Friend of mine traducir turco
4,472 traducción paralela
Actually, a friend of mine used her to cater a party once.
Aslında bir arkadaşım ona parti yemeği yaptırmıştı.
He's a friend of mine.
- Bir arkadaşım.
U.S. attorney is a friend of mine, said I could have a few minutes with you before they took you down for processing.
Birleşik Devletler savcısı, benim bir arkadaşım onlar işlem için seni almadan önce, birkaç dakika geçirebileceğimizi söyledi.
- Trina is an old friend of mine. - Now I know her name.
Artık adını biliyorum.
- He's an old friend of mine.
- Eski bir arkadaşım.
So, group, a good friend of mine is getting married.
Pekâlâ grup yakın bir arkadaşım evleniyor.
Well, this one time in L.A., a friend of mine... We were going to a party, and we were going to pick up another friend.
Los Angeles'ta bir zamanlar, bir arkadaşımla partiye gidiyorduk, başka bir arkadaşımızı da yoldan aldık.
He was no friend of mine, but he was a child of God.
Arkadaşım değildi ; lakin Tanrı'nın çocuklarından birisiydi.
The other night he seemed so down, so I sent him to a friend of mine.
Önceki gece çok üzgün görünüyordu, ben de onu bir arkadaşıma gönderdim.
Now, I won't say who he is but this vamper friend of mine, he says the end of days is coming.
Kim olduğunu söylemeyeceğim ama bir vampir arkadaşım günlerimizin sayılı olduğunu söyledi.
The first one was from a friend of mine at BP in London saying he's sitting in meetings where they don't know how to cap the well.
İlki Londra'dan, BP'deki bir arkadaşımdan geldi, katıldığı toplantılarda kuyuyu nasıl kapatacaklarına bir türlü çözüm bulamadıklarını söylüyor.
I want to read you something that a friend of mine wrote about a different war.
Size bir arkadaşımın farklı bir savaş hakkında yazdığı bir şeyi okumak istiyorum.
I told you that that friend of mine from business school is throwing that big poker event tonight, and he invited all of his broker buddies and it's going to be a great chance for me to do some networking
Bu gece iş arkadaşımın büyük poker günü. Bütün broker dostlarını davet etti. Bazı bağlantılar kurabilmem için büyük bir şans.
She's no friend of mine.
O benim arkadasim degil.
Friend of mine.
- Benim arkadaşımdır.
Just tell him you're a friend of mine.
Arkadaşım olduğunu söyle.
I get a call from this friend of mine saying,
Bunu söyleyen arkadaşım beni aradı... " Taşınıyorum.
A friend of mine asked me to give this to you.
Bir arkadaşım size bunu vermemi istedi.
You know, a friend of mine used to say you can get anywhere you want one foot step at a time.
Bir arkadaşım birer birer adım atarak istediğim her yere gidebileceğimi söylemişti.
Second time tonight that a friend of mine has taken me to the woodshed.
Bugün bana karşı cephe alan ikinci kişi oldu kendisi.
That ball belonged to a friend of mine.
Top bir arkadaşımın.
Get ready to meet a friend of mine I like to call "Humungousaur"!
Humungousaur dediğim arkadaşımla tanışmaya hazır ol!
I haven't exactly been honest with a friend of mine.
Bende bir arkadaşıma tamamen dürüst olmadım.
The undersheriff is a friend of mine, and I like him, and I like that you like him.
Şef yardımcısı benim bir arkadaşım kendisini severim ve senin de onu sevmen hoşuma gitti.
Yeah, he murdered a good friend of mine, CSI Warrick Brown.
Evet, benim yakın bir arkadaşımı CSI Warrick Brown'ı öldürdü.
I was looking for the boyfriend of a friend of mine, who's about to give birth.
Bir arkadaşımın erkek arkadaşını arıyordum, kendisi doğum yapmak üzere.
Well, any friend of the mayor is a friend of mine.
Başkan'ın arkadaşı benim de arkadaşımdır.
I need you to look after a friend of mine.
Bir arkadaşıma göz kulak olmanı istiyorum.
A friend of mine got a job at caesars and asked if I wanted to come along and I did.
Bir arkadaşım Ceasers'ta iş aldı ve bana gelip gelemeyeceğimi sordu ben de kabul ettim.
It's just Larry was a really good friend of mine...
Larry çok iyi bir arkadaşımdı.
Yeah. I'm meeting a friend of mine here.
Evet, burada bir arkadaşımla buluşacağım da.
Peter, this is Bruce, a friend of mine.
Peter bu arkadaşım Bruce.
And I was with a friend of mine, I said, "This is ridiculous."
Bir arkadaşımla birlikteydim, "Bu çok saçma" dedim.
And a friend of mine called David King, who worked at the Sunday Times, said to me,
David King isimli bir arkadaşım The Sunday Times'ta çalışıyordu ve bana...
I came upon this highway and saw these dying soldiers in the road, and I was with a very nice friend of mine called Michael Nicholson, who was an ITV reporter.
Bu otobana rastladım ve yolda ölen askerleri gördüm ve ITV'de muhabir olan Michael Nicholson isimli çok yakın bir arkadaşımla birlikteydim.
But I called a friend of mine from the insurance company to come out, take a look around, and help us sort this out, so...
- Ama etrafa bakması ve bize yardım etmesi için sigorta şirketinden bir arkadaş çağırdım, böylece...
I also checked with a friend of mine who works organized crime back east.
- Ben ayrıca Doğuda organize suçlarda çalışan arkadaşıma kontrol ettirdim.
If you could give a friend of mine a little checkup?
Bir arkadaşıma küçük bir tarama yapabilir misiniz?
More like "Murder, He Wrote," but unfortunately, unlike Jessica Fletcher, the local police chief... not a friend of mine, and I think he may have the wrong guy, so...
Daha çok "murder, he wrote" diyelim biz ona ama ne yazık ki Jessica Fletcher'ın aksine buradaki komiser benim arkadaşım değil ve sanıyorum yanlış adamı yakalamış olabilir dolayısıyla...
Well, apparently, you're not the only friend of mine who finds me tedious.
Görünen o ki, beni sıkıcı bulan tek arkadaşım sen değilsin.
I believe you know a friend of mine- - a colleague- -
Sanırım bir arkadaşımı yani meslektaşımı tanıyorsunuz.
No real friend of mine would do ever do that.
Gerçek arkadaşlarımın hiçbiri bunu yapmaz.
The editor is a friend of mine...
Editör arkadaşım olur.
A friend of mine... Elena Ramos... She got an e-mail a couple years back.
Bir arkadaşım, Elena Ramos birkaç yıl önce bir e-posta aldı.
I just got done meeting with a friend of mine who knew Larry, he said there were two other guys who went to Brinkerhoff with him,
Larry'yi tanıyan bir arkadaşımla konuştum. Onunla Brinkerhoff'a giden iki kişi daha olduğunu söyledi.
A friend of mine's in danger.
Arkadaşım tehlikede.
Yeah, well, so is a friend of mine--Annie Walker.
Benim arkadaşım Annie Walker da aynı durumda.
A close friend of mine, he stayed back.
Yakın bir arkadaşım gelmedi.
He gave his life for a friend of mine once.
Bir keresinde hayatını bir arkadaşım için feda etmişti.
Dennis was an old friend of mine I grew up with, and we'd hunted together many times.
Dennis beraber büyüdüğümüz, eski bir arkadaşımdı. Defalarca avlanmıştık.
As a matter of fact, a friend of mine is staying quite nearby.
Aslında, bir arkadaşım çok yakında kalıyor.
friend of a friend 19
friend of yours 87
of mine 19
mine 1637
mines 24
miner 18
mineral 18
minerva 46
miney 32
miners 19
friend of yours 87
of mine 19
mine 1637
mines 24
miner 18
mineral 18
minerva 46
miney 32
miners 19
minerals 25
mine too 218
mineral water 25
mine is 46
mine was 21
mine's 26
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
mine too 218
mineral water 25
mine is 46
mine was 21
mine's 26
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155