Between you and i traducir turco
3,537 traducción paralela
This here - between you and I, it is an uneven contest.
Burada seninle aramızda geçen dengesiz bir çekişme.
As long as things keep going great between us, you'll keep asking me to marry you, and eventually I'm gonna end up saying yes, and then we're gonna be married forever, and the whole thing just freaks me out.
İlişkimiz böyle harika gitmeye devam ettiği sürece sen evlenme teklif etmeye devam edeceksin ve ben de sonunda evet diyeceğim ama biz sonra sonsuza kadar evli kalacağız falan. Bunlar beni çok korkutuyor.
Well, if you're asking me to choose between you and Rayna, I'm team Rayna, even though I doubt she'd have me now.
Seninle Rayna arasında seçim yapmamı istersen ben Rayna'nın yanındayım, şu anda beni ister mi bilmiyorum ama.
CHIN : ( over radio ) So, I dug through the copy of Davis's hard drive you sent over, and found an e-mail thread between him and his boss, Neil Redding.
Bana gönderdiğiniz bilgileri inceledim ve Neil Ridding'le patronu arasındaki yazışmalara ulaştım.
I told you, between my pension and Social Security, we're going to be fine.
sana demiştim, Emeklilik ve Sosyal Güvenlik arasında, gayet iyi gidiyoruz.
Repair the rift you've caused between me and Emma, and I'll give you full pardon.
Emma'yla benim aramda sebep olduğun yarayı tamir et, ben de seni tamamiyle affedeyim.
Look, the point is, I don't want to be the cause of an estrangement between you and your father.
Demek istediğim şu ki, babanla aranızda yaşanacak soğukluğun sebebi olmak istemiyorum.
I would say the shooting distance varied between maximum two metres for the first bullets fired and about 40 cm for the last one. - Thank you, Mr Tuypens. Miss Teugels?
Ateş mesafesi için ilk kurşun için iki metre sonuncusu içinse 40 cm diyebilirim.
Whatever's happened between your mother and me, I'm gratified that you know you can still count on me.
Annenle aramda ne olmuş olursa olsun bana güvenebileceğini bilmen beni memnun etti.
Were you and Becca together the whole evening? No, I couldn't keep up with her. Between the hosting and mingling.
Hayır, ev sahibeliği ve insanlarla kaynaşmak arasında ona ayak uyduramadım.
No, I will keep you safe. But I will also make sure that you spend the rest of your time shuttling between solitary confinement and the rapiest available bunkmates.
Ama hayatının kalanını askeri mahkumiyet ve tecavüze elverişli oda arkadaşlarıyla geçirmeni sağlamayacağından da emin olurum.
The only difference between you and me is that I will pay for my sins.
Seninle benim aramdaki tek fark ben günahlarımın bedelini ödeyeceğim.
I know you're upset, Captain, but I promise you nothing happened between me and Zoey until after you guys split up, okay?
Üzgün olduğunu biliyorum, Kaptan, ama inan siz ayrılanana kadar, Zoey ile aramda hiçbirşey olmadı. Tamam mı?
I want to assure you nothing happened between me and Zoey until after you guys had split up.
Seni temin ederim ki siz ayrılanana kadar Zoey ile aramda hiçbir şey olmadı.
If you entertain any suspicion of impropriety between my husband and these young women, you mentioned, I believe I can set your mind at rest.
Bu genç kadınlarla kocam arasında uygunsuz bir ilişki arıyorsanız sanırım o konuyu açıklığa kavuşturabilirim.
I'm going to need an account from each of you as to your movements between 10.30 and 12.
Her birinizin 10.30-12 arasında bulunduğunuz yerleri bildirmeniz gerekiyor.
I just need to establish where you were and what you were doing between 10.30 and noon. Working.
Saat on buçukla öğle arası nerede ne yapıyordunuz öğrenmem gerekiyor.
All I can tell you for now is that she died sometime between four and seven o'clock yesterday afternoon.
Şimdilik tek söyleyebileceğim dün saat dört ile yedi arası öldüğü.
I want you to divvy up your people between road closures and rapid response.
Adamlarınızı barikatlar ve acil müdahale için bölmenizi istiyorum.
Difference between you and me is I was responsible.
Aramızdaki tek fark, ben suçluydum.
I never meant to drive a wedge between you and your mom.
Annenle aranızı açmak istemezdim.
Look, Winston, if there was one thing that stood between you and happiness, don't you think I would be there to help you get it?
Winston, mutlulukla aranda sadece tek bir şey olsaydı sence onu almana yardım etmez miydim?
No, I'm guessing that's the difference in salary between this job and the one that you just interviewed for.
Hayır, buradaki maaşınla az önce mülakata gittiğin yerin maaşı arasındaki sayıyı tahmin ediyorum.
I don't mean to speak out of turn, Mrs Crawley, but you will, I think, accept that any difference between Mr Grigg and me is my concern.
Yersiz konuşmak istemem Bayan Crawley,... ama kabul edersiniz ki, Bay Grigg ile aramızdaki farklar benim sorunum.
- I know what is between you and Peter.
Peter'le ne yaptığınızı biliyorum.
And I will keep it up until you explain to me what has gone wrong between us.
Aramızda ne olduğunu söyleyene kadar da buna devam edeceğim.
No, but I could see the beginnings of it already between you and langham.
Hayır. Ama bunun Langham'la aranızda çoktan başladığını gördüm.
And I'm wondering if maybe you could make things right between us?
Ve merak ediyorum, aramizi düzeltebilir misin acaba?
But I also know there's a fight going on inside you between Bill and Lilith and I just want to make sure she doesn't win tonight.
İçinde Bill ve Lilith arasında bir kavga geçtiğini de biliyorum. Tek istediğim bu gece Lilith'in kazanmamasını sağlamak.
Lord knows I am guilty of a lot of things between us but not you and her.
Tanrı biliyor ya aramızdaki pek çok şeyden dolayı suçluyum ama seninle onun arasındakilerden değil.
And I want the thing remains between us, if you can.
Pek duyulsun istemiyorum, artık ne kadar halledebilirsen.
Um, I don't want to make a big deal about this, especially with Mariana and Jesus, but between you and me, Callie was in juvie for a little while.
Olayı fazla büyütmek falan istemiyorum hele de Mariana ve Jesus için ama aramızda kalsın, Callie kısa bir süre ıslah evindeymiş.
[Both laughing] Hey, listen, there's obviously something between us or Anne wouldn't have set us up in the first place, and I woke up this morning smiling for the first time in a long time because I knew I was gonna see you.
Bak, belli ki aramızda bir şeyler var, yoksa Anne bizi tanıştırmazdı ve uzun süredir ilk defa gülerek uyandım çünkü seni göreceğimi biliyordum.
Now, look, Peter, j-just because you're a member now and I'm your guest, that doesn't mean things are gonna change between us, right?
Peter, sen üyesin ben de konuğunum diye ilişkimiz değişmeyecek, değil mi?
Do you see, I am all that stands between you and the rope?
Görmüyor musun? Seninle ip arasında duruyorum.
I am very clear on where the line is between you and me and what we do here.
Ben ikimiz ve burada yaptıklarımız konusunda sınırlarımı gayet net çizdim.
I can make you run between court and jail for the rest of your life.
Tüm hayatın boyunca seni mahkeme ve hapishane arasında koşturabilirim.
All right, this thing between us... the thing where you hate me and don't trust me, and I spend my days trying to save your life... isn't working for me.
Pekala, bu aramızdaki şey... benden nefret etmene ve güvenmemene neden olan şey, ve günlerimi senin hayatını korumak için harcıyor olmam... bana uymuyor.
Also, between the moon's position in the sky and the orientation of the shadows, I can tell you that she was moving in a southeasterly direction.
Ayrıca ayın konumuna ve gölgelerin yönüne bakarak onun güneydoğu'ya doğru hareket ettiğini söyleyebilirim.
I been trying forever to fight this thing between you and me, and, uh... just when I think I get there...
En başından beri, aramızdakiler konusunda mücadele veriyorum ama... Tam da oldu derken...
And I thought there was a difference between you and your father.
Ben de babanla senin aranda bir fark olduğunu sanıyordum.
And I don't wanna be the one to come between you two.
Ve, aranızdaki kişi olmak istemiyorum.
So long as I'm in town, I am going to sleep between you and him.
Burada olduğum sürece seninle onun arasında uyuyacağım.
And this is where I say, "Oh, that's all right," like I do every time it looks like there's something going on between you and my boyfriend.
Ve burası da benim, "önemli değil" dediğim kısım sen ve sevgilim arasında bir şeyler olduğunu düşündüğüm her sefer yaptığım gibi.
For how things have been going between us, and... How I've been treating you.
Aramızda yaşananlar ve sana davranış biçimim için.
I accuse you of the poisoning of the only barrier that lies between you and the throne of Naples.
Seni, sen ve Napoli tahtı arasındaki tek engeli zehirlemekle suçluyorum.
I wanted to ask you, man to man, if anything's going on between Daisy and the fella working at the Ritz.
Size bir şey sormak istedim. Erkek erkeğe. Daisy ile Ritz'de çalışan şu arkadaş arasında bir iş var mı acaba?
I see where you're headed, but what's the link between her and our Vic?
Onun senin hedefinde olduğunu görüyorum. ... ama kurbanımız ve onun arasındaki bağlantı nedir?
I need money and it's not for what you think... for a magic show or a bee colony... it's to pay the builders I hired to start building the fake wall between Mexico and America.
Paraya ihtiyacım var ve düşündüğün şey için değil... sihir gösterisi ya da arı kolonisi... Meksika ve Amerika arasındaki sahte duvarı inşa etmek için tuttuğum işçilere ödeme yapmak için.
Well, between you and me, Daniel, I'm thrilled.
Aramızda kalsın Daniel, çok etkilendim.
I've been thinking. And there's just no way anything could have happened between the two of you.
Düşündüm ve aranızda bir şey olmasının imkanı yok.
between you and me 301
between you 16
you and i 1254
you and i have a lot in common 16
you and i are done 20
you and i need to talk 36
you and i both know 34
you and i are friends 19
you and i together 16
you and i both know that 16
between you 16
you and i 1254
you and i have a lot in common 16
you and i are done 20
you and i need to talk 36
you and i both know 34
you and i are friends 19
you and i together 16
you and i both know that 16
and i 3645
and i'm proud of you 44
and i will 353
and i'm grateful 35
and i said yes 53
and i'm starving 33
and i'm not gonna lie 17
and i'm very sorry 29
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm proud of you 44
and i will 353
and i'm grateful 35
and i said yes 53
and i'm starving 33
and i'm not gonna lie 17
and i'm very sorry 29
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm glad 37
and i'm sorry 950
and i'm thinking 69
and i'm telling you 167
and i'm like 248
and i'm happy 32
and i'm tired 39
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm glad 37
and i'm sorry 950
and i'm thinking 69
and i'm telling you 167
and i'm like 248
and i'm happy 32
and i'm tired 39