English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You and i together

You and i together traducir turco

4,764 traducción paralela
And we're staying together even though I know you're... a witch.
Birlikteliğimiz devam edecek. Senin bir... cadı olmana rağmen.
I've been a little messed up lately, and the only thing that's been holding me together is you.
Son zamanlarda biraz harap haldeyim, ve beni ayakta tutan tek şey sensin.
Rollo, you and I fought together many times.
Rollo birlikte birçok kez savaştık.
You and I, working together, bonding, strengthening our friendship through teen angst and Panini.
Sen ve ben, birlikte çalıştık, bağlandık ergen endişeleri ve Panini ile dostluğumuzu güçlendirdik.
And so that maybe, someday, hopefully, you and I can be together again.
Hatta belki bir gün biz de birlikte olabiliriz diye.
I know that you and Roman have a history together.
Sen ve Roman'ın bir geçmişiniz olduğunu biliyorum.
I think that you and I are gonna do great things together.
Birlikte çok büyük işler yapacağımızı düşünüyorum.
You have to know how much it pains me to do this, but, Roman, you and I could've ruled the Sector together.
Bunu yapmanın beni ne kadar incittiğini bilmen gerekiyor. Ama sen ve ben birlikte Sektörü yönetebilirdik, Roman.
All these women, and you just can't put it together, can ya? - I'm confused, too.
Bu kadar kadın var, ama bir türlü anlayamıyorsunuz, değil mi?
If you want to use Timothy, I think we should... get together, all three of us, and talk about it.
Timothy'i kullanmak istiyorsan bence buluşup bu konuyu konuşmalıyız.
And I know you're angry that we couldn't get adopted together.
Ve aynı anda evlat edinilemediğimize de kızdığını biliyorum.
I make coffea and you put your stuff together.
Ben kahve pişiririm, sen de eşyalarını toparlarsın.
THEN YOU AND I WILL TAKE KESSIE TO SEE HER BOYS... TOGETHER.
Daha sonra Kessie alır çocuklarını görmeye birlikte götürürüz.
maybe I thought that you and I would get back together and try again.
Bilmiyorum işte belki sen ve ben tekrar bir araya gelip deneriz diye düşünüyordum.
Now, my gut says, and I'm sure you'd agree, that we can do a shift-left-together three-bit-zero fill to the right, which is faster and gives the same result on the accumulator on the 186, but... I don't know,
İçimdeki ses şunu diyor, eminim sen de katılıyorsundur sağa doğru 3bit 0 ile sola kaydırma yapabiliriz ki bu daha hızlı olur ve 186'daki aküyle aynı sonuçları verir ama bilmiyorum, senin düşüncelerini duymak isterim.
What do you say you and I get together in a special way?
Özel bir nedenden dolayı bir araya gelmeye ne dersin?
when last we were together under the stars, I felt you were holding back your true feelings and most tender words.
~ Yüzbaşı Joyce ~... yıldızların altında son defa birlikte olduğumuzda gerçek duygularınızı ve en hassas kelimeleriniz sakladığınızı hissettim.
You and I... we need to stick together, okay?
Sen ve ben, birlik olmalıyız, tamam mı?
Well, first of all, we would be happy to have both you and your husband as participants in the study together, and I could see to it that you could experiment with different sexual positions, which is, I think, what you're trying to say.
Öncelikle hem seni hem de kocanı birlikte çalışmada katılımcı olarak görmekten mutluluk duyarız ve söylemeye çalıştığın şey olan farklı cinsel pozisyonlardaki deneyimlerinizi gözlemleyebilirim.
Actually, I wasn't proposing you and I do anything together.
Sana hiçbir şeyi beraber yapmayı teklif etmiyorum.
You and I will stay together and Jake and Mom will be together.
Senle ben birlikte olacağız, annenle de Jake birlikte olacak.
You know, I was thinking that you and I should work together long-term.
Biliyor musun, birlikte uzun vadeli çalışabiliriz diye düşünüyorum.
We will also go together to take the money. But in between, I will continue to live this same old life and you will start your new life.
Tabi bu arada parayı da alacağız, ama bana gelince, ben yine eski hayatıma devam edeceğim ama sen yeni bir hayata adım atacaksın...
Come on, we grew up together, Abe, and I remember who you are, even if you've forgotten.
Hadi, beraber büyüdük Abe ve sen unutmuş olsan dahi kim olduğunu hatırlıyorum.
You and I were never good together.
İkimiz beraber hiç iyi olmadık.
So that together, you and I, Wessex and Northumbria, can save our country.
Birlikte, senle ben Wessex'le Northumbria, ülkemizi kurtarabiliriz.
But if you and I joined together, not only against the Northmen, but also against Mercia, we should surely overcome it.
Lakin... İkimiz birlik olursak sadece Kuzeyliler karşısında değil, ayriyeten Mercia karşısında da hepsinin üstesinden gelebiliriz.
Nora and I are not together anymore, and I have to tell you I'm, uh...
Ve size söylemek zorundayım ki...
So we're sleeping together and I'm, like, making you meals but you can't tell me anything?
Birlikte yatıyoruz ve sana yemek yapıyorum ama sen bana hiçbir şey anlatmıyorsun.
Together, you and I will shape the future of the world.
Birlikte dünyanın geleceğini şekillendireceğiz.
There's this guy who's a dad at the school, and we're on the same volunteer committee so, you know, we've been spending a bunch of time together at that, and we've become friends, and I did not intend
Adam okuldaki babalardan biri ve biz aynı gönüllülük komitesindeyiz bu yüzden biraz fazla zaman geçirdik birlikte ve de arkadaş olduk. Bir şey yapmayı... düşünmedim ama...
You and I could do a lot of special things together and have a shitload of fun doing it.
Birlikte birçok özel şey yapabiliriz ve yaparken de çok eğlenebiliriz.
I know Abraham is a passionate man, and if he chooses to exercise that passion outside of his marriage, then I will consent as long as you agree to limit your time together and ensure that it stays a secret.
Abraham'ın tutkulu biri olduğunu biliyorum ve evliliğinin dışındaki bu tutkuyu kullanmayı seçerse birlikte geçirdiğiniz zamanı kısıtlamayı kabul ettiğin ve bunun sıra olarak kalmasını sağladığın sürece razı olacağım.
And so I wondered if I could- - if we could, you know, do the job together.
Acaba, merak ettim de... Bu işi birlikte yapsak nasıl olur?
And in fact, when I do it, I think we should do it together, you and I.
Ve bence bunu ona birlikte söylemeliyiz.
Then together we'll walk out of here and I'll drive you back into town.
Sonra buradan birlikte çıkacağız ve seni kasabaya geri götüreceğim.
I love you guys, and I love that we spend... so much time together.
Sizi seviyorum ve beraber bu kadar çok görüşmeyi de seviyorum.
Yeah, where I still put this together, and I dragged you out of your little unabomber shack.
Evet, tüm bu soygunu planlayıp, seni de küçük kulübenden çıkarmıştım.
I mean, you and her together, whether it would help or hurt, make her weaker or stronger.
Bir arada olmanızın ona yardımcı olacağını mı yoksa zarar vereceğini mi onu daha zayıf mı yoksa daha güçlü biri mi yapacağını bilmiyordum.
But you and I have to figure out a way to get past that, you know, because we own a business together now. We do, we do.
Ama bunu aşmanın bir yolunu bulmalıyız çünkü birlikte bir iş yürütüyoruz.
What's your father gonna say when he gets out of jail and I tell him you spend every day with orange boy rubbing your dicks together?
Baban hapisten çıkıp geldiğinde ve ben ona senin tüm zamanını turuncu çocukla siklerinizi tokuşturarak geçirdiğini söylediğimde, baban ne yapacak sanıyorsun?
I mean, you rescued me, and you brought us back together.
Yani, beni siz kurtardınız, bizi tekrar bir araya... -... getirdiniz
We haven't had any time together, and I thought I'd whisk you away.
Birlikte zaman geçiremedik bende seni kaçırayım dedim.
Hell, we could've been together, you and I.
Kahretsin, beraber olabilirdik sen ve ben
Let's work together again, you and I.
Hadi, tekrar birlikte çalışalım sen ve ben.
I mean, wouldn't it be awesome if-if they were all grouped together, like in a cafeteria, and you could just go in there with a trench coat and just waste them?
Yani hepsinin kafeterya gibi bir yerde grup haline oturması harika olmaz mıydı? Ve içeri yağmurluklarımızla girip onları öldürebilirdik.
I'm gonna run you a nice hot bath, and we'll all snuggle down in the bed together and watch a movie on the iPad, yeah?
Bilgisayarında film izleriz tamam mı?
Well, I mean, you are Emma's mom, and we did make her together...
Sonuçta, Emma'nın annesisin ve onu beraber yaptık...
I couldn't help but notice that you and Alex came into work together today.
Alex'le beraber geldiğinizi fark edince kendime engel olamadım.
You know, before you and Jess were together, I moved her panties hundreds of times, so...
Sen Jess ile birlikte değilken binlerce kez onun donlarını çıkarmışlığım vardır.
You take pictures of you two in bed together, I'll send them to my ex and wreck her marriage just like she wrecked mine.
Yatakta fotoğraf çekinirsiniz, onları eski eşime gönderirim ve aynı benimkine yaptığı gibi onun da evliliğini bozarız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]