Drinks on me traducir turco
276 traducción paralela
- I want these men to have drinks on me.
- Bu adamların benden içki içmelerini istiyorum.
Have a couple of drinks on me.
Benden bir kaç içki iç.
Drinks on me.
İçkiler benden.
Drinks on me?
içkiler benden bak?
Drinks on me!
İçkiler benden!
Drinks on me.
Benim adıma iç. - Evet, anlaştık.
Drinks on me.
- İçecekler benden.
Here you go, Stan and Kyle. Free drinks on me.
Buyrun, Stan ve Kyle benden beleş içecek
The drinks are on Bertie or on me.
İçkiler ya Bertie'den ya da benden.
You come on in here where you can't spill drinks all over me.
Şuraya geç, burada üzerime içki dökemezsin.
The drinks are on me, gentlemen.
İçkiler benden, beyler.
Oh, foo, Professor, let's get ourselves a couple of drinks, light the fire maybe, and you can start working on me right away.
Aman sen de Profesör, birer içki alalım şöyle belki şömineyi yakarız, sonra da üzerimde çalışmaya başlayıverirsin.
The drinks are on me.
İçkiler benden.
Drinks are on me, boys.
İçkiler benden, çocuklar!
THE DRINKS ARE ON ME.
Yaka düğmesini gösterirsin.
Okay, drinks are on me.
Pekala, içkiler benden.
Boys, the drinks are on me!
Çocuklar, içkiler benden.
Sure, drinks are on me
Peki öyle olsun!
Run, put on some dry clothes, and then you can join me for drinks in the lounge.
Hadi hemen üzerinize kuru bişeyler giyin ve içki içmek için salonda bana katılın.
The drinks are on me. At my place.
Odama gidersek içkiler benden.
Our master said me must enjoy himself to the hilt on his last day you'll need drinks now
Kocam dedi ki ; seni son gün ki karşılaşmaya kadar hoş tutmalıymışım Şimdi içki içmek istersin sanırım
The more I won, the more they would buy me drinks... and let me go to the shows on the house and bring a guest.
Ben kazandıkça daha çok içki ısmarladılar evdeki gösterilere gitmeme ve yanımda misafir getirmeme izin verdiler.
Everybody, the drinks are on me.
Selam millet. İçkiler benden.
- Don't worry. The drinks are on me.
- Önemli değil.İçkiler benden.
- Gentlemen the drinks are on me.
- Evet dostlarım, kendimi tanıtayım.
Your drinks are on me and Babis.
Ben ve Babi ısmarlıyoruz
Calamity Jane's here and the drinks are on me.
Calamity Jane geldi. İçkiler benden.
Drinks are on me.
Koç içkiler benden.
Set them up, Sammy, drinks are on me.
Hazırla Sammy, içkiler benden.
This time the drinks are on me.
Bu sefer içkiler benden.
Drinks are on me.
İçkiler benden.
Drinks are on me.
İçecekler benden
All the drinks are on me tonight.
Tüm içkiler benden bu gece.
Drinks are on me.
- İçkiler benden.
Drinks are on me at the Buffalo Butte.
Buffalo Butte'e gidelim, içkiler benden.
You owe me 20 bucks for your drinks. Here's the update on the new filing system.
İçkiler için bana 20 papel borçlusun.
Drinks are on me!
İçkiler benden.
Drinks are on me!
İçkiler benden!
Drinks for the county on me.
İç kiler benden!
Drinks are on me.
Bu benim sıram!
And the drinks are on me!
Ve içkiler benden!
Someone gave me 400 bucks to spill drinks on you as a practical joke.
Biri, içkileri üzerine dökmem için bana 400 papel verdi eşek şakası olarak.
Drinks at the snacketeria, on me.
Kafeteryada içecekler benden.
The drinks are on me
İçkiler benden.
All right, drinks are on me, gentlemen.
Pekala beyler, içkiler benden.
Come on drinks, please. Give me that pleasure.
- Haydi iç lütfen, benim için.
- I guess the drinks are on me. - All right!
Sanırım içkiler benden.
The good news is the bar drinks are on me.
Ama iyi haberlerim de var merak etmeyin. Bütün içkiler benden. Tony, herkese içki ver.
Yeah, he asked me to go for drinks you know, but out in the parking lot he starts kissing on me and I kind of laughed it off, but... then he grabbed me and he slams me against the wall
- Otoparkta. - Evet, çıkıp içki içelim dedi. Ama otoparkta beni öpmeye başladı.
The drinks are on me, Jenny.
İçkiler benden, Jenny.
She gave me- - I also got a few drinks out of it as well, which was not a bad... I was born on the other side
ayrıca biraz da içki, işin güzel yanı... öbür tarafta doğmuştum ikiye bölünmüş bir kasabada büyük bölünmeden nasibimi aldım