Congratulate me traducir turco
352 traducción paralela
Making the effort to congratulate me, telling me that you'll move into the basement of my sweet home... and since you're also saying you'll be my son's ( little hideout ) nanny ;
Beni tebrik etmek için çaba sarf ettiğin tatlı evinin bodrum katına taşınacağım dediğin ve de doğacak olan küçük sığınağın dadısı olacağını söylediğin için utanmana lüzum yok.
I suppose you, too, want to congratulate me... as the father of the heir to the throne of Russia.
Sanırım siz de, Rus tahtının varisinin babası olaraktan beni tebrik etmek istediniz.
I've never met a painter or an architect who did not congratulate me upon my taste.
Bütün mimarlar ve ressamlar... sahip olduğum sanatçı ruhumu takdir ederler.
Congratulate me, young lady.
Beni tebrik edin genç bayan.
- You didn't congratulate me.
- Beni kutlamadın.
Kate, congratulate me.
Kate, beni tebrik et. Onunla anlaştım.
I want you to congratulate me.
Beni tebrik etmeni istiyorum.
- Well, you want to congratulate me?
- Ee, beni tebrik ektmeyecek misin?
We don't have a lesson of biology You don't have to congratulate me
Ve başarı dilemenizi gerektiren bir durum yok. Halbuki ben bütün sınıf adına...
Congratulate me.
Beni kutla.
I'm going to be married. I want you to be the first to congratulate me.
Evleniyorum ve senin beni tebrik eden ilk kişi olmanı istiyorum.
My dear Crassus, congratulate me.
Sevgili Crassus, beni tebrik etmelisin.
Congratulate me, boy.
Tebrik et, dostum.
Congratulate me.
Beni tebrik et.
Congratulate me, boys.
Beni tebrik edin çocuklar.
You should congratulate me.
Beni tebrik etmelisiniz.
Congratulate me, Howard. - Why...? What...?
Çek emlakçıda, ev sahipleri haftaya taşınıyor.
Aren't you going to congratulate me too, Mrs. Beck?
Beni de tebrik etmeyecek misiniz, Bayan Beck?
- Good. - You can congratulate me.
- Beni tebrik edebilirsiniz.
Congratulate me, step right up
# Beni kutlayın, ileri doğru yürü #
Congratulate me I'm in love
# Kutlayın beni, aşık oldum #
congratulate me, Hardy, old thing.
Beni tebrik edin Bay Hardy. Doktor artık evime gidebileceğimi söyledi.
Dad, let me congratulate you.
Tebrikler!
Allow me to congratulate you, Governor.
Seni tebrik etmeme izin ver Vali.
Oh, let me be the first to congratulate you.
Seni ilk tebrik eden kişi olmama izin ver.
I congratulate you on your ruse, citizens but I beg of you, I implore you no matter what you do to me, spare Charles Darnay.
Bu tezgahınız için sizi kutlarım, yurttaşlar ama size yalvarırım, sizden rica ederim bana ne yaparsanız yapın, Charles Darnay'e kıymayın.
Permit me to congratulate you, sir.
Sizi tebrik etmeme izin verin efendim.
Oh, Miss Elizabeth, allow me to congratulate you.
Oh, Bayan Elizabeth, sizi tebrik etmeme izin verin.
Let me congratulate you.
Seni kutlamama izin ver.
Let me congratulate you, Mr. Holmes.
Sizi kutlamama izin verin Mr. Holmes.
Let me congratulate you on an extraordinary catch.
Fevkalade yakalama üzerindeyken sizi kutlayayım.
Let me congratulate you.
Kutlarım seni.
What did you think I'd do when you told me all this? Congratulate you?
Bunu bana söylediğinde ne yapacağımı düşündün, seni tebrik edeceğimi mi?
Allow me to congratulate you on a brilliant bit of deduction.
Vardığın bu parlak sonuçtan dolayı seni kutlayabilir miyim?
Allow me to congratulate the next prima ballerina.
Empire Tiyatro'sunun yeni baş balerinini kutlarım.
You will congratulate your daughter for me, I hope.
- Benim için kızınızı tebrik edin.
Why don't you admit you put her on the spot and let me congratulate you?
Neden onu hedef yaptığını kabul edip seni tebrik etmeme izin vermiyorsun?
He wanted me to congratulate you, didn't he?
Seni tebrik etmemi istedi değil mi?
- Let me congratulate you.
- Seni tebrik etmeme izin ver.
Forgive me for being one of the last to congratulate you, Your Nobility.
Sizi tebrik etmekte sona kaldığım için beni bağışlayın, Asaletmeab.
Allow me to congratulate you both.
Sizleri, en içten duygularımla tebrik ederim.
Everyone, allow me to congratulate you on this festive day.
Öncelikle hepinizin festivalini kutlamak istiyorum.
Allow me to congratulate all of you today.
Hepinizi kutlamak istiyorum.
I hope you'll come to congratulate me.
Umarım, beni tebrike gelirsin artık. "
Let me congratulate you on this occasion, my dear.
Tebrik ederim, hayatım.
And so, my friends, as your senator and fellow citizen it gives me great pleasure to congratulate you on the outcome of this election.
Ve böylece, dostlarım, bir vatandaşınız ve bir senatör olarak seçimler sonucunda sizi kutlamak bana büyük zevk veriyor.
On behalf of the Paris Surete, allow me also to congratulate you.
Paris halkı adına seni kutlamama izin ver. Gerçekten harikaydı.
Let me congratulate the groom.
Damadı tebrik edeyim.
Permit me to congratulate you on the excellent speech you made.
Yaptığınız fevkalade konuşma için sizi tebrik etmeme izin verin.
Then let me congratulate you, Congressman.
O zaman tebrikler sayın kongre üyesi.
Allow me to congratulate you.
Seni kutlamama izin ver.