Fair and square traducir turco
442 traducción paralela
I'll take it'cause I won it fair and square.
Alıyorum, çünkü bileğimin hakkıyla kazandım.
And after you've deliberated sufficient... weighed all the evidence fair and square... and brought in a verdict of not guilty... you'll be amply rewarded, y'understand?
Tüm delilleri adil bir şekilde yeteri kadar düşünüp tartıp bunun sonucunda da heyet kararını "suçsuz" olarak açıkladıktan sonra bol derecede mükâfatlandırılacaksınız. Anladınız mı?
Well, Tom ain't more than a hair off, but Alvin's done cut dead center, fair and square.
Evet, Tom bir kıl boyu aşmış ama Alvin tam ortadan vurmuş.
Maybe he is, but seeing as how I'm trying to do the fair and square thing, Alvin, $ 20.
Belki eder ama elimden geldiğince adil olmaya çalışıyorum, Alvin 20 dolar.
But Commodore Devereaux's fair and square.
Ama Amiral Devereaux adil biridir.
He's fair and square, but old.
Adil biri ama yaşlı.
But a man that fought fair and square for his country.
Ve bu adam korkusuzca ülkesi için savaştı.
I earned that dough fair and square.
Bu parayı ben dürüstçe kazandım.
I'll play it fair and square right down the line.
Sonuna kadar dürüst ve adilce.
But we need men, and just to treat you fair and square, we're payin'double wages and a bonus from Frisco to Shanghai and back, all found.
Ve size adil ve insaflı davranmak için, hem iki kat ücret veriyoruz, hem de Frisco ve Shanghai'ye yapılacak yolculukta ele geçenlerden pay veriyoruz.
- It wouldn't be fair and square.
- Bu dürüst bir kavga olmaz.
As fair and square as anything that's happened today.
Bugün olan hiçbir şey adilane değil zaten.
- That makes it fair and square.
- Böylece daha adil bir kavga olur.
And remember, I raised you to be fair and square.
Unutmayın, sizi birer centilmen olarak büyüttüm.
Hey, that's not fair and square.
Hey, bu pek dürüstçe değil.
You ready to fight, Fremont, fair and square?
Şimdi dürüstçe döğüşmeye hazırmısın, Fremont?
The folks out there were fair and square
Oradaki halk dürüst ve adildi
I'm going to kill this bucko here fair and square.
Bu sıçanı güzel ve düzgün bir biçimde öldüreceğim.
Would you say he won it fair and square... or he cheated?
Alnının akıyla mı kazandı yoksa hile mi yaptı?
We took it in battle, fair and square.
Savaşta söke söke aldık.
Fight fair and square, like a true samurai.
Gerçek bir samuray gibi, dürüst bir şekilde dövüş.
How would you like to start fightin fair and square for a change?
Bir değişiklik yapıp dürüst bir karşılaşma yapmaya başlamaya ne dersin?
Ain't that fair and square?
Yeterince adil değil mi?
I won it fair and square, ask my friend.
Hakkımla kazandım, arkadaşıma sor istersen.
Fair and square, we share it in three equal parts. Deal?
Hakkaniyete en uygun olanı üç eşit parçaya bölmek, anlaştık mı?
You're real fair and square.
Sen gerçekten adil ve dürüst birisin.
- We won it fair and square!
Hayır sen dinle. Onu dürüst ve adil bir şekilde kazandık majesteleri!
- It was fair and square.
- Ayakta dur, yıkılma.
But like I say, I'm in no mood for it, so I'm gonna treat you so fair and square that you won't have one human reason...
ama size iyi davranacağım, böylece sizin hiçbir...
I hit that animal, fair and square.
Hayvanı vurdum, tastamam.
I beat you fair and square.
Senin için bir yer ayırırım.
- Look, you fought him fair and square.
- Adil şekilde dövüştünüz zaten.
I don't think it was so fair and square.
Adil olduğunu hiç sanmıyorum.
All you have to do is get some new capital, come back tomorrow and win fair and square.
Tek yapman gereken, biraz para bulup..... yarın tekrar gelip, adil ve dürüst bir şekilde kazanman.
If we're going to die anyway, let's share everything fair and square!
Nasıl olsa öleceksek her şeyi adil bir şekilde paylaşalım!
Will you have this man who won fair and square paid off?
Tüm paranı kazanan ve intikam almak isteyen bu adamı hatırlıyormusun?
( Judge ) Well, that's fair and square and good enough for me.
Burada bir haksızlık yok. Kararı kabul ediyorum.
Now, me and Swifty, we're gonna be around just to see that everything is run fair and square.
Şimdi, Ben ve Fişek, duruma el koyup, herşeyin adil yapıldığını görecek ve gideceğiz.
" As long as you are a good greaser, I treat you fair and square.
" senin gibi Ben, sana dürüst ve adil davranırım.
I won it fair and square!
Onu adil ve dürüstçe kazandım!
Right on the barrelhead, fair and square.
Tamamı peşin, yalan dolan yok.
We played fair and square with you.
Size karşı adil davrandık.
His guys grabbed you fair and square... and you wouldn't plead out on'em.
Seni sağlam köşeye sıkıştırdılar. Suçunu kabul edip ceza indirimine gitmedin.
- Fair and square, all right?
- Adil ve dürüst, tamam mı?
I mean fair and square.
Yani adil ve dürüst.
But we're gonna win it fair and square.
Ama dürüstçe kazanacağız.
Hey, remember you lost her to me fair and square.
Hatırlarsan onu gayet adil bir şekilde kazanmıştım.
There was nothing you could've done. He won fair and square.
Dürüstçe kazandı.
But also in a a square and fair way.
Ama aynı zamanda bir meydanda adil olanlara da.
I treats'em fair, and I treats'em square and they don't fool none with Isaac Q!
Bazı gizli kalmış korkular vardır.. .. ve tedavisi yoktur... Ben onlarla barış içindeyim Isaac Q. olarak
True I hates, but I come by me hating fair... and square.
Gerçekten nefret ettiğim şey, adil, ve eşit olmak.
square 146
squared 29
square feet 77
square miles 49
fair enough 1495
fair point 106
fair lady 16
fair play 60
fair warning 60
fair maiden 16
squared 29
square feet 77
square miles 49
fair enough 1495
fair point 106
fair lady 16
fair play 60
fair warning 60
fair maiden 16