But we did traducir turco
3,334 traducción paralela
But we did it.
Ama yine de yaptık.
We couldn't date it, but we did uncover some old artifacts.
Tarihlendiremedik, ama eski bir eser olduğunu çözdük.
It's a miracle, but we did it.
Bu bir mucize ancak başardık.
So when people look at that whole period, we didn't have an office, a secretary, and one paid staff person, but we did it.
Sonuç olarak o döneme dönüp bakıldığında, ofisimiz, sekreterimiz... ve ücret ödenen tek bir çalışanımız yoktu. Ama başardık.
But we did it.
Ama başardık.
But we did!
AMA YAPTIK!
And I don't know how to tell you this, but we did not meet by accident.
"Sana bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama biz şans eseri tanışmadık."
'Cause if somebody walked in here and saw us, they'd be, like, "Look at those two totally normal roommates. I bet they never sucked face." But we did.
Birisi buraya gelse ve bizi görse şöyle derdi "Şu son derece normal ev arkadaşlarına bak kesin daha önceden birbirlerini vakumlamamışlardır."
But we did find this footage, shot down the street from where Hasim was hit.
Ama Hasim'in ezildiği yerin bir sokak aşağısında çekilmiş bu görüntüyü bulduk.
We did the same last year, but it's like Judy Morrison just vanished.
Geçen yıl aynısını yaptık ama sanki Judy Morrison ortadan kaybolmuş.
We weren't sure if Dr. Frankenstein - could fix him, but he did.
- Dr. Frankenstein'ın onu iyileştirebileceğinden şüpheliydik ama başardı.
But Jan did what he did... and we have to believe that it was in some way significant.
Biz, onun ölümünün çok değerli bir şey için olduğuna inanıyoruz.
Listen, you did a great job setting it up and getting the snacks ready, but we'll take it from here.
Bakın, bunu düzenleyerek ve hazır atıştırmalıklar... getirerek harika bir iş çıkarmışsınız ama bundan sonrasıyla biz ilgileneceğiz.
Not only did we complete the garbage route and move an unmovable fridge, but the Sanitation department hired three new female trash-haulers.
Sadece rotamızı tamamlamakla kalmadık yerinden kımıldamayan buzdolabını taşıdık. Temizlik İşleri üç yeni çöp toplayıcı kadını işe aldı.
But we're pretty sure he did stuff for money.
Ama para karşılığı bazı işler çevirdiğinden eminiz.
But we can still hug because I did a double deod coat.
Ama gene de sarılabiliriz çünkü iki kat deodorant sürdüm.
Dear Mr. Vernon, we accept the fact that we had to spend a whole day in grocery-store jail for whatever it is that we did wrong, but we think you're crazy for having us write an essay telling who we think we are.
Sevgili Bay Vernon, yaptığımız kötü şeyler yüzünden tüm günü market hapishanesinde geçirmek zorunda kaldığımızı kabul ediyoruz,... ama bize kompozisyon yazdırıp kim olduğumuzu anlattırmak istediğiniz için sizin deli olduğunuzu düşünüyoruz.
I mean, you're probably somewhat insane, like we all are, but in this specific instance with the trash and grumpy's, you're not,'cause I did it.
Diğer insanlar kadar bir manyaklığın var ama bu çöp kutusu olayında manyak sayılmazsın çünkü ben yaptım onu.
But we do need to know What he told you about us and about what he did.
Ama bizimle ilgili, ne yaptığıyla ilgili ne anlattığını öğrenmemiz gerek.
We did the right thing, but a little voice is still saying...
Doğru olanı yaptık. Bir yandan hâlâ içimde garip bir dürtü var...
They know we're here and must know we did it, but no-one's come for us.
Burada olduğumuzu ve bizim yaptığımızı biliyorlar ama kimse gelmedi.
Eight years, but, uh, I mean, she did so much more than that. She practically ran the place single-handedly. That's why we're here.
Sekiz yıldır ama çalışmaktan daha fazlasını yaptı.
We gave Pinto 20 million, but how did that help?
Pinto'ya 20 milyon verdik, peki bize ne faydası oldu?
We have the Unabomber, Timothy McVeigh, and even that fat guy at the Atlanta Olympics who didn't do it, but he looked mean, so we said he did.
Bizde de Unabomber, Timothy McVeigh ve Atlanta Olimpiyatları'ndaki suçsuz olan ama kaba baktığı için suçlu ilan ettiğimiz şişko adam var.
But why did we have to leave?
Neden ayrıldık ki?
I know we all did our part, but, really, you saved the day.
Herkes üzerine düşeni yaptı biliyorum. Ama gerçekten günü sen kurtardın.
I did, but I thought we were gonna get the chance to get to know each other again, living in the same house.
İstedim ama aynı evin içinde yaşayarak, birbirimizi tekrar tanımaya başlayacağımızı düşünüyordum.
- But we did.
Ama geldik.
We did launch the Unha-3 missile. But you also launched the Naro rocket.
Biz, Unha-3'ü üretmiş olabiliriz ama siz de Naro'yu geliştirdiniz.
We looked for a suicide note but did not find one.
İntihar notu aradık ama bulamadık.
But we finally did it.
Ama sonunda başardık.
Charlie, you did not kill him, okay, but we're calling this thing off.
Charlie onu sen öldürmedin. Ama bu şeyi iptal ediyoruz.
I'd give you a standing "o," but we already did that in the shower.
Şimdi seni ayakta alkışlardım ama onu duşta zaten yaptık.
Look, we both know who dad was, we know what he did, but he's gone now.
İkimiz de babamın kim olduğunu biliyoruz. Ne yaptığını da biliyoruz. Ama artık o yok.
Okay, we did not get to that, but according to Google, like finance, maybe.
Bunu konuşmadık fakat, Google'a göre, ekonomiyle ilgili birşey, galiba.
Well, we did go at it, but, uh, I always respected the job you did.
Aramızda anlaşmazlıklar oldu ama çıkardığın işe hep saygı duydum.
We will have time to mark his death, but as it stands, we only have a small window of time to catch the fuck who did it.
Kendisini anmak için vaktimiz olacak. Ancak şu durumda bunu yapanları yakalamak için çok az zamanımız var.
Malory, we- - But thank you both for all that you did do.
- Malory... Ama hiçbir şey yaptığınız için ikinize tekrar teşekkür ederim.
We did that stickup, but we didn't hurt nobody.
Bu soygunu yaptık, ama kimseyi incitmedik.
But we- - we never had that conversation, did we?
Sen hatırlıyor musun?
No, but I did not expect we would.
Hayır, ama zaten geçebileceğimizi düşünmüyordum.
But did we do the right thing bringing her?
Ama kızı getirerek doğru şeyi mi yaptık?
I keep telling Mary that we should get them for our en suite, but, of course, that means less counter space, so I was just looking to see how they did it, and...
Ben Mary'e banyomuz için onlardan almamız gerektiğini söyleyip duruyorum ama, tabii ki, bu daha az tezgah alanı anlamına geliyor bu yüzden ben de onların bunu nasıl yaptığını görmek için bakıyordum, ve...
But if we, if we did and it goes online, if we ever looked for a house together, you know, a decent one, your place and this place combined...
Ama eğer biz yaparsak ve bu iş internete düşerse... Ev ararsak, bilirsin böyle düzgün bir şey... Senin evin ve burası toplamda...
Now they didn't seem to know much about what Henson had been into recently or where he'd been living, but they did know something that we didn't.
Henson'nın son zamanlarda neler yaptığını ya da nerede yaşadığına dair pek bir şey bilmiyorlar ama bizim bilmediğimiz bir şey biliyorlarmış.
I mean, all the suggestive stuff is fun, but - it did its job, and now here we are in... your favorite restaurant?
Tüm bu imalı şeyler eğlenceli ama... İşi hallettik ve burada senin favori restaurantına mı geldik?
Well, we got guys canvassing the area for witnesses, but whoever did this to Mark didn't hold back.
Hiç tanığın olmadığı bir yerde bulduk bunu Mark'a yapan her kimse bir hayli öfkeliymiş.
I think we scored some important points. I did tread water a bit, but...
Önemli konuları dile getirdik ve biraz havanda su dövdük ama...
We did spend half a year on the case, but he disappeared into thin air.
Bu dava için yarım bir yıl harcadık, ama o aniden ortadan kayboldu.
But you made the same error that we did and mistook her flatmate, Georgina Bannard, for Miss Vallens.
Ama bizim düştüğümüz hataya düştünüz siz de. Ev arkadaşı Georgina Bannard'ı Miss Vallens zannettiniz.
We did a primary decontamination on scene, but we had to get him outta there.
Olay yerinde temizleme yaptık ama onu hemen oradan çıkarmak zorundaydık.
but we didn't 63
but we did it 21
but we haven't 20
but we're friends 22
but we're okay 18
but we can't 95
but we do 80
but we will 86
but we're good 22
but we 242
but we did it 21
but we haven't 20
but we're friends 22
but we're okay 18
but we can't 95
but we do 80
but we will 86
but we're good 22
but we 242
but well 40
but we won't 29
but we don't have a choice 20
but we just 21
but we're running out of time 36
but we don't 68
but we need to talk 28
but we are 63
but we'll see 21
but we have no choice 18
but we won't 29
but we don't have a choice 20
but we just 21
but we're running out of time 36
but we don't 68
but we need to talk 28
but we are 63
but we'll see 21
but we have no choice 18