He can't die traducir turco
193 traducción paralela
It can't be. What did he die of?
Bu olamaz. neden öldü?
He can't hide in a cave. He'll die.
O zaman seni atına bağlayacağım, Jim.
Really can meet people in Pittsburgh. Friendly. Fellow could live and die in this town, and he couldn't meet nobody.
Pittsburgh'da insanlarla tanışabilirsin, arkadaş canlısı bir yerdir ve eğer bir insan isterse, kimseyle tanışmadan da tüm hayatını geçirebilir orada.
- He can't die.
- Ölmemeli.
He can't die with my sin on his soul.
Ruhunda benim günahımla ölmez.
He can't wait for me to die to get my millions.
Milyonlarıma konmak için ölmemi bekliyor.
Well, a chap can't pick the way he'll die, or we'd all do better at it.
İnsanlar nasıl öleceklerini bilemez, elimizden geleni yaparız sadece.
How a man who's been told he'll die in three days can consider sleeping... is all the proof I need of the supernatural.
Üç gün içinde öleceği söylenen bir adamın uyumayı düşünebilmesi doğaüstü güçlere inanmam için tüm kanıtı veriyor.
He can't wait to die.
Ölmeyi sabırsızlıkla bekliyor.
We can take him, and if he doesn't get help, he'll die.
Yanımıza alırız ve yardım edilmezse ölür.
Antiochus Wilson can die, can't he?
Antiochus Wilson ölebilir, öyle değil mi?
He can't fight, but I believe he can manage to die.
Savaşamaz, fakat ölmeyi becerebileceğine inanıyorum.
He can't let me die like this!
Bu şekilde ölmeme izin veremez!
No, he can't die before I get to him.
Onu yakalamadan ölemez.
Please be my customer from now on until next spring, so he can't come and tell me when to die.
Lütfen önümüzdeki bahara kadar hep benim müşterim olun. Böylece buraya gelip de ne zaman öleceğimizi söyleyemez.
Can you be sure he'd die if you don't?
Bunu yapmasanız, öleceğinden emin misiniz?
He's not gonna beg for mercy and say "I don't wanna die! Please spare me!"
Merhamet dilenip "Beni öldürmeyin, canımı bağışlayın!" demeyecektir.
Man can't even die where he sees fit no more!
Ölmek için uygun yerde bile ölemiyorsun!
He think the hero can't die until the last reel?
Kahraman son ana kadar ölemez sanıyor.
Anyone else would die of thirst in a few days in this treacherous desert that doesn't look like a desert but he can survive for months on end.
Çöl gibi görünmeyen bu tehlikeli çölde, bir başkası birkaç gün içinde susuzluktan ölürdü ama o, aylar boyunca mütemadiyen hayatta kalabilir.
Yeah, he can't seem to die.
Evet, ölebilecekmiş gibi görünmüyor.
He can't die, and you know why?
Ölemez. Neden biliyormusun?
HE LETS THEM DROWN IN THE WHEAT. THEY CAN'T BREATHE AND THEY DIE.
Onları karanlığın içine alır ve kendi başlarına bırakır.
- He don't wanna die. - Your tooth is not a "he."
Canı yok ki.
He can hurt, die, decompose, just like you and me, general.
Yaralanabilir, ölebilir, çürüyebilir, tıpkı sizin ve benim gibi, general.
But he can't die.
Fakat o ölemez.
I hope he doesn't die I can't handle summer school
Umarım ölmez. Yaz okulunda onsuz yapamam.
You can't complain now because he let her die.
Şimdi de onu öldürdü diye şikayet edemezsin.
But if I die, he can't hurt me anymore. "
"Ama ölürsem, artık bana acı çektiremez."
He can't die for my smudges that'll never be worth a cent
Benim is lekelerimle kendini öldürmemeli. Bir sent etmez.
But he can't die, remember?
- But he can't die, remember?
O'Brien can't be a day over 38. He's too young to die.
Ölmek için çok genç.
We can't just leave him. He might die.
Onu bırakamayız.
No, he's not gonna die, but you can't....
Hayır, ölmeyecek, ama oraya gidemezsiniz...
No one is so young that he can't die tomorrow, nor so old that he can't live another day.
Biri genç diye yarın ölmeyecek değil... yaşlı olan da... bir gün daha fazla yaşamayacak diye birşey yok.
He can't die.
O ölemez.
Poor George was really shot... but can't die because, let's face it, he's the hero.
Zavallı George Vuruldu... Ama ölmedi çünkü, o bir kahraman.
If you see Declan before you die you tell him that he can't pick up his women.
Ölmeden Declan'ı görürsen ona kadınları bir türlü koruyamadığını söyle.
I can't help thinking that while we're all out there scrambling around for an edge like we're never gonna die, this boy's looking right at it, and he's doing it almost alone.
Bizler sanki hiç ölmeyecekmiş gibi keyifli bir hayat sürmeye çalışırken bu çocuğa doğru bir bakış açısı yakalaması için nasıl yardım edebilirim, zaten hemen hemen tek başına bunu beceriyor.
Can't leave Connor out there another day, he'll die.
Connor'ı 1 gün daha orada tutamazsın, ölür.
Why can't he die in our room with his new best friends?
Niçin odamızda, yeni en iyi arkadaşlarının yanında ölmesin ki?
He's going to pay for all that deserve to die but who I can't kill.
Yaptıklarının bedelini ölmekle ödeyecek fakat onu kim öldürür.
But if he isn't fully healed he could die in the effort.
Ama tam olarak iyileşmezse bu canına mal olabilir.
He doesn't like pretending to die.
Ölmek üzereymiş gibi davranmak canını sıkıyor.
You can't think how it cuts him to the heart to have to lay off his workers, and he... and he's so angry since he heard that Osborne has been borrowing money against his expectations when the Squire should die.
İşçilerini bıraktığından beri kalbi nasıl parçalanıyor bilemezsin ve o... Bey öldüğünde onun beklentilerinin dışında borç para aldığını duyduğundan beri çok sinirli.
He can't die.
Ölemez.
No, he can't die on the floor!
Burada ölemez!
No, he can't die so easily.
- Hayır o kadar kolay ölemez.
He can't die, he's young, strong.
O ölemez, o genç ve güçlü.
He can't die, he's a god.
O ölemez, o bir Tanrı.
I'll make him die in ways he can't even imagine.
Aklından bile geçiremeyeceği kadar korkunç bir şekilde öldüreceğim.
he can't swim 20
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't help himself 22
he can't help you 16
he can't come 19
he can't talk 39
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't help himself 22
he can't help you 16
he can't come 19
he can't talk 39
he can't hear you 73
he can't see me 18
he can't move 17
he can't be trusted 40
he can't leave 20
he can't have gone far 21
he can't breathe 58
he can't hurt you anymore 17
he can't help it 49
he can't see you 17
he can't see me 18
he can't move 17
he can't be trusted 40
he can't leave 20
he can't have gone far 21
he can't breathe 58
he can't hurt you anymore 17
he can't help it 49
he can't see you 17
he can't be dead 21
he can't do this 25
he can't be far 20
he can't do it 39
he can't stay here 20
he can't do that 100
he can't be 56
died 275
diego 372
diesel 55
he can't do this 25
he can't be far 20
he can't do it 39
he can't stay here 20
he can't do that 100
he can't be 56
died 275
diego 372
diesel 55