English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Did he talk

Did he talk traducir turco

535 traducción paralela
- What did he talk about?
- Ne anlattı?
Did he talk?
Konuştu mu?
What did he talk about on the way home?
- Eve giderken ne hakkında konuştu?
Did he talk or didn't he? Do you know who he is?
Konuştu mu yoksa konuşmadı mı?
Did he talk to you?
Sizinle konuştu mu?
The young doctor, did he talk to you like this?
Şu genç doktor, o da böyle mi konuşuyordu sizinle?
- Did he talk to you?
- Senle konuştu mu?
Did he talk a lot about money?
Para konusunda çok konuştu mu?
Did he talk about that...
Ondan söz etti mi...
Did he talk to you about my party?
Benim partimden bahsetti mi?
- What did he talk to you about?
- Öldü. - Size ne anlattı?
Did he talk about Lahore?
Lahor'dan bahsetti mi?
Did he talk to other girls, too?
İki kez mi dans etmişti?
What did he talk about?
Neden bahsetti?
To whom did he talk?
- Ne cevap verdiler?
Did he talk about me?
Benden, benden bahsetmedi mi?
- Did he talk dirty to both of you?
- İkinizle de mi öyle konuşurdu? Sadece Betty'yle.
- Did he talk you into this?
- Seni de bu işe o mu bulaştırdı?
The separation between the Duke and the Duchess, did he talk about that?
Dük ve Düşes arasındaki ayrılık, bunun hakkında konuştu mu?
Who did he talk to?
Kiminle konuştu?
Did he talk about me?
Benim hakkımda konuştu mu?
What did he talk to you about?
Hepsi bu kadar mı? Biraz korkmuştu.
- Did you and he have a nice talk?
- Konuşmanız iyi geçti mi?
All he did was talk about ghosts. And what do ghosts suggest to you Watson?
Tek yaptığı hayaletlerden söz etmekti.
All he did was talk about art, and he was very good.
Tek yaptığı sanat hakkında konuşmaktı. Ayrıca çok iyiydi.
Perhaps he did come back and talk to us.
Belki öbür dünyadan gelip bizimle konuştu.
He didn't come every single evening but I don't remember one when he did not talk
Her akşam gelmiyordu fakat gelip de konuşmadığı tek sefer olduğunu hatırlamıyorum.
But if Captain John thought of religion as an answer to his unrest... he did not talk about it.
Ancak Yüzbaşı John'un huzursuz halini dini açıdan cevaplamak istersek... bu konu hakkında konuşmazdı.
Then Jiro couldn't talk to you like he just did.
Jiro da bir daha seninle az önce konuştuğu gibi konuşamaz.
He did seem more willing to talk when we were at the police station.
Karakoldayken konuşmaya daha istekli gözüküyordu.
He did not remember when he'd first started to talk aloud when he was by himself.
Ne zamandır kendi kendine yüksek sesle konuşmaya başladığının farkında değildi.
He had probably started to talk aloud, when alone, when the boy had left but he did not remember.
Belki de kendi kendine konuşmaya delikanlı gittikten sonra başlamıştı ; ama hatırlamıyordu.
Did you talk to Ben Nicholson the day he died?
Öldüğü gün, Ben Nicholson ile konuştun mu?
Did he ever talk about his experiences, mention any names?
Yaşadıklarından bahseder miydi, isimlerini anar mıydı?
Takeshita didn't talk much about you, but he took what you did pretty hard.
Takeshita, senden çok bahsetmedi ; fakat yaptığının çok zor olduğunu biliyordu.
I did talk to Chuji, but he's not the one who stole your money.
Chuji ile konuştum ama paranızı çalan o değil.
Did he have to talk to Yumiko?
Yumiko'ya söylemek zorunda mıydın?
- When did you talk to Finster? - He is on his way.
- Finster'la ne zaman konuştun?
Did you see his expression when he went to talk with Dad?
Babamla konuşmaya giderken yüzünü gördün mü?
Did he ever talk about me?
Hiç sana benden söz etti mi?
He was the only one who did not want to talk.
Benimle konuşmak istemeyen tek kişi oydu.
But the wound did not make him dumb, however he doesn't talk.
Yara onu dilsiz yapmamış. Ama konuşmuyor.
Ken did the publicity, went on all the talk shows, and he did interviews and cultivated the film people.
Ken reklamla uğraştı, bütün konuşmaları o sürdürdü, ve söyleşiler yapıp, filmcileri bilgilendirdi.
I heard the same kind of talk from your father after his first engagement only I happen to have been fighting right beside him and saw what he did.
Aynı şeyleri ilk görevinden sonra babandan da duymuştum fakat onun yanı başında savaştım ve yaptığını gördüm.
He did not want to talk..
O konuşmak istemedi...
You did not identify him as the one who robbed your bank because you knew he'd talk if you did.
Onu bankanızı soyan kişi olarak tanımlamadın çünkü bunu yapsaydın, konuşacağını biliyordun.
- Did he talk about me?
- Hiçbirşey olmadı.
There ain't much to talk about, except for I didn't like the man myself on account of what he did to CJ.
CJ'e yaptığından ötürü kendisinden hoşlanmamam dışında... konuşacak fazla bir şey yok.
Did he ever talk with you then?
Seninle konuştu mu?
Did he take you in his office or talk in the waiting room?
Odasına mı davet etti, bekleme odasında mı konuştunuz?
since when did he get his own daytime talk show?
Ne zamandan beri kendi talk şovunu sunuyor bu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]