Follow me traducir turco
11,490 traducción paralela
My family will follow me towards peace.
Onlara ne söyleyecek? - Ailem de benim gibi barış istiyor.
- Come on! Follow me!
- Hadi peşimden gelin.
Do not follow me.
Beni takip edeyim deme.
Follow me.
Beni takip et.
Follow me.
Takip et o zaman.
Did you follow me?
Beni takip mi ettin?
Follow me.
Beni takip edin.
Yeah, follow me.
Beni izle.
Follow me.
Beni izleyin.
Follow me.
Beni izle.
Follow me!
Peşimden gelin!
Follow me, I guess.
Beni takip edin o zaman.
Would you follow me to Ottawa, to Cincinnati, to Dubai?
Benimle Ottawa'ya, Cincinnati'ye, Dubai'ye gelir misin?
Chin, Kono, follow me.
Chin Kono, beni takip edin.
You understand, I take that call, let you guys follow me, I'm turning in my brother.
Eğer o beni aradığında sizin beni takip etmenize izin verirsem kardeşimi teslim etmiş olurum anlıyorsun değil mi?
Mike and Ike don't follow me when I'm not on the pill.
Mike ile Ike hapın etkisi altında değilken beni izlemiyor.
If you'll follow me, please.
- Beni izlerseniz.
Follow me, my love.
Beni izle aşkım.
Now, use your magnet gun and follow me!
Şimdi, mıknatıs tabancanı kullan ve beni takip et!
Follow me, Fergus.
- Beni izle Fergus.
Tae Yong, follow me.
Tae Yong beni takip et.
I have a lot of friends from school... and there are a lot of Presidents of related companies who follow me.
Okuldan da bir sürü arkadaşım var beni takip eden şirketlerin başkanları da var.
No, sorry, but you can follow me.
Hayır, maalesef. Beni takip edin.
He asked what my name is and I asked him to follow me on Twitter.
Bana adımı sordu ve ondan beni Twitter'da takip etmesini istedim.
If you don't want to be tiger food, follow me.
Kaplan yemi olmak istemiyorsanız beni izleyin.
All right, follow me!
Pekâlâ, beni takip edin!
- Follow me.
- Kardeşim nerede?
Don't follow me, Giles!
Peşimden gelme, Giles!
Follow me.
Takip et.
Do you know how many guys follow me everyday?
Beni her gün kaç adam takip ediyor biliyor musun?
But I don't brag about all the girls who follow me, ask for my number.
Beni takip edip numaramı isteyen kızlarla hava atmayorum ama ben.
Why do you follow me around?
Neden beni takip ediyorsun?
I told you the other day, not to follow me.
Sana geçen gün, beni takip etmemeni söylemiştim.
Follow me again and I'll call the cops.
Bir daha takip et, polisi arayacağım!
Don't follow me.
Beni takip etme.
Why do you follow me around?
Neden beni takip edip duruyorsun?
Yes, which is why I'm down here, to wait, make a spectacle, and hopefully eventually I'll get taken in by Wan's guys and you can follow me.
Evet. Ben de o yüzden buradayım. Bekleyip kendimi göstermeye ve umarım en sonunda Wan'ın adamları beni alacak ve beni takip edebileceksin.
Follow me, please.
Beni takip edin lütfen.
Follow me to the flanks.
Beni kanatlara doğru takip edin
All right, follow me.
Tamamdır, beni takip edin.
Here, grab those two sandbags and follow me! Okay!
Kap şu iki kum torbasını ve peşime düş!
Both : And make you follow me.
Beni taklit ediyorsun.
Girl, please tell me you didn't just follow Damon around with spare bottles of bourbon.
Kızım lütfen bana sadece Damon'ın peşinde dolanıp viski şişelerini topladığını söyleme.
Only this morning, I saw a raven fly towards the Saxon camp, and it was asking me to follow.
Daha bu sabah Sakson kampına doğru uçan bir kuzgun gördüm ve kendisini izlememi istedi.
Follow me!
Beni izleyin!
Six years ago, I moved out to L.A. to follow my kid and his mom... but she didn't want me there.
6 yıl önce çocuğumu ve annemi takip etmek için Los Angelas'a taşındım, 323
You cancelled your last two follow-ups at Walter Reed and you still owe me that single malt.
Walter Reed'deki iki kontrolünü de kaçırdın ve bana hala viski borcun var.
Follow me.
Peşimden gel.
Follow the map or bring it to me.
Haritayı takip et ya da onu bana getir.
There's a problem. Please follow me.
- Neler oluyor?
Well, you practically invited me to follow you.
Gerçekte beni takip etmeye sen davet ettin.