English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Half human

Half human traducir turco

325 traducción paralela
If you was half human, you'd give'em back.
Azıcık insafın olsaydı onları bana verirdin.
- He's also half human.
- Kendisi aynı zamanda yarı insan.
I am half human, sir.
Yarı insanım.
Half human, half Visitor.
yarı insan, yarı Ziyaretçi.
Half human, half Visitor.
Yarı insan, yarı Ziyaretçi.
Yet, Elizabeth, who's half human, half like us, seems to be immune.
Fakat yarısı biz, yarısı insan olan Elizabeth bağışıklık kazanmış gibi görünüyor.
My brother John, from whom you are all descended, was bitten on the back of his neck by something half animal, half human.
Abim John, ki hepiniz onun soyundansınız, yarı hayvan, yarı insan birşey tarafından boynunun arkasından ısırılmıştı.
But you're half human. The computer knows that.
- Ama sen yarı insansın..... ve bilgisayar bunu biliyor.
You're half human.
Sen yarı insansın.
The son of a bitch is half human after all.
Bu orospu çocuğunda biraz insanlık varmış.
You're half human, for Christ's sake.
Sen yarı insansın, Tanrı aşkına.
He is also my son, and I am half human.
Ayrıca o benim oğlum ve ben de yarı insanım.
The Doctor is half HUMAN!
Doktor yarı insan!
I'm half human.
Ben yarı insanım.
You know, Sheldon, sometimes, not often, you act almost half human.
Biliyor musun Sheldon? Bazen yarı insanmış gibi davranıyorsun.
Half human. And half not human.
Yarı insan, yarı değil.
Or half human.
Ya da yarı insan.
The cunning of Frankenstein in his mountain laboratory, picking dead men apart and building up a human monster so fearful and so horrible that only a half-crazed brain could have devised.
Frankenstein'ın dağ laboratuvarındaki becerileri ölü insanları parçalayıp, sadece yarı çılgın bir beynin yaratabileceği kadar korkutucu ve dehşetengiz bir canavar oluşturmak.
- My dear Captain... when you have been shot down in a British plane by a German destroyer... 300 miles off the coast of England, Latitude 45... have been hanging on a half-submerged wing for hours... waiting to drown with half a dozen other stricken human beings... you're liable to forget that you're a newspaperman for a moment or two.
- Sevgili kaptan İngiltere kıyılarından 450 km açıkta, 45. enlemde bir İngiliz uçağında Alman destroyeri tarafından vurulduğunuzda akabinde yarı batmış bir kanat üzerinde diğer sıkıntılı insanlarla saatler boyu boğulmayı bekleyince gazeteci olduğunu söylemeyi unutması gayet normal oluyor.
- Nothing much, just a pit full of wolves, half mad with starvation and trained to appreciate the flavor of human blood.
- Pek bir şey değil, insan kanına doyum olmadığını bilen, açlıktan gözü dönmüş kurtlarla dolu bir çukur.
IF ANY ONE OF YOU WERE CON F IN ED IN A BOX FIVE FEET SQUARE FOR TWO AND A HALF WEEKS ALL BY YOUR LON ESOM E WITHOUT HEARING A HUMAN VO ICE
Herhangi biriniz, iki buçuk hafta boyunca, tek başına kendinizinkinden başka bir insan sesi duymayacağınız bir buçuk metrekarelik bir kutuya kapatıIsanız hayal gücünüzün de tıpkı sizin gibi kontrolden çıkma olasıIığı oldukça yüksek olurdu.
There's nothing to fear. She's half-human.
Korkacak hiçbirşey yok bunda, O yarı insan.
I have a human half, you see, as well as an alien half submerged, constantly at war with each other.
Ben yarı insan yarı uzaylıyım, bu iki yanım sürekli savaş içinde.
You're only half Vulcan. What about the human half of you?
Sen sadece Yarı-Vulcan'sın.
The human half of you, no doubt.
Bu ise şüphesiz içindeki yarı insandan kaynaklanıyor.
Each day you stay alive is one more day you might slip and let your human half peek out.
Yaşadığın her gün es kazara bir gün insani yönün ortaya çıkar diye korkuyorsun.
Stop it, you half-human.
Sen yarı insansın...
It's your human half I'm worried about.
- Yarı insan tarafına ne olacak?
Only half, the other half is human.
- Yarı insan.
They forget I am half human.
Onlar yarı insan olduğumu unutuyorlar.
And now, the mayoral human being takes the mayoral pen in his mayoral hand watched by the Lady Mayoress who scored that magnificent try in the first half signs the fishy exemption.
İlk yarıda sayı yapan Bayan Başkan izlerken başkansı adam başkansı kalemi alıp, balıksı muafiyeti imzalıyor.
Susan you told me you were afraid I was creating a half-human computer to supersede human beings.
Susan bana insanoğlunun yerine geçecek yarım insan bir bilgisayar yaratmaya korktuğunu söyledin.
A HALF-MAN, HALF-ROBOT, A VERY SOPHISTICATED COMBINATION OF HUMAN INTELLIGENCE AND SUPERHUMAN POWERS
düşmanın ezilmesi kaçınılmazdır.
He's sure he's dying and if you had the decency of half a human being, you'd do something!
ÖImek üzere olduğunu ve içinde birazcık insanlık varsa bir şeyler yapmanı!
You sound half-human.
Yarı insan gibi konuştun.
I am half-human.
Yarı insanım zaten.
Poor, dumb creatures with no memory of the half-life of their human existence.
Yaşamlarının yarısı hakkında hiçbir anıları olmayan yaratıklar.
It's a male human or, in this case, half-human, half-Betazoid.
Bir oğlan. Bu durumda yarı-insan, yarı-Betazoid.
- Doctor, I am half-human.
- Doktor, ben yarı insanım.
It might, but you are half-human.
Düzelebilir, ama sen yarı insansın.
Imagine, darling, if Fester did come back... half alive... barely human, a rotting shell.
Hayal et sevgilim Eğer Fester dönerse... yarıcanlı... güçbela insan, çürüyen kabuk.
Certainly not for Spock, who is half-human. Years spent in conflict. And now the chance to resolve those differences is gone.
Özellikle yarı insan olan Spock için yıllarını uyuşmazlık içinde geçirdiler ve şimdi de bir şeyleri değiştirme şansları da gitti.
- You are half-human?
- Siz yarı insan mısınız?
Some scat, half-buried, like a cat's, only more human.
Bir parça dışkı,... hafiften toprağa gömülmüştü, aynı kedilerinki gibi, ama daha insaniydi.
Found a half-eaten rabbit with what looked like a human cuspid tooth, and deer bones, looked like they'd been sharpened into tools.
Üzerinde bir insan dişi bulduğum, yarısı yenmiş bir tavşan,... ve, sanki alet şekline getirilmiş kemikler.
An object of amusement to some, the hippopotamus can cut a crocodile or a human in half with a single bite.
Su, bazıları için bir eğlence kaynağıdır. Su aygırı, bir insanı ya da timsahı bir ısırığı ile ikiye ayırabilir.
The human body, as wonderful as it is, contains one and half percent calcium one percent potassium, 65 percent water, and after 5 : 00 somewhat all percentage of alcohol. But no sand.
Mükemmel bir şekilde tasarlanmış olan vücudumuzda @ / @ 1,5 kalsiyum... @ / @ 1 potasyum, @ / @ 65 su ve akşam 5'ten sonra... biraz alkol bulunur, ama kum bulunmaz.
So, if dogs experience jet lag because of the seven dog years to one human year thing when a dog flies from New York to Los Angeles he doesn't just lose three hours, he loses a week and a half.
Yani, eğer bir köpek uçuş sersemliği yaşarsa yedi köpek yılını bir insan yılına eş olması sebebiyle bir köpek New York'dan Los Angeles'a uçtuğunda sadece üç saat kaybetmiyor, bir buçuk hafta kaybediyor.
Lee is human. You are only half.
Lee insan, sen ise sadece yarısısın.
For half a second back there, I thought I saw a real human being.
Yarım saniyeliğine, gerçek bir insan gördüğümü sandım.
She is half-human.
O yarı insan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]