He loves them traducir turco
104 traducción paralela
He loves them around, but it strains his nerves.
Yanında olalım ister, ama bazen sinirleniveriyor işte.
He loves them both.
O, ikisini de seviyor.
you know how he loves them. toby :
Bu senden hoşlanmıyorum demek değil..
He loves them, you know.
Göğüsleri çok sever.
He loves them.
Onlara bayılır.
So while I am here, peeling thousands of little pearl onions because he loves them, he's having an affair on Christmas Eve.
Ben burada, o seviyor diye, binlerce arpacık soğanı soyarken o Noel arifesinde sevgilisiyle buluşuyor.
He loves them old cliffs.
O falezlere bayılıyor.
Yeah, he loves them.
Evet, onlara bayılır.
He loves them.
Evet, çok sever.
And Chandler, he loves them!
Ve Chandler da seviyor!
He loves them so.
Onları öyle seviyor ki.
He loves them all.
O hepsini seviyor.
He loves them.
Bayılır onlara.
Do you know he's never even told them he loves them? You know what I think?
Çocuklara hiç onları sevdiğini söylemediğini biliyor muydun?
He hates olives, she loves them.
Marshall nefret eder, Lily bayılır.
He loves them.
O, çocuklarını sever.
Jim, my husband, he loves them, too, but I don't know if I'm ready.
Jim, kocam, o da çocukları çok sever ama tam hazırmıyım emin değilim.
Tom Jackman could do it, he loves them enough.
Tom Jackman bunu yapabilirdi, onları yeterince seviyordu.
He loves them incondicionalmente.
Onları kayıtsız şartsız seversin.
out of resurrection range, without blowing up the ship that he lived on, because he couldn't imagine life without his little human wife and his little human daughter, because he loves them... Stop, stop, stop.
İçinde yaşadığı gemiyi patlatmaksızın, çünkü zavallı insan karısının ve kızının olmadığı bir hayat düşünememişti, çünkü onları seviyordu.
He loves them, like, fierce, you know?
onları seviyor, ateşli, bilirsin?
Pearl Market? - Sulleiman loves pearls. He collects them.
Yarın köle pazarı kurulacak, inci pazarının hemen yanında.
One of them loves gambling and sex : He is called Zhao Tian Fu
İçlerinden biri... seks ve kumar düşkünü Zhao Tian Fu!
Why does eddy let them keep you here, If he loves you?
Seni seviyorsa, neden Eddy seni burada tutturuyor?
He knows as long as there's someone on this side that loves them... you can get them back.
Onları bu boyutta seven birisi olduğu sürece, o bunu biliyor. Sen onları geri getirebilirsin.
He loves to regale them If someone else pays
Başkası ısmarlarsa ziyafet çeker onlara
♪ He loves to regale them If someone else pays
Başkası ısmarlarsa ziyafet çeker onlara
Stick laws, a court, a judge, an old girlfriend between them they will still find a way to be together. Now, I am sure he still loves her.
Aralarına kanunu sokun, mahkemeyi sokun, bir yargıcı, eski bir sevgiliyi sokun, yine de sonunda birlikte olmanın bir yolunu bulacaklardır.
He loves them.
- Onlara bayılır.
If he still loves her, getting them back together could save Ally a lot of money.
Eğer onu hâlâ seviyorsa, onları tekrar bir araya getirmek Ally'yi büyük paralar ödemekten kurtaracaktır.
But somehow continue to build and He loves them.
Ama nedense inşa etmeye devam Onları seviyor.
He got into a fight because he was defending me and you and anyone else who loves this game and believes that it should heal rifts not cement them.
Kavgaya beni savunduğu için karıştı. Senin için ve futbolu sevip futbolun birleştirici olması gerektiğine inanan diğer herkes için karıştı.
I have to go through daddy's closet pick out a couple of suits he loves and give them to the Salvation Army
Babanın dolabından sevdiği takım elbiseleri alıp onları Kurtuluş Ordusu'na vermem gerekiyor.
I have to go through daddy's closet pick out a couple of suits he loves and give them to the Salvation Army
Hadi.
Monk, I don't have to remind you that this bastard's got deep pockets, and he's got a platoon of lawyers and he loves to use them.
Monk, sana bu pisliğin servetinin çok geniş ve avukatlarının çok fazla olduğunu, onları kullanmayı çok sevdiğini de hatırlatmama gerek yok sanırım.
He came in... with them and he told me that he loves me and that he doesn't want me to marry Joseph.
Onlarla birlikte içeri girdi ve bana, beni sevdiğini söyledi. Ve Joseph'le evlenmemi istemediğini söyledi.
Everyone we've talked to... all of his friends, everyone who knew them... says he loves her.
Kimle konuşsak tüm arkadaşları, tanıdığı herkes falan onun Julie'ye aşık olduğunu söylüyor.
And Bellick enjoys people like that'cause he loves to mess with them.
Ve Bellick böyle tiplerden gerçekten hoşlanıyor. çünkü onlarla uğraşmayı seviyor.
- Yes, he just loves them.
- Evet, bayılıyor pantolonlarıma.
An artist loves his paintings but he sells them.
Ressam da resmini seviyor, ama satıyor.
You can see he ignores them all For he knows that Jessie loves him
Herşeyi boşverdiğini görebilirsiniz sadece Jessie'nin onu sevdiğini bildiği için
Plus, Reed's already read the pages, and he freaking loves them.
Ayrıca, Reed çoktan sayfaları okudu, ve çok sevdi.
He gets in them, and I'm not exactly sure what happens, but I can tell you he loves the way he looks in those jeans.
Onları giyiyor ve ona ne oluyor bilemiyorum, ama kendisini o kotların içinde çok iyi hissettiği bir gerçek.
He loves them.
Onları çok seviyor.
He likes to theorize about prey and he likes... to think about where the opponents, and fair game. Just about all them bullshit. He loves it.
Avı hakkında teoriler kurmayı seviyor, rakipleri, basit avları falan önemsiyor.
But now, Antony's stalking up and down with the toga and he's crying about "What a good man was Caesar" and how much he loves him and what a great leader we've lost until the crowd... half of them are crying... they're sobbing like babies.
Ama şimdi Antony toga ile bir aşağı bir yukarı yürüyüp "Sezar ne iyi adamdı" diye ağlayarak onu ne çok sevdiğinden, ne büyük bir lider kaybettiğimizden söz ediyordu ta ki kalabalığın yarısı ağlayana bebek gibi zırlayana dek.
He loves them.
- Lütfen.
Then don't heat them, if he loves you, he will appreciate your intentions.
O halde onları ısıtma. Eğer o seni gerçekten seviyorsa iyi niyetini takdir edecektir.
And he has this idea that God loves them more than anyone.
Ve onlar Tanrı'nın kendilerini her şeyden çok sevdiğine inandılar.
So let's all welcome the Basketball Orphan who loves his parents so much that he'll never stop looking for them.
Haydi hep birlikte, ailesini çok sevdiğinden, aramayı asla bırakmayacağı için, ona hoşgeldin diyelim.
See, he knows in our line of work, the best way to hurt a man is through the people that he loves, so he started moving them around years ago.
Bir adamın canını yakmanın en kolay yolunun, sevdiği insanların canını yakmaktan geçtiğini biliyor bu yüzden yıllar önce onları oradan oraya taşımaya başladı.
he loves you 282
he loves me not 34
he loves it 102
he loves me 242
he loves you very much 18
he loves her 68
he loves you so much 17
theme 39
them 588
themselves 24
he loves me not 34
he loves it 102
he loves me 242
he loves you very much 18
he loves her 68
he loves you so much 17
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
he looks just like you 33
he looks like you 29
he looks like me 17
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
he looks just like you 33
he looks like you 29
he looks like me 17