He loves her traducir turco
574 traducción paralela
And Gregory, he loves her.
Ve Gregory... Gregory onu seviyor.
But, Sire, he loves her.
Ama efendim, onu seviyor.
He loves her!
Seviyormuş!
- He loves her.
- Karısını seviyor.
And he loves her! She says... "Franz turns any wish I have, he carries me in his arms".
"Franz isteklerimi seziyor ve bastığım yeri kutsuyor."
And he loves her.
Diyor ki :
Does he say he loves her?
Erkek kızı sevdiğini söylüyor mu?
Yes, if she loves her husband so much that she defends him after such a beating, he might as well keep beating her.
Dayak yediği halde kocasını koruması onu çok sevdiğini gösteriyor. Bırakalım, dövsün bari!
And he loves her.
Erkek de kızı seviyor.
And I know he loves her too.
Oğlunuz da kızımı seviyor.
BECAUSE HE LOVES HER
ÇÜNKÜ ONU SEVİYOR
- He loves her.
- O kadını seviyor.
But it's been a long time he loves her.
Gerçi çok uzun zamandır ona âşık.
He loves her?
Onu... Seviyor mu?
He loves her.
Onu seviyormuş.
Davey tells her he loves her all the time.
Davey, her zaman ona sevdiğini söyler.
He loves her?
René onu seviyor mu?
I think it must mean he loves her more than she loves him.
Bence bu, kızını kızının onu sevdiğinden daha çok sevdiği anlamına geliyor.
She loves him and he loves her.
Ne var yani? Zaten o da kızı seviyor.
No wonder he loves her
# Onun onu sevmesi artık umrumda değil
And make you think she doesn't deserve you? No wonder he loves her
# ve seni haketmediğini mi düşüniyorsun?
No wonder he loves her No wonder to me
# Onu sevdiğini merak etmiyorum # bana aldırdığı da umrumda değil... #
Each man kills the thing he loves.
Her insan öldürür sevdiğini.
Only secondly does he think of the woman he says he loves.
Sevdiğini söylediği kadın her zaman ikinci planda kalır.
He loves me more than ever.
Beni her zamankinden çok seviyor.
Tony may be as good a lawyer as you think he is, but how he loves anything dramatic.
Tony iyi bir avukat olabilir. Ama dramatik olan her şeyi sever.
He thinks he's the only one who loves her and makes sacrifices
Kızımızı sevip fedakarlık eden tek kişinin kendisi olduğunu sanıyor.
They say each man kills the thing he loves.
Çünkü her erkek aşık olduğu şeyleri öldürür.
He'll believe you because he loves you just as much as he loves me.
Ona söylediğin her şeye inanır. Seni de beni sevdiği kadar seviyor çünkü.
If the soldier really loves her, he'll never give up.
Bir asker gerçekten severse asla vazgeçmez.
He that loves for real, always does right by his loved one.
Gerçekten sevenlerin, sevdiklerine olan davranışları her zaman yerindedir.
A man can kill himself if he loves a woman, or even if he doesn't love her.
Bir kadını seven erkek kendini öldürebilir, hatta onu sevmiyorsa bile öldürebilir.
He loves Osode and her fiance appeared.
Osode'ye aşık ve kadının nişanlısı ortaya çıkıverdi.
He loves to kiss me all the time
# Her zaman beni öpmeyi sever
I would like to tell you about my love of samba like a lover who dares not speak to the one he loves and speaks of her to everyone he meets.
Sambaya olan zaafımdan bahsetmek isterim tıpkı sevgilisinle konuşamayan ama başkalarına sevgilisinden bahsedenler gibi.
But why if he loves his wife, if he's crazy about her and glad he's married to her... and he never wants to be married to anyone else?
Peki karısını çok seviyorsa, evliliğinden memnunsa ve asla başkasını aklından geçirmiyorsa, neden yapsın bu işi?
And he knows that no matter what Ritchie says... that deep down in his heart he loves Joan, and he'll always love her.
Ve Ritchie ne söylerse söylesin, kalbinin derinliklerinde Joan'u sevdiğini ve hep seveceğini biliyor.
He still loves it.
Her seferinde hoşuna gidiyor.
She loves Terr so much that he is with her always.
Terr'i o kadar seviyor ki, her zaman beraberler.
He loves me beyond all bounds.
Beni her şeyden çok seviyor.
If it isn't, Starbuck will give up everything he loves.
Yoksa Starbuck sevdiği her şeyden vazgeçecek.
He loves wine and eating games and is always accompanied by pretty ladies
Kadınları ve kumarı çok sever ve her zaman güzel kızlarla dolaşır
And there's Sanjay. He loves Anjali so fiercely... he can't bear to see her marry someone else
Ve Sanjay, Anjali'yi o kadar çok seviyor ki onun bir başkasıyla evlenmesine tahammül edemiyor.
If he loves you, he'll forgive you.
Önce onu seninle evlenmeye ikna etmelisin sonra da ona her şeyi anlatmalısın.
Pierre is not really punctual, true. But he loves his wife very much.
Pierre her seferinde geç kalır ama karısını çok sever.
Each man kills the thing he loves
Her erkek sevdiği şeyleri öldürür.
Each man kills the thing he loves
Her erkek sevdiği şeyi öldürür.
He loves her very much, and she loves him.
Adam kadını çok seviyor, kadın da adamı.
He loves her, she loves him
# o onu seviyor, diğeri de onu
Do you think he still loves her?
Sence onu hala seviyor mu?
- He loves you, Willy.
Seni seviyor, Willy. Her zaman sevdi, baba.
he loves you 282
he loves me not 34
he loves it 102
he loves me 242
he loves you very much 18
he loves you so much 17
he loves them 16
here 35434
hermes 98
here we go 9033
he loves me not 34
he loves it 102
he loves me 242
he loves you very much 18
he loves you so much 17
he loves them 16
here 35434
hermes 98
here we go 9033
herald 31
heroin 209
herself 49
hershey 18
herbert 132
hercules 220
hertz 45
herring 17
here we go again 374
heroic 33
heroin 209
herself 49
hershey 18
herbert 132
hercules 220
hertz 45
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366