English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Have a good look

Have a good look traducir turco

399 traducción paralela
Let me have a good look at you.
Dur sana şöyle bir bakayım.
But be my guest, have a good look.
İstediğiniz gibi davranıp etrafa bakabilirsiniz.
Well, have a good look if you like it so much.
Peki, iyi bir görünümü var, şayet iyi bakılırsa olabilir!
I want to have a good look at you.
- Bay Dorfman mı?
Why don't you wipe it off someday and have a good look.
Neden bir gün yüzünü temizleyip iyi görünmüyorsun?
Let's have a good look at you.
Sevgili dostum. Dur sana bir bakayım şöyle.
Well, have a good look!
İyi bak!
We'll have a good look next time
Bir daha ki sefere iyice bakacağız.
Let me have a good look at you, honey.
Dur sana iyice bir bakayım tatlım.
Have a good look.
İyice bakın.
Now, let's have a good look at this bird.
Şu kuşa yakından bir bakalım.
Have a good look at these men.
Bu adamlara iyice bak.
I'll have to have a good look.
- İyice göz atmam lazım.
Have a good look at them.
Son bir kez, iyice bak.
- Did you ever have a good look at him?
- Hiç ona alıcı gözle baktın mı?
Let's have a good look at you.
Dur sana iyi bir bakayım.
Have a good look at him.
Ona iyice bir baksanıza.
Have a good look at this cap, including the inside.
Bu şapkaya iyi bakın, içine de bakın lütfen.
Have a good look at the controls in that thing before you go down.
Aşağı inmeden önce, Kontrollere bir göz at..
Have a good look at him.
Git de iyice bak ona!
Have a good look at those.
Şunlara iyice bak.
Let's have a good look at you.
Dur sana bir bakayım.
I like to have a good look at men when I'm between their legs.
Erkekler bacak arama girdiklerinde onlara iyi görünmek hoşuma gidiyor.
There ain't much to see here, but take your time and have a good look anyway.
Görülecek fazla bir şey yok, ama yine de bakıver.
I have a good mind to go up and have a look myself.
Yukarıya çıkıp kendim bakacak bakacak aklım var
Look, to make a good boxer, you must have a good right hand. You see?
İyi bir boksör olmak için sağ eliniz çok iyi olmalı.
You know, I was just thinking. Wouldn't it be a good idea for you to have Ellie May come down to your house and kind of look after the place and cook for you?
Düşündüm de, acaba Ellie May senin eve gelse senin için ortalığa çekidüzen verip yemek yapsa iyi olmaz mıydı?
Look, Doc, I know he volunteered for this show, I know he's a good man, but I'm going to have to get rid of him.
Bu gösteriye gönüllü yazıldığını biliyorum. İlk defa olmuyor sen de biliyorsun.
Look, if I'd have been careful piloting that reconnaissance plane during the war, you wouldn't have had the chance to take the pictures that won you a medal, and a good job, and fame and money.
Savaş sırasında o keşif uçağını kullanırken dikkatli olsaydım, sana madalya, iyi bir iş, şöhret ve para kazandıran o fotoğrafları çekme fırsatı yakalayamazdın.
Oh, well, have you taken a good look at him?
- Şuna baksana! - Haksızlık etme şimdi.
Have you had a good look around here?
Etrafına iyice baktın mı?
GOOD. I WANT TO HAVE A LOOK AT ALL THE DATA
Düzenlenir düzenlenmez bütün veriye göz atmak...
Look, Belle, I know this hasn't been a good trip for you, but, well, we're going to have smooth sailing from here on out.
Bak, Belle, Biliyorum, bu senin için iyi bir gezinti olmadı. ama biz şuan rahat bir yelkenlideyiz.
Let Miss Mayella have a good long look at you.
Bırak da Bayan Mayella sana iyice bir baksın.
Go to bed, have a good rest, get up in the morning and have a look at yourself in the glass.
Yat uyu, güzelce dinlen, sabah kalk... ve aynada yüzüne bir bak.
and I'm not knocking it... is that in order for people to be really good... they have to make a free choice between good and evil and choose good. Look.
... insanların gerçekten iyi olması için iyi ve kötü arasında özgür bir seçim yapıp iyiyi seçmeliler.
- Yes. - Good, then we'll have a look.
- Hadi o zaman, bir göz atalım.
I'll have to have a look at it, but it's probably basically the same thing. Good.
Bir bakarım, ama bana kalırsa temel olarak aynıdır.
Have a look at this good piece of Italy!
İtalya'nın bu güzel parçasına bir bakın hele!
I didn't have time to get a good look.
İyice bakmaya vaktim yoktu.
Good, well, let's have a look at it, shall we?
Güzel. Bir bakalım, olur mu?
Have you taken a good look at your mug lately?
Son günlerde hiç suratına baktın mı?
Have a good time on your furlough, but look after yourselves.
İzin süresince size iyi eğlenceler. Ama kendinize dikkat edin.
"and then, using both hands, force open its jaws... and have a damned good look in its mouth."
"... ve sonra iki elini de kullanarak, ağzını açtır,... ve ağzından içeri iyice bir bak. "
My ladyship, good afternoon, we saw the place after sale, we could stop and have a quick look around.
Satıştan sonra evi gördük ve biraz etrafa göz atmak için durduk.
HAVE YOU EVER TAKEN A GOOD, CLOSE LOOK AT WHAT THE ANT IS ALL ABOUT?
Karıncanın ne olabileceğine dair yakından, iyi bir inceleme yaptınız mı hiç?
- Have you taken a good look at Dorothy?
- Dorothy'e hiç alıcı gözle baktın mı?
Take a good look at this section because we have every reason to believe you're looking at the Firefox.
O bölümün ayrıntısı. İyi bakın çünkü bunun Firefox olduğuna inanmamız için birçok neden var.
Let's everybody have a good time! - You look really pretty.
Haydi hep beraber iyi eğlenceler.
Have you taken a good look at everyone else?
Herkesin tipine baktın mı hiç?
Look, I already have a pretty good idea of what you're into, Sonny.
Bak, Ben Zaten Senin Hakkında Oldukça İyi Bir Fikirdeyim.. Sonny..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]