For your traducir turco
131,355 traducción paralela
Bajie. I'm asking you for your help.
- Senden yardım istiyorum Bajie.
Perhaps a little too quickly for your own good.
- Belki kendi iyiliğin için çabucak öğrendin.
Now you're willing to sacrifice innocent lives for your own interests.
Şimdilerde kendi çıkarın uğruna masumların hayatına son vermek istiyorsun.
It doesn't seem you can say the same - for your $ 323 million.
Senin 323 milyon doların için aynı şeyi söyleyemem.
Thank you for your patience, cooperation, and welcome to your new community.
Sabrınız ve işbirliğiniz için teşekkür ederiz. Yeni topluluğunuza hoş geldiniz.
So you want me to be the mouthpiece for your bullshit?
Saçmalıkların için sözcü olmamı istiyorsun yani?
And that's for your ears only, all right?
Aramızda kalmalı. Tamam mı?
You want to make a deal for your life with me, I expect more.
Benimle hayatına karşılık bir anlaşma yapacaksan daha fazlasını istiyorum.
But thank you for your cooperation.
Ama iş birliğiniz için teşekkürler.
You just need to make it clear that you were speaking for yourself, from your heart, and not on behalf of the administration.
Sadece hükûmet adına değil, kendi adına konuştuğunu net bir şekilde belirteceksin.
Now, that might be great for the economy, but it's not for you... for your family.
Evet, bu ekonomi için çok iyi olabilir ama senin ya da ailen için değil.
the fear of not knowing if you can provide for your family.
Masaya ekmek koyamama korkusu.
I know I speak on behalf of the President when I say thank you so much for your courage and generosity in coming here to share your stories today.
Başkan adına, bugün öykülerinizi paylaşmaya gelerek gösterdiğiniz cesaret ve büyüklük için çok teşekkür ederim.
And thank you so much for your support with this vote.
Oylamadaki desteğin için de sağ ol.
And for your information, there's lots of people gunning for your boss.
Bilgin olsun, patronunun düşmanı çok.
Okay, thank you for your time. Oh!
Tamam, teşekkürler.
Tyler, I am sorry for your incredible loss.
Kaybına üzüntümü anlatmaya kelimeler yetmez.
Obviously, I am hoping for your support at tomorrow's summit.
Yarınki zirvede beni desteklemenizi umuyorum.
And you are still responsible for your actions.
Ama sen hala yaptıklarından sorumlusun.
- for your bullshit?
- istiyorsun?
Abandon your quest, unless you would like to come in, see for yourself?
Görevinden vazgeç tabi eğer içeri gelip kendin görmek istemiyorsan?
You'd do this for your brother?
Bunu kardeşin için yapar mıydın?
But your so-called Sanctuary is becoming a haven for fugitives.
Fakat Sığınak denilen yeriniz kaçaklar için bir barınak halini alıyor.
I'd hate for you to watch your precious butterflies get their wings clipped when the other barons come.
Diğer baronlar geldiğinde güzel kelebeklerinin kanatlarının kırpılmasını izlersen üzülürüm.
What does your feeling sorry do for me?
Üzerinde ne yaptığını düşünüyorsun?
Will you present your palms for the joining of blood lines?
Avuclarınızı sunacak mısınız Kan hatlarının birleşmesi için mi?
I've always sensed a fire in your blood, burning for purpose.
Bir amaç için yanan kanındaki o ateşi hep hissettim.
I'd hate for you to grow up without your mama.
Annen olmadan büyümeni hiç istemezdim.
Your return has been a welcome surprise, for all of us.
Dönüşün hepimiz için hoş bir sürpriz oldu.
And what do you plan to do with your newfound freedom, search for Azra?
Peki yeni kavuştuğun özgürlükle ne yapmayı düşünüyorsun? Azra'yı mı arayacaksın?
Well, it looks like one of your patients has done your job for you.
Hastalarından biri senin yerine işini halletmiş gibi görünüyor.
Speaking of news, sir, we noticed your team... uh, that your team scheduled a press conference for later today.
Haberlerden bahsetmişken, ekibiniz bugün basın toplantısı ayarlamış.
Respectfully, sir, this information is only for you and your security team.
Kusura bakmayın ama bu bilgi siz ve güvenlik ekibiniz için.
Your job right now is to come up with a plan for the president.
Senin işin, Başkan için bir plan kurmak.
- Thanks for your time.
- Vakit ayırdığın için sağ ol.
- Your meeting is set for midday.
- Evet, öğlen.
Sir, I was looking at your list, and I was wondering about Brett Ambrose for Interior.
Efendim, listenize baktım da, İçişleri için Brett Ambrose hakkında bir endişem var.
They think the best solution is for you to publicly walk back your comments.
Halk önünde lafından dönmen gerektiğini düşünüyorlar.
Impressive CV for someone your age.
Yaşına göre CV'n oldukça etkileyici.
If you can't find your spine on this... I may just run for the damn seat myself.
Bunu da yapacak cesaretin yoksa seçime senin yerine ben gireyim daha iyi.
Okay, great. Gentlemen, I want to thank you for your service.
Tamamdır, harika.
I thought that being able to take credit for a piece of your writing would be incentive enough.
Senin yazdığın bir şeyin övgüsünü almak yeterli teşvik olmalıydı.
Mr. President, my staff has been looking into your choice for Chief Justice, Judge Borda, and we've made some disturbing discoveries.
Personelim, mahkeme başkanı seçiminiz olan Yargıç Borda'yı inceledi ve bazı huzursuz edici şeyler buldu.
It's great to see you sharing your passion for music with these students.
Müzik tutkunu paylaştığını görmek harika.
Well, I'm your Secretary of State, for God's sake.
Dışişleri Bakanı'yım ben yahu.
And to those who oppose us, I can only simply warn you... your days are numbered, for our time has come!
Karşımızda olanları ise yalnızca uyarabilirim. Günleriniz sayılı çünkü gün, bizim günümüz.
It stays in your body for days, trackable by satellites.
Günlerce vücudunda kalıyor ve uydudan takip edilebiliyor.
Shall I do more of your thinking for you?
Senin yerine daha fazla düşünmeli miyim?
- Miranda, look, I know that this place, it's not really your idea of paradise, but, you gotta believe me, there are places out there that... would be a living hell for a girl like you.
- Miranda, bak, biliyorum ki bu yer, senin için bir cennet değil, fakat bana inanmalısın ki, senin gibi bir kız için... gerçek cehennem olabilecek yerler var dışarıda.
If you turn him down, he'll just find somebody else to take your place. And you'll get shipped out to God knows where and nobody will ever hear from you again. And for what?
Eper onu geri çevirirsen, senin yerine geçecek birini bulur ve sen de kimsenin senden bir daha haber alamayacağı kim bilir nereye gönderilirsin ve ne için?
Your brother sends you looking for demons?
Kardeşin seni iblislere bakmak için mi gönderdi?