English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Could you not

Could you not traducir turco

6,846 traducción paralela
I know it was disgusting. Could you not say "fucking" around the baby? Maybe, just like...
Evet, biliyorum öyle ama, bebeğin yanında küfür etme.
I mean, how could you not help me?
Bana nasıl yardım etmezsin?
How could you not tell me this was this painful?
Bana bunun acılı olduğunu nasıl söylemezsin?
Could you not do that?
Şu yapmasan olur mu?
This is a career move, how could you not understand that?
Bu bir kariyer hamlesi, nesini anlamıyorsun?
Could you not have finished the orders last night?
- Siparişleri dün hazırlasan olmaz mıydı?
Amy, how could you not get that?
Amy bunu nasıl anlamazsın?
How could you not miss me?
Beni nasıl özlemezsin?
- Come on, how could you not have known?
- Hadi, nereden bilebilirdin?
Hey, Ben, um, my dad doesn't know that we're up here, so could you just not mention it?
Hey, Ben, babam burada olduğumuzu bilmiyor, yani bundan bahsetmesen olur mu?
Could you please not play loud music in the morning?
Sabahları yüksek sesle müzik dinlemesen olur mu?
If you want humans to not hate you... you could start by liking some of our stuff.
İnsanların sizden nefret etmesini istemiyorsanız... bizimle ilgili şeyleri sevmeye başlasanız iyi olur.
God knows I could not turn the other cheek the way that you have. But...
Tanrı biliyor ya, ben senin gibi öbür yanağımı çeviremezdim.
Believe me when I tell you that not even a robotics expert could tell the difference.
İnan bana sana söylediğim gibi robot uzmanları bile farkı söyleyemezdi.
Not landing where you thought you would, hoped to... and asking the questions, "What could I have done differently?"
Düşündüğün, umduğun şeyi elde edemediğin... ve "Daha farklı ne yapabilirdim?" diye düşündüğün bir zaman.
First of all, I'm not great with older people. You know how I am with my parents. This could be...
herşeyden önce, yaşlı insanlar ile iyi değilimdir ailemle nasıl olduğumu biliyorsun aynısı olabilir...
Uh, not sure if you got our e-mail, but we're doing a fiesta lunch next Friday, and we thought you could bring the guacamole.
Uh, mailimizi aldığına emin değildim, fakat gelecek cuma kermes yapıyoruz ve düşündük ki sen avakado salatası getirebilirsin.
So we were always told we could be anything, do anything. And I think guys got, maybe not left behind, but not quite as nurtured, you know?
yani herzaman birşey olabildiğimizi, yapabildiğimizi söylerdik ve genç erkekler anladı belki geride kalmadı fakat yeterince beslenmedi, bilyormusun?
I have said that you could not.
Öyle olmadığını söyledim.
- Could you just not look at me?
- Bana doğru bakmasan olmaz mı?
You could not have been looking out for that.
- Bundan sakınamazdın.
Do you want me to? Or not? I could do either.
Konuşmamı ister misin, yoksa susayım mı?
Could you not..
- Şunu yapmasa...
Have I not impressed upon you the opportunities that could await you in the Americas?
Seni Amerikalarda bekleyen fırsatlar hakkında bilgilendirmedim mi seni?
Probably not the worst thing you could wish for, right?
Muhtemelen dilediğin en kötü şey değildi, dimi?
I mean, don't get me wrong, I'm not harbouring any delusions about becoming a rock star at 30, but I did think with the song writing maybe I could look at getting a publishing deal, you know, write songs for other people. Yeah.
Yanlış anlama beni otuz yaşında rock yıldızı olma hayallerine kapılmadım tabii ama söz yazarlığıyla yazarlık anlaşması yapar başkalarına şarkı yazarım diyordum.
Oh Jesus Lily, could you please not start this this morning?
Hayret bir şey ya Lily, bu sabah bari başlamasan?
And not to take the risk, when it's so close you could almost reach out and touch it.
Bu riske girmemek, hele de uzanıp yakalayabileceğin kadar yakınken.
And Glen, if you could try not to touch yourself while you're singing, that would be great.
Bir de Glen, şarkı söylerken orana burana ellemezsen iyi olur.
She said : Stop, what you could not...
Senin yapamadığın şeyi yapmaya gittiğini söylediğini hatırlıyor musun?
Not many people could have faced up to what you did.
Yaptıklarını kabullenebilen pek insan yoktur.
Not with all the money that I've had to put into.... Into your fancy clothes and your make-up, so you could fit into this "Champagne Society."
Champagne cemiyetine girebilesin diye... süslü elbiselerine ve makyajına yatırmak zorunda kaldığım onca paradan sonra olmaz.
Guess I had to be sure that I could look you in the eye and not be afraid.
Çünkü gözlerinin içine bakıp korkmadığımdan emin olmalıydım.
You know we could play poker and blackjack because we're not going to get a chance to actually play poker.
Poker ya da Blackjack de oynayabiliriz çünkü gerçek Poker oynama şansımız olmayacak.
Could you put the "Do Not Disturb" sign on, please?
Kapının koluna "Rahatsız etmeyin" kartını asar mısın Andy?
Hermes, we were not sure if we could reach you.
- Hermes, sana ulaşabildiğimizden emin değiliz.
It's not like coal mining, or natural gas mining, or a lot of things that you could- - That are much more dangerous.
Madencilik, doğal gaz, kömür işi değil ki, ya da bir sürü çok daha tehlikeli iş kolu olabilir...
Okay, could you just, maybe, write it down and try not to talk?
Acaba sadece yazıp konuşmamaya çalışsan olur mu?
Could not you have something to preduzmeš?
- Elinden bir şey gelmedi...
You could not?
Söyleyemedin mi?
Even if you're not gonna go to the funeral for Dad's sake, you could have come for Mom.
Cenazeye babamın hatırına gelmediysen bile annem için gelebilirdin.
I be welcomed into your bed in the darkness of the night, without any candles, for my heart could not withstand you seeing me naked.
Gecenin karanlığında, hiçbir mum yanmadan yatağınıza geleceğim çünkü kalbim beni çıplak görmenize dayanamaz.
But your parents didn't get confused. You told them not to come so you could go out on a date.
Randevudan dolayı gelmemelerini söylediğin için mi,... kafaları karışmıştı?
Could you try not to hit, you know all the potholes and / or gardeners?
Bir yere çarpmamayı becerebilirmisin? Yani.. Bütün çukur ve bahçıvanlara..
And I'm also not a minor, which you know, could help us out in a lot of legal situations.
Biliyorsun ki ben reşidim bu da birçok yasal sorunu atlatmamıza yarar.
Place the sample in this cartridge and it could tell you everything... from what species it is... and whether or not if it has a cold or cancer.
Buraya örneği koyun ve size hangi türden olduğunu soğuk algınlığı veya kanseri var mı söylesin.
Sure, most of my experience is theoretical, not practical... but I think I could help you.
Tabii, deneyimlerimden çoğu teorik, pratik değil ama sanırım sana yardım edebilirim.
- You could also decide not to do it.
- Bunu yapmamayı da seçebilirsin.
What could hurt me more than knowing that life scares you more than death love scares you, not loneliness.
Hayatın beni ölümden daha çok korkuttuğunu bilmekten daha korkunç ne olabilir ki benim için? Seni aşk korkutuyor, yalnızlık değil.
But you could still live with just one kidney. It is not worth the risk.
Ama bir böbrekle hala yaşayabilirsin, bu riske değmez.
I'm not harping on you at all, but today you could have been killed.
Seni çok sıkboğaz etmiyorum ama bugün öldürülebilirdin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]