He beat me traducir turco
690 traducción paralela
He knocked me down and dragged me around by my hair, and then he beat me.
Beni yere fırlattı ve saçımdan sürükledi, daha sonra da beni dövdü.
He beat me until I lost my strength.
- Gücümü yitirene kadar dövdü beni.
He ate plenty He drank plenty Then he beat me up and left
O kadar yedikten o kadar içtikten sonra birde beni dövüp çekip gitti.
He beat me.
Beni dövdü.
The work was hard, the scoldings frequent and occasionally he beat me.
Çok iş yaptım, beni azarlardı ve dövdüğü de oldu.
- He beat me nine times...
- That's more like it.
Oh, officer, look, he beat me!
Bakın memur bey, beni dövüyor!
He beat me.
Beni yendi.
Then he beat me, hard, but bearable.
Sonra beni dövdü, sert, ama dayanılabilir.
And he beat me!
Ve dövdü!
He beat me!
Sürekli dövdü.
He beat me with a fencepost.
Beni çit kazığıyla dövdü.
He beat me straight... a full house.
Beni "ful" le fena yendi... "kent" e karşı.
He came to grab my territory and he beat me such that I lay in bed for 2 months
bölgemi basıp, beni 2 ay boyunca hastanelik edecek kadar dövdü
Maybe he did beat me... but I loved him.
Belki beni gerçekten de dövdü. Ama onu seviyorum.
That's why Dum-Dum beat up a drunk last night when he tried to tell me.
Bana söylemeye kalktı diye Dum-Dum dün gece bir sarhoşu dövdü.
I'd go down there now if I wasn't afraid he wouldn't beat me with a stick.
Sopayla döveceğinden korkmasam şimdi oraya giderdim.
I'm walking along my beat, casual-like when a guy that I'm following, it turns out he's following me!
Her zamanki gibi devriye geziyorum. Peşinde olduğum bir adam var, meğer o da benim peşimdeymiş.
He'll beat my teeth out and kick me in the stomach for mumbling.
Dişlerimi kıracak ve konuşamadığım için midemi tekmeleyecek.
He probably wants to beat me up.
Muhtemelen beni dövmek istiyor.
Nothing, he wanted to know if they beat me up.
Beni dövüp dövmediklerini bilmek istedi.
Tell me he beat you.
Bana seni dövdüğünü söyle.
He sure did beat me.
Seni yendi! - Kesinlikle.
I tried to warn her... but he caught me and beat me.
Onu uyarmaya çalıştım... ama Ed beni yakalayıp dövdü.
Sometimes at night I think he'll come beat me or strangle me.
Bazı geceler gelip beni dövecek ya da boğazlayacak diye düşünüyorum.
Well, that if Ken ever hit me again, he'd beat his head off.
Bana bir daha vuracak olursa Ken'i fena benzeteceğini söylemişti.
He was like a wild animal. He knocked me down and beat me.
Beni azarladı ve dövdü.
And then he'd beat me and beat me until I'd admit they were true.
Ben, o kötü şeylerin doğru olduğunu kabul edene kadar beni dövdü. Ben de kabul ettim.
Of course you heard about him, he's the one who beat me to the draw!
Beni yakalayan ve buraya getiren adamı duymamış olman mümkün değil.
And then either he or your other apes sitting over there could beat me to death and cop a plea of self-defense.
Böylece kendisi ya da şurada oturan diğer goril beni öldüresiye dövebilir... Ve polise nefs-i müdafa mazereti sunabilirler.
When I'm done workin'the beat, he takes me to the movies as a treat.
Dayak sıramı savınca Sinemaya götürür gönül almaya
If he was trying to do my job for me... I'd have to hurry up and beat him to the finish.
Eğer benim görevimi yapmaya çalışıyorduysa... elimi çabuk tutmalı ve bir an önce sonuca ulaşmalıydım.
When he tried to beat me, I killed him.
Beni dövmek isteyince onu öldürdüm.
He fell on top of me and began to beat me with his fists.
Üstüme abanarak beni yumruklamaya başladı.
I could beat him up, anything, leave him someplace, and I bet he'd still love me.
Onu dövsem de, sokağa atsam da beni yine severdi.
He beat it into me.
Zorla ezberletmişti.
Bert, he only beat me by a point.
Bert, beni tek sayıyla yendi.
A woman held up her child so he could reach out... and beat me with his little fist.
Kadının biri çocuğunu, bana yumruk atması için cesaretlendirmişti.
The worst he can do is beat me again.
En kötüsü beni yine döver.
I beat a poor peasant because he threatened me...
Zavallı bir köylüyü dövdüm çünkü beni tehdit etti.
You can tell me why he beat you up.
Sizi niye dövdüğünü söyleyebilirsiniz.
- He once beat me hard.
Beni bir keresinde fena dövdü.
So he took me out, back of the barn, and he beat the hell out of me.
Bu yüzden... Beni dışarı çıkartıp, ahırın arkasına götürdü ve beni evire çevire dövdü.
He's not gonna beat me, anyhow.
O beni hiç dövmez.
Yes, he's waiting near the school to beat me up.
Evet, çıkışta bekliyor, beni dövecek.
I played with Minguinho, but in fear...'cause dad had sworn he'd beat me to death... if I repeated the word I had said to Jandira.
Minguinho ile zaman geçiriyordum, ama korku içindeydim... Çünkü babam bir daha söversem beni geberteceğini söylemişti.
Some kid said he'd cop for me, but I didn't want to get beat.
Çocuğun teki ben bulurum dedi ama kazıklanmak istemedim.
He'll beat me to death!
Beni gebertecek.
He'll beat me to death.
Beni gebertene kadar dövecek.
He'll read it and he'll get pissed off... He'll pick up a stick and beat me to death.
Mektubu okuyup sinirlenecek... ve eline sopayı aldığı gibi beni öldüresiye dövecek.
" "Is he going to beat me?" "
"Bana vuracak mı?"