English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / By then

By then traducir turco

9,698 traducción paralela
I fear all will be dead by then.
O zamana kadar hepimiz ölürüz diye korkuyorum.
Memorize this by then.
O zamana kadar şunları ezberle.
I was thinking I could bum a couple of the old-fashioned shots of the vaccine, in case I don't find them by then.
O vakte kadar onları bulamama ihtimalime karşı şu eski aşılardan da birkaç tane alsam ne güzel olur diyordum.
You better hope by then this fungus hasn't moved on.
O zamana kadar mantarın başka bir yere gitmemiş olmasını umsan iyi olur.
By then, she'll be dead!
O zamana kadar Beckett ölmüş olur!
By then, it was too late.
Bulduklarında çok geçmiş.
- The sermon had started by then.
- Vaaz başlamıştı
By then, the letters were gone.
Bulduğumda da, mektuplar gitmişti.
By then his health was starting to go.
O zamana kadar sağlığı kötüleşmeye başladı.
With any luck, we should have more information on the body by then.
Umarım o zamana kadar cesetten daha fazla bilgi alırız.
We tried to make a case, but... by then, Reiden was this... huge, monolithic super-corporation, and we were just a bunch of sick farmers in a tidewater town.
Dava açmaya çalıştık ; ama o zamana kadar Reiden kocaman, monolitik bir şirket olmuştu bizse Tidewater'daki bir grup hasta çiftçiydik.
I wanted to propose to you properly at the restaurant with a view, a 360-degree view, and then here by the river.
360 derece manzaralı restoranda sana düzgünce teklif etmek istedim. Ve sonra burada nehir kıyısında.
The banks then made a crucial decision - they kept many of those dollars free from control by the American government and they became a vast pool of wealth, known as petrodollars, that could be lent and traded anywhere around the world
Sonra bankalar kritik bir karar aldılar. Paraların büyük bir kısmını Amerikan hükümeti kontrolü dışında tuttular. Ve böylece petrodolar olarak bilinen ve dünyanın her yerinde siyasi kontrol olmaksızın borç olarak verilebilen paranın geniş havuzu haline geldiler.
If I do that... then Rita will be alone by himself this whole summer.
Eğer böyle yaparsam bütün yaz Rita yalnız kalır.
And Gene also got beaten up by an assassin named Falcon, who tried to kill Beth and did kill Greg and this guy Jim Stansel, but then he turned out to be good the whole time, which I acknowledge doesn't really make any sense,
Gene ayrıca Falcon isimli bir suikastçıdan dayak yedi. Falcon, Beth'i öldürmeye çalıştı ve Greg'le Jim Stansel'ı öldürdü ama meğersem başından beri bizim taraftaymış. Bence hiç mantıklı değil.
Until then, I need you to stand by and wait to hear from me, okay?
O zamana kadar orada kalıp benden haber bekleyin olur mu?
Well, then, we'll do right by him, Mister.
- Pekâlâ, gerekeni yaparız.
The man retreats to victory and then transmogrifies himself by grog house gaggle into a hero... a hero that'll sweep his ass right into this office.
Zaferden kaçan o adam meyhanelerde, içkili kafayla aldığı kararlarla kendini kahramana dönüştürüyor. Ofiste oturup kıçını silecek bir kahramana.
If I was working on some titties, then maybe I wouldn't be chasing every pair that walked by.
Benim işim memelerle ilgili olsaydı belki o zaman gördüğüm her memenin peşine düşmezdim.
It means you string her along, make her feel really special, and then you slowly drive her nuts by walling off your emotions and avoiding her.
Yani onu oyaladın kendini çok özel hissetmesini sağladın sonra da ona duvar çekip ihmal ederek yavaş
And then, if it happens enough, little by little, you become just a little less of who you were meant to be.
Ve eğer yeteri kadar olursa, yavaş yavaş,... olmanız gerekenden daha farklı olursunuz.
And then he was run over by those four joyriding teenagers, and survived that, too.
O eğlence gezisindeki çocuklar tarafından ezilince ondan da kurtulmayı başardı.
And then he handed me a poem by Bob Dylan.
Sonra bana Bob Dylan'ın yazdığı bir şiir verdi.
While the actual cash is held and invested by New York banks, the paper profits are steered through an office park in Reno, Nevada, and then back to the Emerald Isle where it's taxed at rates less than 1 %.
Gerçek değer New York bankalarına yatırılırken kağıt üzerindeki karlar Reno, Nevada'daki bir ofis parkından geçirilip yüzde 1'den az vergi uygulanan Emerald Isle'a geri döndürülüyor.
All right, then either by some insane coincidence, Kelly Nieman has another patient who looks exactly like Susan Watts...
Pekâlâ, o zaman ya bu inanılmaz bir tesadüf sonucu Kelly Niemann'ın Susan Watts'a tıpatıp benzeyen başka bir hastası var demek.
'My protests were then halted by the arrival of a challenge.'
'İtirazlarım yarışmanın gelmesiyle durduruldu.'
So if the Government says that the speed limit is determined by stopping distance, then we should be allowed to drive at 112mph.
Eğer devlet, hız limitlerini... durma mesafesine göre veriyorsa... 180'le sürmek serbest olmalı.
Obviously, I am tempted by the adventure. But I have my classes at the conservatory, a major project with Moscow, and then Pagliacci every night... that's a lot to do for one voice.
Cazip bulmamış değilim ama zaten konservatuvarda ders veriyorum... bir Moskova planı var ve her gece Pagliacci de cabası.
By "cool storm," you mean freak nightmare cyclone that's gonna rip this little half-shell right off the roof of this building then, no.
İyi bir fırtınadan kastınız çatıdan bu incecik beton katmanını sökecek kâbus gibi bir kasırgaysa hayır.
It feeds off the misery caused by the Contract and then consumes the signatory once the Contract comes due.
Anlaşmanın yarattığı kaostan besleniyor ve anlaşmanın vadesi dolduğunda imza sahibini yok ediyor..
Then we do right by them.
O zaman biz de onlara göre davranırız.
Sinan then gave me a blow-by-blow account.
Sinan olanı biteni bir bir anlatmaya başladı.
Don't let the people you love walk by you without letting them know how you feel about them, because life slips by, and then it's over.
Sevdiğin insanların, haklarında ne düşündüğünü bilmeden gitmesine izin verme çünkü hayat geçip gidiyor.
You tricked me into giving you inside information and then blackmailed me by giving Marcus money he didn't even know was dirty.
Sana içeriden bilgi vermem için beni kandırdın ve Marcus'a kirli olduğunu bilmediği parayı vererek bana şantaj yaptın.
Uh, we're starting by thanking the president for nominating me and then greeting the reporters.
Beni aday gösterdiği için Başkana teşekkür ederek başlayacağım. Sonrasında da basını selamlayacağım.
By murdering that detective and then disappearing, he single-handedly ended IA's investigation against you.
Dedektifi öldürüp ortadan kaybolarak içişlerinin sana açtığı davayı tek başına kapatmış oldu.
Well, then I'll have to do it the slow way, by which time millions more people will be dead.
- O halde ben de kendim bulmaya çalışırım. Tabii bu arada milyonlarca insan ölmüş olur.
And then a year has gone by, and you understand that the next year will not be much different.
Aradan 1 yıl geçtiğinde ise sonraki senenin pek farklı olmayacağını anlarsın.
The right arm, being the last, was cut but it was only sawn halfway through, and then it apparently broke, either by stepping on it or something, to break the bone.
sona kalan sağ kol da kesilmiş ama yarısında kalmış belli ki üstüne basılarak ya da farklı bir şekilde kemik kırılmış.
And then Apartment Number 2, he said, was rented by a little old lady named Dorothy Ciner, who was a mute female.
2 numaralı dairede ise Dorothy Ciner adında dilsiz orta yaşlı bir kadının yaşadığını söyledi.
Played by you, and then in 1982, khht, she was gone.
Onu sen oynamıştın ve 1982 yılında kadın ortadan kayboldu.
Then, approximately ten days ago, you were, in your words, cocooned and infected by an alien presence that called itself "the kinship."
Sonra, yaklaşık on gün önce sizin deyişinizle, "yakınlık" adında bir uzaylı grubu tarafından kozalanmış ve enfeksiyon kapmıştınız.
Then by all means. I-It's just upsetting when you thumb your nose at the family.
Aileni küçümsediğini duymak kuşkusuz çok üzücü oluyor.
But if the king survives, Then he'll put a stop to her plans by himself.
Ama eğer yaşarsa, onun planlarını kral durdurur.
But he could be dead by then.
- O zamana ölmüş olabilir. - Sabırlı olmalısın.
And after being lost in space, forced on the run by the government, then hunting down the bad guys who framed us, we deserve some chill time.
Uzayda kaybolmamız, devletten kaçmaya zorlanmamız ve sonra bize çamur atan kötülerin peşine düşmemizin.. ... ardından biraz eğlenceyi hak ettik.
Then maybe we can stop by my place on the way home.
Güzel. Belki dönerken bana uğrayabiliriz.
And then tomorrow, I told Jillian that I would babysit for Tehya, so I'll be in the neighborhood, if you want me to bring by bagels, or look at whatever you're working on or whatever, you know.
Sonra, Jillian'a yarın Tehya'ya bakacağımı söyledim. Yani oralarda olacağım, istersen simit getirebilirim veya üstünde çalıştığın işe falan bakabilirim.
If you're trying to keep me away by pointing out my weaknesses... then you've succeeded.
Eğer hastalığımı işaret ederek beni uzak tutmaya çalışıyorsan o zaman başarılı oldun.
We went on a trip as a family, and Ri On and I got into a big fight with each other after betting on headlock skills, and then got majorly scolded by Mom and Dad.
Ri On ve ben boyunduruk yeteneklerimiz konusunda bahse girdikten sonra büyük bir kavgaya tutuşur ve anne babamızdan azar yerdik.
... the last thing she posted was that she was coming here and since then she hasn't posted anything so I thought I'd come by on my way back to make sure everything's okay but then like, you're here and she's not and I'm kinda like, WTF is going on.
Ve paylaştığı son şey buraya geliyor olduğuydu ve o zamandan bu yana hiçbir şey paylaşmadı ben de geri dönüp her şey yolunda mı diye bir bakayım dedim ama sen buradasın ve o da değil, ne oluyor lan falan diyorum yani.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]