Changes traducir turco
9,513 traducción paralela
That bomb changes everything.
- Bu bomba her şeyi değiştirir.
I want to be quite certain you're thinking sensibly about the possible changes at the hospital.
Hastanedeki muhtemel değişiklikler konusunda mantıklı düşündüğünden emin olmak istedim.
We'll try to keep the changes manageable, m'lady.
Değişiklikleri kontrol altında tutmaya çalışacağız leydim.
Is there any changes in - -
Herhangi bir değişiklik var mı?
Do you think it could account for hallucinations or changes in behavior, maybe some form of schizophrenia?
Bu lezyon, sence davranış değişiklikleri ya da halüsinasyonları açıklayabilir mi bir çeşit şifozreni olabilir mi?
Surrender, Zoe, and everything changes.
Teslim ol, Zoe, ve her şey değişsin.
Surrender, Zoe, and everything changes.
Teslim ol, Zoe. Sonra her şey değişsin.
It's amazing how our skin changes, isn't it?
Derilerimizin değişme şekli harika, değil mi?
None of that changes who you really are.
Hiçbirisi senin gerçekte kim olduğunu değiştirmez. Ben bir sahtekârım.
Desired changes were easier to implement than with the later models.
İstenilen değişiklikleri yapmak önceki modellere göre daha kolaydı.
Robert changes, too, doesn't he?
Robert da değişiyor değil mi?
You don't have an algorithm that changes your scenes based on the audience suggestion?
Seyircilerin söylediklerine göre sahneyi değiştiren bir algoritmanız yok mu?
We've talked about making changes in the household.
Hanede değişiklikler yapmak hakkında konuşuyorduk.
It will take months to authenticate, which will give me plenty of time to make some personnel changes around here.
Tasdik etmek aylar sürecek ki bu da bana personel değişikleri yapmak için süre kazandıracak.
Everything changes.
Her şey değişecek.
You know, I know a thing or two about big career changes.
Kariyer değişikliği hakkında bir iki şey bilirim.
Dr. Wilson and I are here to start your first dressing changes.
Dr. Wilson'la ikimiz ilk pansumanı yapmaya geldik.
Now, I've written an algorithm that will sweep the city for any variable changes in radiation.
Şehirdeki her radyasyon değişimini algılayacak bir algoritma yazdım.
It totally changes your mind-set.
Bu tamamen zihniyetini değiştiriyor.
Dizziness? Any changes to your coordination?
Baş dönmesi ya da koordinasyon eksikliği?
So I told Deborah, you get that man over to my house pronto before he changes his mind!
Ben de Deborah'a adam kararını değiştirmeden önce onu hemen eve getirmesini söyledim.
Everything changes in life — we grow old, divorce, change jobs.
Hayatta her şey değişiyor. Büyüyoruz, ayrılıyoruz, iş değiştiriyoruz.
Have you had any recent big changes?
Son zamanlarda hayatında büyük değişiklikler yaşadın mı?
So, we talked through changes to the home, management, coping strategies.
Eve göndermeyi, denetimi nasıl başa çıkacağımızı falan konuştuk.
Then what's the point of discussing cast changes with him?
Madem öyle onunla oyuncu seçmeleriyle ilgili konuşmamıza ne gerek var ki?
I'll call if anything changes.
Bir şey olursa ararım seni.
Power passes from hand to hand, but nothing changes.
Güç elden ele geçer ama hiçbir şey değişmez
So you're accepting my changes?
Yani değişikliklerimi kabul ediyor musunuz?
Whatever ol'superdome alters in the past Changes our present,
Geçmişte olan her şey günümüzü değiştirmekte.
There will be changes.
Değişiklikler olacak.
Then, with each generation, the machine makes small, random changes to the recipe.
Sonra her bir nesilde makine tarifte küçük ve rastgele değişikliklere gidiyor.
Many of the changes in mammals occur in a group of genes that are termed neural crest genes, and basically, it's just a shorthand way to say that it affects the development of their brain.
Memelilerdeki birçok değişimin meydana geldiği guruplarda genlerdeki sinirsel tepecikler denir,... bu, onların beyinlerindeki etkisini adlandırmak için söylenen bir tür kısaltılmış terimdir.
We found in the study that the comparison to the wildcat, the domestic cat exhibited many changes in the genome that have been seen in other domestic organisms, in particular, the genes that seem to be involved with docility.
Araştırmamıza göre,... vahşi kedi ile evcili kıyasladığımızda,... genlerindeki farklar diğer evcil hayvanlarda da olan dizilimlerdeki gibiydi, bu özel genlerde uysallık olduğunu gözlemledik.
Humans exhibit a lot of changes in our genome over the last 10,000 years.
'sorusunu merak etti. İnsanların genlerinde son 10.000 yılda birçok değişiklik oldu.
It comes over here to britain, and we play the same music, but it slightly changes to fit in its new niche, just like animals do when they evolved into different biological niches.
Buraya İngiltere'ye geldi, biz de aynı müziği çalıyoruz,... ancak az da olsa bir değişime uğradı. Bu tıpkı hayvanların biyolojik evrimdeki minik değişimlerine benziyor.
The movement of one bird changes the entire shape of the murmuration.
Bir kuşun hareketi bütün sürünün şeklini değiştirir.
The point of it all is to discover the point of it all because when you think about purpose, everything changes.
Her şeyin amacı her şeyin amacını keşfetmek, Çünkü bir amaç hakkında düşünürseniz,... her şey değişir.
Tony thinks that having a purpose in life is not only necessary for happiness, it subconsciously changes how we perceive ourselves and the world around us.
Tony'ye göre hayatın bir amacının olması mutluluk için tek şart değildir. Bilinçsiz olarak çevremizdeki dünyayı algılamayı sağlar.
You've made some changes.
Bazı değişiklikler yapmışsınız.
That changes everything.
Bu her şeyi değiştirir.
It changes you.
Seni değiştiriyor.
Look, Rick, if you want to be a real P.I. and not just play dress-up, you're gonna have to make some changes in how you operate.
Bak, Rick, gerçek bir Ö.D olmak istiyorsan ve sadece giyinmekten bahsetmiyorum, nasıl çalıştığın konusunda değişikliğe gitmen lazım.
Changes like lying to my friends?
Arkadaşlarıma yalan mı söyliyeyim?
I guess we'll take that flight, and I'll cover all the changes and stuff.
Sanırım o uçağa biniyoruz. Ek masrafları falan da ben karşılayacağım.
Yeah, see in numerology ten symbolizes sudden changes and harmony.
Numerolojide 10, heyecan verici değişikliği ve harmoniyi sembolize eder.
This changes things, you know?
Bu bir şeyi değiştirir biliyor musun?
That changes nothing.
Bu bir şeyi değiştirmez.
That changes the conversation altogether.
Bu işleri tamamen değiştirir işte.
Changes the conversation altogether.
Bu tartışmayı büsbütün değiştirir.
Even after Robert's life was saved by a hospital being nearby? You think that changes things, but as Lord Merton pointed out, Robert would have been treated there even after the hand-over.
Bunun her şeyi değiştirdiğini düşünebilirsin ama Lord Merton'ın söylediği gibi Robert devirden sonra olsa da orada tedavi edilirdi.
Well, the baby changes that.
- Bebek durumu değiştirir.
change 372
chang 361
changing 129
changed 111
changer 75
change the channel 26
change the world 27
change your clothes 33
changed your mind 19
change the subject 37
chang 361
changing 129
changed 111
changer 75
change the channel 26
change the world 27
change your clothes 33
changed your mind 19
change the subject 37
change of plans 315
change is good 26
changed my life 21
change your mind 62
change it 83
change course 21
change of plan 101
changed my mind 48
chang mo 20
chang's 17
change is good 26
changed my life 21
change your mind 62
change it 83
change course 21
change of plan 101
changed my mind 48
chang mo 20
chang's 17