Blame me traducir turco
3,211 traducción paralela
Don't blame me for falling In love with you.
Sana aşık olduğum için beni suçlama.
She'd probably find a way to blame me, too.
Muhtemelen beni de suçlayacak bir şey bulur.
- Because if it is, blame me, not her.
Çünkü öyleyse onu değil, beni suçlayın.
Can you blame me for having doubts?
Şüphelerim var diye beni suçlayabilir misin?
Don't blame me.
Bu benim suçum değil.
Well, your big-boobed Raquel made the list. Don't blame me.
Senin koca memeli Raquel listeye girmiş.
Don't blame me if she is the object of ridicule.
Eğer hakkında dedikodu çıkarsa beni suçlama.
Well, you can't blame me for trying.
En azından denediğim için beni suçlayamazsın.
Wait, you're gonna blame me for this?
Bir dakika, bunun için beni mi suçalayacaksın?
Can you blame me?
Sevilmez mi?
♪ but, baby, you can't blame me ♪
# Bebeğim beni suçlama #
You can't blame me for caring about my brother or for trying to help.
Beni kardeşimi önemsediğim veya yardım etmeye çalıştığım için suçlayamazsın.
Don't blame me.
Suç bende değil.
If Special Branch are right in their suspicions of a certain official, who is Rosa Lebech's ex-husband, you damn well can't blame me for that!
Ben personelime güvenirim. Ve Özel Birim sızıntının kaynağının Rosa Lebech'in eski kocası olduğu konusunda haklıysa,.. ... o zaman bunun suçunu üstüme atmanız imkânsız!
You're trying to blame me?
Beni mi suçlamaya çalışıyorsunuz? Hayır.
Do not blame me for the sins of my mother.
Annemin günahları için beni suçlama.
Look, don't blame me, Tony.
Bak, beni suçlama, Tony.
You can't blame me every time something goes amiss with your precious dragons.
Her seferinde değerli ejderhalarınızda ters giden şeyler için beni suçlayamazsın.
Don't blame me for whatever happens.
Olacakların sorumlusu ben değilim.
I know I did a number on her, but you can't blame me.
Biliyorum, bu onun için çok fazla, fakat beni suçlayamazsınız.
But if you want to blame me for the whole thing, go ahead- - I won't stop you.
Her şey için beni suçlamak istiyorsan suçla gitsin. Seni engellemeyeceğim.
But can you blame me?
Fakat beni suçlayabilir misiniz?
But don't blame me if you suddenly regret assaulting a fellow classmate.
Eski sınıf arkadaşına saldırdığın için üzgün olduğunu söyleme şimdi bana.
Can you blame me?
Beni suçlayabilir misin?
Don't blame me for something we all forgot.
- Herkesin unuttuğu bir şey yüzünden beni suçlamayın.
Don't blame me.
Bana çatma.
Does she blame me a lot?
Bana çok mu kızdı?
You know, I think it's really convenient that you're always "about to" do something really nice just before I do something you blame me for.
Sen iyi bir şeyler yapmak üzereyken benim her seferinde suçlanacak bir şeyler yapmam ne büyük tesadüf.
It seems very easy. But if you ignore it or forget it... If it's in the exam, and you fail because of it, don't blame me.
Çok kolay görünüyor ama göz ardı ederseniz ya da unutursanız ve eğer sınavda çıkar da başarısız olursanız sakın beni suçlamayın.
After you're all cured of your sickness... You can blame me and hate me then.
Hastalık gittiğinde, bana kızar ve bana sinirlenirsen sorun değil.
It's your plan when we get to Hanyang to blame me for making you do everything isn't it?
Hanyang'a gidince tüm suçu benim üstüme atacaksın, değil mi?
Don't blame me. Okay?
Beni suçlama, tamam mı?
Don't blame me.
Beni suçlama.
Don't blame Chin. - I forced him to bring me down here.
Buraya getirmesi için onu ben ikna ettim.
You're... you're gonna blame me for something that wasn't my fault? - It was an accident!
- Kazayla oldu!
And you blame me.
Beni suçluyorsun.
It's only... I can't bear to think of her being worried when I know very well that if anyone's to blame, it's me.
İlla biri suçlanacaksa, bunun ben olduğumu çok iyi bilirken onun endişelendiğini düşünmeye katlanamıyorum.
Don't blame me for your failures, Bohannon.
Beceriksizliğin için beni suçlama Bohannon.
Are you gonna kill me? You gonna blame it on rough sex, maybe?
Suçu yaptığımız sekse mi atacaksın?
I can't blame her for not trusting me.
Charlotte hasta, Daniel.
Don't make me take the blame!
Ne olur beni suçlama!
Just blame it on me and act like you don't know anything.
Benim üzerime at ve bir şey yokmuş gibi davran.
Also, if she asks you why you lied, just blame it all on me.
Ayrıca... Ona yalan söylemeni sorun ederse benim yaptırdığımı söyle.
I blame mind-numbing incompetence, but pointing fingers isn't going to help me.
Suçu akıl numaralarına karşı yetersizliğe atıyorum ama bir şeyleri göstermek bana yardım etmeyecek.
But don't blame it on me.
Ama suçu bana atma.
- Look, you cannot blame the drugs on me. - I know.
- Bak, uyuşturucu için beni suçlama.
I know you're not to blame, just tell me what happened.
- Tyr lütfen. Senin suçun olmadığını biliyorum.
"I'm sorry I blame you for my bloodlust " and for me becoming a ripper.
" Kan açlığım ve bir deşici haline dönüştüğüm için seni suçladığımdan dolayı özür dilerim.
Since he's unable to protect me, he will blame himself.
Beni koruyamazsa, kendini suçlayacaktır.
You're going to blame this on me?
Bunun için beni mi suçlayacaksın?
You don't blame this on me!
Bunun için beni suçlama!