilmek için plan yapıyor olsa da.
Look, whatever raises another man's flag is no business of mine.
Bak, milletin uçkurunu neyin şahlandırdığı benim umrumda değil.
And another man, too, the name of Roach.
Ve Roach adında bir adam daha.
'The Day of Knebworth! 'Who'd have thought'the day I get to see Liam Gallagher in the flesh,'all my thoughts would be about another man?
'Liam Gallagher'ı canlı olarak göreceğim günün...''bütün gün başka bir erkeği hayal edeceğim bir gün olacağını...''kim tahmin edebilirdi ki?
I can't believe you would talk trash on another man's comedy when he's not even in the room...
Odada bile değilken bir adamın arkasından onun komedi filmi hakkında atıp tutmanıza inanamıyorum.
Just five months prior to the shooting of Dominik Laszlo on the school bus, Detective Black shot another man in the basement of the Doralis Building?
Okul otobüsünde Dominik Laszlo'nun vurulmasından sadece beş ay önce Dedektif Black Doralis binasının bodrumunda başka bir adamı vurdu yani?
We all said,'Mimsy. Mims, you should find another man. Life is long.'
Ona hep,'Mimsy, Mims hayat uzun, başka birini bulmalısın.'derdik.
Most guys wouldn't be able to admit that they need another man's help to make their marriage work.
Pek çok erkek, evliliğini yürütebilmek için başka bir adamın tavsiyesine ihtiyaç duyduğunu itiraf edemez.
I mean, you lost your wife, another man.
Yani karını başka birine kaptırmışsın.
I'm upset because I'm worried another man has left his underwear in my bedroom.
Başka bir erkek olabilme ihtimaline karşı tedirginim. Kendi donunu bile benim odamda bırakan.
I am having feelings for another man, and I don't know why.
Başka birinden hoşlanıyorum ve nedenini bilmiyorum.
I'm sort of stuck in the middle of a "Juliette, Nick, and another man" thing. A little.
Biraz.
Not Nick with another man. It...
Nick başka bir adamla değil tabi.
Yet, when the opposite sources are used, they weld to one another tightly, like a man and wife in holy matrimony.
Ancak, zıt kaynaklar kullanıldığında sıkıca birleşirler, tıpkı kutsal bir izdivaçtaki bir erkekle kadın gibi.
Tom spilled a pint, and he was refusing to buy another one until the man got real nasty with your friend back there.
Tom döktü. Ve adama bira almayı reddetti. Sonra da adam, Tom'a sert çıktı.
The business about the married man Molly was seeing before she met Tim, that was just another red herring, I suppose?
Molly'nın Tim'le karşılaşmadan önce görüştüğü evli adam konusu o da bir başka yanıltmacaydı, sanırım?
Here, any one man is worth as much as another.
Herhangi bir adam burada, başka bir adamla aynı değerdedir.
From one Muslim man to another, I beg you
Bir Müslüman'dan diğerine. Sana yalvarıyorum.
That one man's death paves the way for the birth of another.
Bir adamın ölümü, başka birinin doğumuna kapı açarmış.
- Oh...! - One man's death opens the doorway for another.
Bir adamın ölümü bir başkasına kapı açar.
Motherfucker, this isn't another white man.
Ben sıradan bir beyaz değilim orospu çocuğu.
This is your chance, Larry, your only chance to be the wise man who walks away and lives to see another day.
Son şansın Larry. Gidip, bir gün daha yaşayacak kadar akıllı bir adam olma şansın.
'This is your chance, Larry, your only chance to be the wise man...'who walks away and lives to see another day.
Bu senin son şansın Larry, gidip bir gün daha yaşayacak kadar akıllı bir adam olma şansın.
Unless you know another way to get the man or you wanna take your chances with the banger boys over in MDC, then this is it.
Adamı yakalamanın başka bir yolunu biliyorsan ya da kiralık katillerle... şansını denemek istemiyorsan olay bu.
You have one man dead, another bleeding like a pig...
Sen ölü bir adama sahipsin, diğerinin de domuz gibi kanaması var...
He's had some good advice. From another smart man.
Başka akıllı bir adamdan tavsiye almış olmalı.
And this man... There's another one as well.
Bu adam da aynı şeyi yaşadı...
You destroyed my phone, so we need another one and there's an old man... lives a few miles up this way.
Telefonumu parçaladın,.. .. bu yüzden başka bulacağız ve bu yoldan bir kaç kilometre ileride yaşayan bir ihtiyar adam var.
From one man to another, what else can I do?
Benim halimden anla.
A key witness saw a man in a raincoat with Merete's brother. - Another saw Merete looking for him.
Kilit tanık Merete'nin kardeşini yağmurluk giymiş bir adamla bir diğeri de Merete'yi kardeşini ararken görmüş.
"This woman spent 90 years on the Earth... of noble birth and of some advantage... devoting herself to one man, but loving another."
90 yıl yaşadı bu dünyada. Asil bir aileden geldi, güzel bir hayat sürdü. Bir adamı sevdi, hayatını ise bir başkasına adadı.
There was... another photo in this man's room.
Bu adamın odasında başka bir fotoğraf daha vardı.
I'm talking about the web-headed terrorist Spider-Man, who, as I speak, is destroying the city in yet another throw-down with another one of his so-called enemies.
Ağ kafalı terörist Örümcek Adam'dan bahsediyorum. Kendisi ben konuşurken, sözde düşmanlarından birisi ile birbirlerine meydan okuyarak şehri yok ediyorlar.
Then tell me, what sort of a man covets another woman on the day of his wife's murder?
Söyleyin o halde, ne çeşit bir adam karısının öldürüldüğü gün başka bir kadına göz koyar!
One man of faith to another.
Bir inanç adamından diğerine.