But you don't traducir turco
50,167 traducción paralela
Yeah, but you don't know my secret.
Evet ama sırlarımı bilmiyorsun.
You don't care about anyone but yourself.
Kendinden başka kimseyi düşünmüyorsun.
So, like, I wanna text you... but I don't wanna pester you or annoy you.
Mesajlaşmak istiyorum - ama seni boğmak da istemiyorum.
I know you think you understand this world, but you don't.
Bu dünyayı anladığını sanıyorsun ama hiç anlamıyorsun.
But they still don't have the inherent gifts that you have.
Yine de sendeki doğuştan gelen yeteneklere sahip değiller.
But don't you get it?
Ama anlamıyor musun?
I would if I could, but I can't tell you what I don't know.
Elimden gelse yardım ederdim ama bilmediğim bir şeyi söyleyemem.
Oh, you're sweet, but you don't have to worry about me.
Çok şekersin ama beni dert etmene gerek yok.
I don't usually recommend it, but if this is a mission you're set on making...
Genelde tavsiye etmem ama gitmeyi aklına koyduysan...
In some ways, but... I don't want you to treat me any different.
Bazı konularda evet ama bana farklı gözle bakmanı istemiyorum.
But you don't have the authority to kick me out, so you're making my life hell.
Beni kovmaya yetkin yok, sen de hayatımı zindan ediyorsun.
Sister Cleophas, I don't wanna scare you, but I'm worried.
Kardeş Cleophas, sizi korkutmak istemem ama endişeliyim.
But if you don't want anymore, I understand. It's...
Ama tedaviyi kesmek istersen anlarım.
But don't pretend you're one of the good guys.
Ama iyi adamlardan biri olduğunuzu iddia etmeyin.
I mean, yeah. Sure, but you don't need to flaunt it in people's faces.
Evet, doğru ama havasını da atmamalısın.
You say that now, but I don't think it's normal to sit in a car with someone all day and not chat.
Bütün bir gün arabada oturup hiç konuşmamak normal değil.
OK. Yes, I can walk in the sun, but you don't need to advertise that.
Tamam, gün ışığında yürüdüm ama bu haberi yayma.
We don't know, but Damien Darhk and Malcolm Merlyn are after him, which means you two cannot sit this one out.
Bilmiyoruz ama Damien Darhk ve Malcolm Merlyn onun peşinde. - Yani bu göreve katılmak zorundasınız.
- Well, we had superpowers, but, because you don't make "Star Wars," I don't become a scientist, and I don't make the atom suit.
Süper güçlerimiz vardı zaten ama Star Wars'u çekmediğin için bilim adamı olmadım ve Atom kostümünü yapmadım.
Sweetheart, I don't wanna rain on your parade, but you're a, uh...
Tatlım, tekerine çomak sokmak istemem ama sen...
Well, you know, there's a list of things I don't get, but at the top is this fake Laurel seemed to know, like, everything.
Yani anlamadığım şeylerden bir liste olur ama en yukarısında şu var, bu sahte Laurel her şeyi biliyor gibiydi.
I understand that you're suspicious of her, and I know this Laurel is from another earth, that this is not our Laurel, but we don't know why.
Ondan şüphe duymanı anlıyorum ve onun başka bir dünyadaki Laurel olduğunu da biliyorum onun bizim Laurel olmadığını da ama nedenini bilmiyoruz.
You know, I would tell you to chew with your mouth closed, but I don't even know how you could do that with this thing.
Ağzın kapalı çiğnemeni söylerdim ama o şeyi yerken bu mümkün olur mu bilmiyorum.
I don't know about you, man, but my head is still spinning a bit.
Seni bilmiyorum dostum ama benim başım biraz dönüyor.
And maybe I don't get a second chance... But you don't have to go down that road.
Ve belki de benim ikinci bir şansım yok ama sen bu yolu seçmek zorunda değilsin.
I'd ask if you're ok, but I don't see how you possibly could be.
İyi misin diye sorardım ama bunun için bir sebep göremiyorum.
If I die, everyone you care about dies except your son, but if you don't kill me,
Eğer ben ölürsem, değer verdiğin herkes ölür. Oğlun hariç. Ama eğer beni öldürmezsen ben onu öldürürüm.
Or they no longer see you as their kid, but as an individual, and they don't like what they see?
Sana artık çocuk değil, birey olarak bakar ve gördüğü şey hoşuna gitmez.
But what I really don't understand is, why do you even give a shit?
Asıl şunu anlamıyorum, niye kıçına takıyorsun?
Look, I don't mean to pry, but... don't you have a job that you should be at?
Bak, karışmak gibi olmasın ama gitmen gereken bir işin yok mu?
But don't do everything else that you're doing.
Ama sakın başka bir şey yapma.
But you and I weren't even dating then, so I don't get why you're mad at me.
Ama o zamanlar seninle çıkmıyorduk, bana neden kızdığını anlamıyorum.
Uh, I don't think so, but you don't have to... tell me.
Emin değilim ama anlatman gerekmez.
- But when I pull up at the light... this kid gets out. "Hey, if you don't behave, I'm pulling over."
"Uslu durmazsan kenara çekeceğim."
Look, I don't know if this will make you feel better, but, you know, lot of times, when we're kids, we feel things, like, a little more severely than what's real.
Kendini daha iyi hissetmeni sağlar mı bilmem ama çocukluğumuzda birçok kez olayları gerçekte olduğundan biraz daha ağır hissederiz.
If you insist on wearing a cross necklace, little weird, but whatever, take it off before you get on top of me, so I don't have a crucifix dangling in my mouth while we're fucking.
- buster nasıl? - pek iyi değil. GUS - skype yapalım mı?
But you don't teach them the same way you would teach a Marine.
Ama onlara bunu, askere öğretir gibi öğretemezsin.
I don't know who you gentlemen are, but I want to thank you for being so damn eager to find me!
Siz beyler kimsiniz bilmiyorum ama beni bulmak için bu kadar gönüllü olmanızdan dolayı teşekkürler.
I don't know you at all, but my sponsor says that I'm the one that owes you the apology.
Ben seni hiç tanımıyorum ama sponsorum özür dilemesi gerekenin ben olduğumu söylüyor.
I don't, but if it's a choice between me crossing the line and the two of you crossing one, that is a very easy choice.
İstemiyorum ama iş benim sınırı geçmemle, ikinizin sınırı geçmesi arasında bir yere gelirse, bu çok basit bir seçim olur.
Maybe I do, maybe I don't, but I cannot... I will not have the two of you make the same mistakes.
Belki başarıyorum, belki başaramıyorum ama ikinizin aynı hataları yeniden yapmasına izin veremem, vermem.
Why don't you worry about catching Liza Warner and not because you are responsible but because she's a criminal.
Liza Warner'ı yakalamayı dert edinmeye ne dersin? Ama kendini sorumlu gördüğün için değil Liza bir suçlu olduğu için.
Well, I don't know what that means, but I do know that if you're letting Prometheus, ACU, or anyone else keep you from stopping Warner and her buddies, then justice isn't being served.
Bu ne demek bilmiyorum ama Prometheus, SSB ya da başka biri senin Warner ve ekibini durdurmana engel oluyorsa, adalet tecelli etmiyor demektir.
I don't disagree... But while he was talking, he also mentioned that he offered to set you up with a lawyer to help get your daughter back, and that was over two months ago.
Katılmıyorum değil ama konuşurken kızını geri almak için sana bir avukat ayarladığından bahsetti ve bu olalı neredeyse iki ayı geçmiş.
Oliver, look, maybe we should have talked her out of Helix, maybe not, I don't know, but the point is we're here now, and you're the only one she will listen to.
Oliver, belki onu Helix'ten vazgeçirmeliydik ya da geçirmemeliydik bilemem ama artık iş bu noktaya geldi. Sözünü dinleyeceği tek kişi sensin.
The fact that I back your play even when I don't agree, but you don't have the same consideration for me.
Sana katılmasam bile güvendiğim ve senin benim için aynı şeyi yapmadığın meselesini.
But you don't trust anyone, and I don't know why.
Ama kimseye güvenmiyorsun sen ve sebebini de anlayamıyorum.
I don't want there to be any more secrets between us, John, but there is one thing I need to know from you.
Aramızda artık gizli saklı olmasın istiyorum John. - Ama senden istediğim bir şey var.
Well, you both might be killers, Oliver, but he's a psychopath. Don't lose sight of that.
İkiniz de katil olabilirsiniz Oliver ama o bir psikopat, bunu unutma.
But I don't want you to think that you're destined to be dad or mom or Merlyn.
Ama sonunun bir şekilde annem, babam ya da Merlyn gibi olacağını düşünme.
See, I don't believe you, but I find it incredibly cute.
Bunu külahıma anlatırsın ama çok tatlı olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.
but you don't believe me 17
but you don't understand 77
but you don't care 28
but you don't know me 25
but you don't have to 62
but you don't know that 21
but you don't know 48
but you 1775
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you don't understand 77
but you don't care 28
but you don't know me 25
but you don't have to 62
but you don't know that 21
but you don't know 48
but you 1775
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you said 161
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you were 65
but you didn't answer 24
but you're married 17
but you haven't 45
but you never know 100
but you said 161
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you were 65
but you didn't answer 24
but you're married 17
but you haven't 45
but you never know 100
but you're different 28
but you did it 63
but you see 277
but you're wrong 130
but you have 69
but you are 252
but you did 316
but you will 163
but you're not 377
but you do 339
but you did it 63
but you see 277
but you're wrong 130
but you have 69
but you are 252
but you did 316
but you will 163
but you're not 377
but you do 339