Good friend traducir turco
5,047 traducción paralela
- left out. I've been a very good friend to you. - OK.
Sana karşı çok iyi bir arkadaş oldum ben.
You're a very good friend, but my problem is...
Sen çok iyi bir arkadaşsın ama benim sorunum- -
But, your good friend Escher just bought LaRoche Energy recently, coincidence?
Ama senin iyi arkadaşın Escher yakınlarda LaRoche Enerjiyi satın aldı, sence tesadüf mü?
He's a good friend, so he'll be along later.
İyi arkadaşımdır, bize sonradan katılacak.
Have you spoken to our good friend Marcel today?
Bugün sevgili arkadaşımız Marcel ile görüştün mü?
I can tell he was a good friend. ( SIGHS )
İyi bir arkadaşındı.
You want to be a good friend, JT?
İyi bir arkadaş olmak mı istiyorsun, JT?
Mister Dimitris is a very good friend of mine.
Bay Dimitris çok iyi bir arkadaşımdır.
UM, YOU KNOW, LIKE BILL HADER, GOOD FRIEND OF MINE.
Bill Hader gibi. Yakın bir dostum.
MY GOOD FRIEND AZIZ ANSARI IS HERE.
Yakın dostum Aziz Ansari aramızda.
In the end... the King of Prussia, my good friend showed his friendship and stuck his neck out for me once more.
Sonunda... Prusya kralı, benim güzel arkadaşım arkadaşlığını gösterdi ve benim için bir kez daha kendini ateşe attı.
You were just being a good friend to Robin.
Robin'e dostluk yapıyordun sadece.
My good friend, Gunnar Scott.
İyi arkadaşım, Gunnar Scott.
You're a good friend.
Sen iyi bir arkadaşsın.
My good friend, blackie, would like to take you anywhere you wanna go.
Can dostum Esmerim seni gitmek istediğin her yere götürebilir.
- You are a good friend.
Sen iyi bir arkadaşsın.
You are a good friend, Stevie.
- Sen iyi bir arkadaşsın Stevie.
You're a good friend, and I owe you.
Sen iyi bir arkadaşsın, sana borçlandım.
The assistant A.G. we're going to talk to has been a good friend of mine since undergrad.
Konuşacağımız başsavcı yardımcısı hazırlık sınıfında beri iyi bir arkadaşım.
You know I don't think we say this enough but you're a good friend too.
Bence yeteri kadar söylemiyoruz ama harika bir arkadaşsın.
And there's limited spots, so it's pretty nerve-racking standing next to a good friend and knowing that one of you may make it, and one of you may not.
Ve sınırlı sayıda kontenjan var bu yüzden bu daha da stresli, iyi bir arkadaşının yanında durup birinizin katılacağı ve birinizin katılamayacağını bilmek.
I had a very good friend named Gil.
Gil isminde çok iyi bir arkadaşım vardı.
Maybe all it means is that it's been a long time, because it certainly doesn't mean you're a good friend.
Belki de bunun anlamı yeterince uzun sürdüğüdür çünkü sen iyi bir arkadaş olamadın.
You're a good attorney, a good man, and, assuming you're here on Olivia's behalf, a good friend.
İyi bir savcı ve iyi bir insansınız Burada Olivia'nın bir arkadaşı olarak bulunduğunuzu varsayıyorum.
You're a good friend.
- Sen iyi bir dostsun.
Well, you're a good friend.
Sen iyi bir arkadaşsın.
You are a good friend.
Sen iyi bir dostsun.
Yes, a good friend of ours is in a bit of trouble, Sherlock.
Evet, ikimizin bir arkadaşının.. ... başı biraz beleda Sherlock.
Two gold bars for Agent Andy and two gold bars for my good friend, Inspector Valenza. He does.
İki külçe altın Ajan Andy'e ve iki külçe altın da arkadaşım, Dedektif Valenza'ya.
To our good friend Nate, who at the age of 25 has decided he's cool with having sex with one woman for the rest of his life.
Henüz 25 yaşında olmasına rağmen hayatının geri kalanında sadece tek bir kadın ile seks yapmakta sıkıntı görmeyen dostumuz Nate'in şerefine içelim.
Uh, well, Jerry is a good friend of mine.
- Jerry benim dostumdur.
Your good friend goes missing and you forget to bring up a detail like that?
En iyi arkadaşınız kayboluyor ve böyle bir ayrıntıyı söylemeyi unutuyorsunuz?
Oh, Miss Porter, this is my very good friend Tom Haverford.
Oh, Bayan Porter, bu benim çok yakın bir arkadaşım Tom Haverford.
Many, many years ago, my good friend John McGarrett used to brag about his sister singing in these legendary nightclubs in Los Angeles, like the Trocadero, Ciro's and the Cocoanut Grove.
Bundan yıllar ama yıllar önce sevgili arkadaşım John McGarrett, Los Angeles'ın Trocedero, Ciro ve Cocoanut Grove gibi, efsanevi gece kulüplerinde şarkı söylemiş kızkardeşinden övgüyle bahsederdi.
I think that you're a good friend and teammate...
İyi bir arkadaş ve takım arkadaşısın...
You're a good friend.
- İyi bir arkadaşsın sen
Good thing I had a friend listening in tonight.
İyi ki sizi dinleyen bir arkadaş vardı bu gece.
And I wanna prove to you how good a friend I can be.
Ve sana iyi bir arkadaş olabileceğimi de kanıtlayabilirim.
Now, on the surface, that seemed like a hell of a good plan,'cause the mongoose is a natural predator of the rat, but what our well-intentioned friend didn't understand was that this particular species of rat is nocturnal.
Üstünkörü bakacak olursak, bu çok sağlam bir planmış çünkü firavun fareleri her zaman sıçanları avlamışlardır. Ama bu iyi niyetli arkadaşın anlamadığı şey bu sıçanların gececil olduklarıymış.
Hello, old friend. So good!
Selam eski dost.
A good friend, Cheryl.
İyi dostumdu, Cheryl.
How good a friend of yours is the drummer?
Baterist ile arkadaşlığınız ne kadar iyi?
Kenny, you said I wasn't a good enough friend to read your screenplay. I'm sorry, Stevie.
Kenny, senaryonu okumaya layık olacak kadar iyi bir arkadaşın olmadığımı söyledin.
... and as a devoted friend of the good and decent people of the North Side, I vow this, neither I nor the members of the sheriff's department will rest until every last one of the cowardly perpetrators of this heinous attack are brought to justice.
... ve özverili bir dost olarak Northside'ın iyi ve namuslu insanlarına yemin ederim ki- -... ne ben ne de karakoldaki hiçbir polis bu adice saldırının faillerini bulup onları adalete teslim etmedikçe dinlenmeyeceğiz.
You have been a good and loyal friend, Pythagoras.
Her zaman iyi ve sadık bir arkadaş oldun Pisagor.
And my mama always said that in order to be a true friend, you have to see the ugly to appreciate the good.
Ve annem hep gerçek arkadaşlığın kuralının, iyiliklerin değerini bilmek için çirkinlikleri de bilmek olduğunu söylerdi.
"You're a friend for life." - That's good.
- Hayat boyu arkadaşımsın...
- Your lady friend's getting really good at setting ambushes.
Kız arkadaşların pusu kurmakta çok etkili.
Is that a good idea, talking to him where his friend was murdered?
Arkadaşının öldürüldüğü yerde onunla konuşmak iyi bir fikir mi?
She is a good girl, and a friend, and...
O çok iyi bir kız, arkadaş ve...
Is Alan good enough to be your friend?
Alan arkadaşın olmak için yeteri kadar iyi mi?
good friends 97
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
friendly fire 24
friends of yours 55
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
friendly fire 24
friends of yours 55
friends of mine 20
friend or foe 27
friend of a friend 19
friend of mine 37
friend of yours 87
good night 12775
good morning 12476
good luck 6133
good evening 5411
good morning to you 106
friend or foe 27
friend of a friend 19
friend of mine 37
friend of yours 87
good night 12775
good morning 12476
good luck 6133
good evening 5411
good morning to you 106
good job 2434
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good on ya 17
good to see you again 390
good times 259
good to hear 75
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good on ya 17
good to see you again 390
good times 259
good to hear 75