But in my experience traducir turco
127 traducción paralela
But in my experience, I've seen this many times, and only once was it malignant.
Ama buna benzer şeyleri çok gördüm, ve sadece bir tanesi kötü huyluydu.
Okay. But in my experience, sneaking around is the best way to get caught doing anything.
Tamam. ama deneyimlerime dayanarak gizlemenin hiçbir şey yapmadan yakalanmanın en iyi yolu olduğunu söyleyebilirim.
We'll investigate what may have compelled him to do what he did, but in my experience these questions often go unanswered.
Onu bunu yapmaya neyin zorladığını araştıracağız,..... fakat tecrübelerime göre genelde bu sorular cevapsız kalır.
Now listen, I know sending you over to Fisher was a bit of a gamble but in my experience, risk provides the greatest pay off.
Dinle beni, seni Fisher'a göndermenin bir tür kumar olduğunu biliyorum ama risk almadan kazanç da olmaz.
We could ask him, but in my experience, most men lie about that point.
Ona sorabiliriz, ama bence çoğu erkek büyüklük konusunda yalan söylüyor.
I'm sure those school administrators are a sinister and venal bunch, honey, but in my experience, most crime is personal... not these weird conspiracies.
Okul yönetimi'ndekilerin sisnsi ve rüşvetçi olduklarına eminim ama deneyimlerime dayanarak, çoğu suçun kişisel olduğunu söyleyebilirim. Bu tuhaf komplo teorileri gerçek olamaz.
Well, that's what we're here to find out, but in my experience, all physical species are alike.
Eh, bunu öğrenmek için buradayız. Ama deneyimlerime göre, tüm fiziksel türler aynı.
Well, I appreciate your efforts, but in my experience friends can be overrated.
Çabaların için teşekkür ederim ama tecrübelerime göre arkadaş olayı abartıldığı kadar matah bir şey değil.
But in my experience, people like you have people working for them that handle these kinds of things.
Ama bildiğim kadarıyla, sizin gibi kişilerin bu işlere bakan... adamları vardır.
No, but in my experience it often can be misleading.
Evet ama tecrübeme göre sık sık yanlış yönlendirebilir.
But in my experience, popping pills doesn't relieve social anxiety quite as well as, say, bourbon and Marvin Gaye.
Ama deneyimlerime göre, sosyal kaygıları rahatlatmada şu sizin haplar, burbon ve Marvin Gaye kadar etkili değiller.
- Olympic standard. Look, it may be a political function, but in my experience... the last thing anyone wants to do over dinner is talk shop.
Bak, bu belki politik bir durum, ama deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, yemek boyunca herkesin konuşmak istediği son şey alışveriştir.
But in my experience the FBI doesn't usually concern themselves with traffic accidents.
Ama tecrübeme göre FBI genelde trafik kazalarıyla ilgilenmez.
You always hear how going for the throat is the best approach, but in my experience it's almost impossible to get a throat grip, so I would always go for the ear.
Boğazı ısırmanın en etkili yol olduğu söylenir, ama tecrübelerime dayanarak, imkansız olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden hep kulağı ısırırdım.
But in my experience, dealing with people like Edwin Dodd, what they say and what they do are two totally different things.
Ama tecrübelerime göre, Edwin Dodd gibilerin yaptıkları ve söyledikleri tamamen farklı şeylerdir.
But mr. Parker had one experience at night in my jungle.
Ama Bay Parker'ın bir gece ormanımda bir deneyimi oldu.
I could easily write this story in relation to myself, basing it on my own experience, but transposing it onto a friend.
Bu hikayeyi kendime bağdaştırıp başka bir karakter üzerinden tecrübelerime dayanarak kolayca işleyebilirim.
Of course, I was only 13 years old at the time, but I like to think of that experience as when I first discovered my real calling in life.
Tabi o zaman sadece 13 yaşındaydım ama o deneyimi hayatımın ilk tutkusu olarak düşünmekten hoşlanıyorum.
But I had absolutely no experience, just my bachelor's in journalism.
Ama hiçbir tecrübem yoktu, gazetecilik diplomam dışında.
"I don't know if all grooms have the same experience... " but as'Kicking Bird'began to speak about what was expected of a Sioux husband... " my mind began to swim in a way that shut out everything but her...
Bütün damatlar aynı deneyimi yaşar mı bilmiyorum ama Tekmeleyen Kuş, bir Sioux kocasından beklenenleri anlatmaya başlarken aklım, ondan başka her şeyi dışarıda bırakacak bir şekilde uzaklaştı giysisinin en ufak detayları vücudunun hatları gözlerindeki ışık ayaklarının küçüklüğü.
In my experience, they pretend to give it but it's generally a smoke screen for demanding it back with interest.
Deneyimlerime göre, sana ilgi gösterme maskesi altında senden daha da çok ilgi beklerler.
But as it happens, Mr. Lee, I am, among other things... a provider of rare services to the arts... and in my experience as a provider of rare services to the arts...
Ama artık tanıştığımıza göre, Bay Lee... Ben, diğer işlerimin dışında sanatta nadir hizmetler sağlarım ve sanata nadir hizmetler sağlayan bir kişi olarak edindiğim deneyimler bana yazarların biraz muhtaç insanlar olduğunu öğretti.
It's dangerous to generalize about new life-forms but based on my experience with other beings who bear their young in this manner
Yeni yaşam formlarını genellemek tehlikelidir. Ama yavrularını bu şekilde doğuran diğer varlıklar üzerindeki deneyimlerime dayanarak...
But based on my experience in this area, I have to disagree.
Ancak bu konudaki deneyimlerime dayanarak, bu tesbite katılamıyorum.
Please do not misunderstand me - but experience has shaken my faith in tenants.
Lütfen beni yanlış anlamayın ama deneyimlerim yüzünden kiracılara olan inancımı yitirdim.
- Well, um, all things to all men, in my experience. I mean, she'd play the country lady but to perfection, until she got bored with the part. - So why do you come to me now, Lord Horbury?
Her erkeğin isteyebileceği her şey, kendi tecrübeme göre yani mükemmel şekilde taşralı kadını oynayabilirdi, ta ki rolünden sıkılana kadar.
Each time I arrive, I seem to exist in temporal sync with the rest of you for a while, but before I can make anyone understand what's happening, I find myself at an earlier time in my Iife and just before it happens, I seem to experience a sudden drop in body temperature.
Her sıçrayışımda, bir süreliğine sizler ile zaman senkronu yaşıyorum, ama, neler olduğunu birilerinin anlamasını sağlayamadan, kendimi tekrar sıçramış olarak buluyorum, ve bu tecrübeyi yaşamadan önce, üşümeye başlayıp, vücut ısımın düştüğünü hatırlıyorum.
But let me tell you, in my experience it's -
Haydi anlat bakalım, tecrübelerime dayanarak...
In my experience blonds are more expensive but they don't have your warmth.
Tecrübelerime göre, sarışınlar daha pahalıdır ama senin sıcaklığına sahip değiller.
I am offered a job with the largest retainer in my experience, but you say I should decline it because it would give offense to a certain man and his organization?
Hayatımda gördüğüm en büyük avansla bir iş teklif edildi. Ama sen, adamın birini ve örgütünü gücendirir diye reddetmemi söylüyorsun.
I know this sounds like a steep price to pay... but my goodness, imagine the experience that your boys will have... as they sail down to the sea in ships... as Shakespeare noted.
Bunu daha önce yapmadıklarını biliyorum ama bu çocuklarınız için iyi bir deneyim olacak. Bunu Sheakspere söylemişti.
He had a bad experience. But in my opinion, it didn't affect his behavior.
Fakat benim görüşüme göre, bu davranışlarını etkilemez.
I'll admit that my experience in this area is limited but haven't we already crossed the personal barrier?
- Bu alandaki deneyimimin kısıtlı olduğunu kabul edebilirim. Ama kişisel bariyerleri zaten atlamış sayılmaz mıyız? - Tamam.
It was an experience I had never even considered in that here was somebody who could not only hold my attention absolutely, but deny me the choice of laughing or crying.
Tüm dikkatimi üzerine yönelttiğim, bana gülmeyle ağlama arasında seçim fırsatı vermeyen biri hiç aklıma getirmediğim bir deneyimdi.
Look, Dr. Carter. I am not suggesting this but my experience has been that there's not much in this country that can't be bought.
Doktor Carter bunu önermiyorum ama tecrübelerimden bu ülkede satın alınamayacak pek bir şey olmadığını gördüm.
BUT I AM TELLING YOU THAT HAVING A KID IS THE NUMBER ONE, TOP-RATED EXPERIENCE IN MY LIFE.
Ama sana bir çocuk doğurmanın hayatımdaki bir numaralı deneyim olduğunu söyleyebilirim.
It's unique in my experience, but people talk.
Benim için eşsiz bir tecrübe ama insanlar orada burada konuşuyor.
In my experience, women may like words, but they quickly forget them.
- Benim deneyimlerime göre, kadınlar kelimeleri sever ama çabuk unuturlar.
But unfortunately, in my experience, very few parents will show up.
Ama maalesef, deneyimlerime göre, çok az aile gelecektir.
But it cannot give us the actual experience that I'll be having in my consciousness.
Ama bilincimde yaşayacağım gerçek deneyimi bize veremez.
But if we, are in search, of self-aggrandizement, if we are in search of some, ego-stimulating experience of overpowering my debater then we come to nothing.
Ama böbürlenme ve benim konuşmamın baskınlığını kırmak için ego tatmini içinde olursak hiçbir sonuca ulaşamayız.
I don't know the guy, but... in my experience, most criminals aren't too smart.
Adamı tanımıyorum, ama deneyimlerime göre, çoğu suçlu çok akıllı değil zaten.
Now, you're in a room full of people who thought they could get better themselves, including me, but my experience... and I've been doing this for a long time... tells me that when a person walks through that door,
Şu anda bu oda kendi kendilerini iyileştirebileceklerine inanan, ben de dahil, insanlarla dolu, fakat tecrübem şunu öğretti... çünkü bunu uzun süredir yapıyorum, ne zaman birisi şu kapıya doğru yürürse
I suppose the murderer may have had a sudden panic or a fit of remorse, but, in my experience of criminals, it's unusual.
Katil herhâlde aniden paniğe kapıldı veya pişmanlık krizine girdi. Ama suçlularla ilgili deneyimlerime göre alışıldık bir olay değil.
which is stupid because I have a1most all the credits, but I was kind of hoping that my experience in business would make up for it.
Çok aptalca çünkü notlarım uygundu. İş tecrübemin bunu kapatacağını umuyordum.
Okay, fair enough. But I make up for my lack of experience in other ways ; I am really good with people.
Ama ben tecrübe eksikliğimi başka alanlardaki başarımla kapatırım ; insanlarla çok iyi anlaşırım.
But in my room, I want to relax and watch my highlights in complete surround-sound experience.
Fakat odamdayken, dinlenip, ses sistemi eşliğinde maç özetlerini izlemek istiyorum.
Well, in my experience, mademoiselle, people always know, but are sometimes reluctant to admit it.
Deneyimlerime göre, insanlar her zaman bilir, bayan. Ama bazen, kabul etmek istemezler.
But, in my experience, evil is not a cultural phenomenon.
Fakat, benim tecrübelerime göre, kötülüğün kültürel kimlikle ilgisi yoktur.
Teacher, I respect your experience... ... but in this matter, all the books I have read and my knowledge is useless.
Öğretmenim, tecrübenize saygım sonsuz fakat tüm okudum kitaplar ve bilgim bu mesele karsısında yararsız kalıyor.
Look, I don't want to disappoint you, but from my experience, and I've been working here for twenty years, there is no point in waiting.
Dinle beni, moralini bozmak istemem ama 20 yıllık doktor olarak söylüyorum, bana sorarsan burada beklemenin yararı yok.
but in the end 317
but in order to do that 29
but in my defense 43
but instead 336
but in the meantime 283
but in a good way 48
but in time 33
but in 118
but in fact 88
but inside 47
but in order to do that 29
but in my defense 43
but instead 336
but in the meantime 283
but in a good way 48
but in time 33
but in 118
but in fact 88
but inside 47