Cali traducir turco
347 traducción paralela
My dear man, you cali that Ia business proposition? I
Sevgili dostum, sen buna bir iş teklifi mi diyorsun?
It's hard to say no to that cali, isn't it, Buck? '
Şu çağrıya hayır demek çok zor değil mi, Buck?
- l'm Cali...
- Ben Cali...
We're gonna be livin'large in Cali before the week is out.
Evet ve böylece hafta bitmeden Cali'de olabileceğiz.
Suspected ties to the Cali cartel, not Medellin...
Medellin değil, Cali karteliyle bağlantıları varmış...
Yesterday we taped him talking to a Cali cartel subject.
Dün Cali kartelinden birine konuşurken sesini banta aldık.
You said the Teacher had suggested working with the Cali drug cartel.
Öğretmenin Cali uyuşturucu karteliyle çalışmayı önerdiğini söylediniz.
These fucking guys from Calabria..!
Bizim için yaptığın işi sevmiyorum. Cali piçlerini de sevmiyorum.
- The government of...
Bir çok anlaşma yapmışlar. Cali.
My colleagues from Cali are growing tired of him.
Cali'li dostlarım ondan sıkılmaya başladı. Hoşuna gitti mi?
Diaz isn't doing to admit he's taking money from Cali.
Cevaplar belli. Diaz, Cali'den para aldığını kabul etmez.
Maybe a twig garnish.
Cali cirpi filan.
- Cali.
- Cali.
You blew up a cali-melon.
Bir karpuz patlattın.
I blew up * that * cali-melon.
O karpuzu patlattım.
Here's to going back to Cali Cali, Cali.
İşte Cali'ye dönüş Cali, Cali.
Announcer : Wake your ass up, Cali.
Uyandır kıçını, California.
He said that he was going back to Cali and he was never coming back, no matter how many pathetic, drunken messages you leave on his answering machine.
California'ya gideceğini ve asla dönmeyeceğini söyledi. Sarhoşken telesekreterine zavallı mesajlar bıraksan bile olmazmış.
Cali tags and license, but he was all squared away.
Kaliforniya plakalı ama adam sürekli kaçıyormuş.
or... or LL Cool J's "Goin'Back to Cali."
Ya da LL Cool J'in "Goin'Back to Cali" sini.
As long as anyone can remember, Smoke was known as "The King of Cali."
Ve herkesin de çok uzun zamandan beri bildiği gibi Smoke Cali'nin Kralı idi.
Look, man, y'all worked y'all's game in Northern Cali, and now you're gonna squeeze out L.A., and I'm saying, do your thing.
Bir tesadüf. Bakın Kuzey Kaliforniya'daki her yarışa katıldınız, şimdi de buradasınız, neyse, söyleyeceğim şu ki
You ain't got the heart to be King of Cali.
Sende Kaliforniya Kralı olacak yürek yok.
I am the King of Cali, baby.
Ben Kaliforniya'nın Kralıyım bebeğim.
That's what I'm trying to tell you.
Bunu anlatmaya çaliºiyorum.
What are you trying to do?
Ne yapmaya çaliºiyorsun?
- Yeah, that's where he works.
- Evet, orada çaliºiyor.
He's in with Morgan and I think they're trying to get the sanitarium away from Miss Judy.
Morgan'in iºbirlikçisi. Galiba sanatoryumu Bn. Judy'nin elinden almaya çaliºiyorlar.
For days, I've been trying to see you and I still don't seem to be able to make the grade.
Günlerdir sizi görmeye çaliºiyorum... ... ama hala baºardigim söylenemez.
- We work for Owen Merritt.
- Owen Merritt'e çaliºiyoruz.
I'd like to talk to you in the study.
Seninle çaliºma odasinda görüºebilir miyiz?
I saw Mother work like a horse to keep us alive.
Annem bizim için köpek gibi çaliºiyordu.
I've been trying to find him.
Onu bulmaya çaliºiyorum.
By the way, Merritt, I just quit working for Isham.
Aklima gelmiºken Merritt, artik Isham için çaliºmiyorum.
What me friend means to say is... that on account of your building this fort, stirring up bad feelings... we was relieved of them things by Red Cloud.
Arkadaºimin demeye çaliºtigi ºu... bu kaleyi buraya kurmaniz, kötü duygulara sebep olmuº... bu yüzden KiziI Bulut eºyalarimiza el koydu.
We've been trying to get through all evening.
Bütün akºam onlara ulaºmaya çaliºtik.
- it's probably trying to get out.
- Herhalde diºari çikmaya çaliºiyordur.
He's got to strike soon while he's got the chance.
Hazir ºansi varken vurmaya çaliºacaktir.
What do you think he was trying to do to 148 men and women in this fort?
Bu kaledeki 148 adam ve kadina onun yapmaya çaliºtigi farkli miydi sanki?
But a good Christian fights it off.
Ama iyi bir Hiristiyan bundan kurtulmaya çaliºir.
What were you trying to do out there, kill yourself?
Diºarda kendini öldürmeye mi çaliºiyordun?
Jesse tried fighting them off, but they just hit too fast.
Jesse onlara karºi koymaya çaliºti ama çok hizliydilar.
The men I took are strong, they're ideal for working in the silver mines.
Getirdigim adamlar güçlüdür. Gümüº madenlerinde çaliºmak için idealler.
She's strong. She's a hard worker.
Güçlüdür ve iyi çaliºir.
Sell the men for slave labour in the silver mines... take the women down to Chihuahua and sell them for- -
Erkekleri gümüº madenlerinde çaliºtiracaklar. Kadinlari da Chihuahua'ya götürüp...
Never seen old Uncle Jack raise a sweat before.
Jack Amca'yi çaliºirken hiç görmemiºtim.
It's the working I'm talking about.
Ben çaliºmamdan bahsediyorum.
Hey, Dal, while you're down there trying to figure out the female race... you might as well take a bath.
Dal, hazir kadin irkini anlamaya çaliºiyorken... orada yikanabilirsin de.
I don't like what you do for us. I don't like these Cali assholes.
Senden hoşlanmıyorum, tamam mı?
Cali. the Calabrians...
- Bir daha.
He's the King of Cali.
Onun tacı var.