English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Her friend

Her friend traducir turco

6,441 traducción paralela
Cat's friend Beth, you know, uh... her friend from high school?
Cat'in arkadaşı Beth, biliyor musun onun liseden arkadaşı?
With her friend, Vera Wang.
Hem de arkadaşıyla birlikte, Vera Wang.
Julie and her friend are gonna stay here till I come back, okay?
Julie ve arkadaşı ben dönene kadar yanında kalacaklar.
- That's her friend.
- Bu kızın arkadaşıydı.
- He was after her friend.
- Arkadaşının peşindeydi.
Her friend practically died in my arms.
Dostu tam anlamıyla ellerimde öldü.
When you see a girl you like kissing some guy, and it really bums you out because you don't know the whole story until that guy... who turns out to just be her friend... explains...
Hoşlandığın bir kızın başkasını öğtüğünü görürsünde o öpen seni uzaklaştırır çünkü bütün hikayeyi bilmiyorsundur ve o adam sadece arkadaşnı mutlu etmek için... açıklar...
There's nothing to worry about. Julie and her friend are gonna stay here till I come back, okay?
Julie ve arkadaşı ben dönene kadar yanında kalacaklar.
AMY : What if you just hang around and act like her friend until you wear her down?
Boş boş gezip ısrarla kendini sevdirene dek arkadaşıymış gibi davransan?
We ended up having a threesome with her friend humiliation, so...
Sonunda arkadaşı küçük düşmeyle üçlü yaptık.
She dropped me off and she said she had to meet her friend, the ice cream man.
Beni okula bıraktı ve arkadaşıyla buluşmaya gideceğini söyledi, dondurmacı olan.
I CAN'T BELIEVE I'M STUCK WITH HER FRIEND.
Ben de arkadaşıyla eşleştiğime inanamıyorum.
SHE SAID HER FRIEND NEEDED HELP. THEN THEY KNOCKED ME OUT!
Arkadaşının yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyip, sonra da beni bayılttı.
- You can't talk to her like that, my friend.
- Onunla böyle konuşamazsın dostum.
She's a high school friend of mine, I can talk to her.
O benim liseden bir arkadaşım onunla konuşabilirim.
This woman is the key to finding out the kind of danger your friend is in, and you want to, what, just let her go?
Arkadaşlarının içinde olduğu... o tehlikenin anahtarı bu kadın... ve ne yani bırakalım gitsin mi?
A woman shouldn't dread... spending time with her best friend.
Bir kadın en yakın arkadaşıyla vakit geçirmekten böyle korkmamalı.
She was on her way to meet a friend by the Statue of Eros in Piccadilly.
Piccadilly'deki Eros Heykeli'nde arkadaşıyla buluşmaya gidiyormuş.
Her best friend is afraid of storms, so she makes her dance in the rain and the best friend gets struck by lightning.
En yakın arkadaşı fırtınadan korkardı o yağmurda dans ederdi ve en yakın arkadaşının üzerine yıldırım düştü.
She's been my best friend since seventh grade, And now I feel like caroline's gonna take her away from me.
Benim yedinci sınıftan beri en iyi arkadaşım, ve şimdi Caroline onu bende uzaklaştırdığını hissediyorum.
I don't want to replace her when I'm her best friend.
Bunu kabul edersem en iyi arkadaşımı bir kenara itmiş gibi olurum.
Her best friend just left yesterday, okay?
En iyi arkadaşı daha yeni gitti.
At first I thought she looked like my friend but when I looked closer she looked nothing like her.
İlk bakışta arkadaşımı andırdı biraz ama, iyice bakınca o olmadığına emin oldum.
Yes, my friend likes her.
Evet, çok da sevdi.
My friend Stephie signed me up, and I'm actually just here for this interview to try and get her money back.
Beni arkadaşım Stephie kaydettirdi ve aslında onun parasını geri almak için bu röportaja geldim.
Leslie, you can let your friend know that my girlfriend is way hotter than her.
Leslie arkadaşına sevgilimin ondan çok daha seksi olduğunu söyleyebilirsin.
I mean, maybe she was talking about her black friend. Whatever. I...
Belki zenci arkadaşından bahsediyordur.
That's... I'll do anything to be a good friend.
İyi bir arkadaş olmak için her şeyi yaparım.
She's bringing a new friend with her... agent rice.
Ajan Rice.
So if you're not hanging your friend out to dry with Krieg, what are you doing to cover her ass?
O zaman arkadaşını Krieg'in önüne atmaya çalışmıyorsan kıçını neden kolluyorsun?
That her only friend was a skinny white dude with a beard.
Tek arkadaşı zayıf, sakallı, beyaz tenli bir adamdı.
I told a good friend I'd do my very best to spare the lives of her people.
Bir arkadasima halkinin canini bagislayacagima dair söz vermistim.
Last night, I told my best friend, "I love you," and when she rejected me, I got drunk and slept with her boyfriend.
Dün gece en iyi arkadaşıma "seni seviyorum" dedim ve kız beni reddetti sonra sarhoş olup onun erkek arkadaşıyla yattım.
You know, you're always telling me not to make enemies, and for the first time since Harvey, I have just made a new friend, so I'm asking you...
Her zaman bana düşman edinme derdin Harvey'den beri ilk kez yeni bir arkadaşım oldu onun için senden rica ediyorum...
- An old friend asked me to protect her.
- Eski bir dostum onu korumamı istedi.
Her oldest friend.
En eski arkadaşı.
My friend, the minute I heard you wanted to see me, I dropped everything and came here.
Dostum, beni görmek istediğini duyduğum anda her şeyi bırakıp hemen geldim.
Amy, he's my best friend, and if you don't take me, I'm going there anyway.
Amy, o benim en iyi dostum ve beni götürmezsen de her türlü gideceğim yani.
No. That's fine, but there's a difference between being tough and telling your friend her new pants look like a saggy diaper.
Yok sorun değil ama sert olmakla arkadaşının yeni pantolonunun boklu bebek bezine benzediğini söylemek arasında fark var.
Sources tell me our Saudi friend Bashir is in custody... spilling his guts.
Kaynaklarımın bana dediklerine göre, Suudi arkadaşımız Bashir, -... gözaltında her şeyi ötmüş.
I decided I was gonna be the friend I always claimed to be and help him save his farm.
Ben her zaman onun arkadaşı olarak çiftliğini kurtarması için yardım etmeye karar verdim.
Your friend, Mr Pink, was supposed to be looking after her.
Arkadaşın Bay Pink'in sorumluluğunda olması gerekiyordu.
I hate when my best friend doesn't tell me huge things in her life, and then throws me her sloppy seconds like it's a favor.
En yakın arkadaşımın hayatındaki önemli şeyleri bana söylemeyip kullandıklarını sadaka gibi bana vermesinden nefret ediyorum.
I thought you were her best friend.
Birbirinizin en iyi arkadaşısınız sanıyordum.
Thought you might not change your mind just cuz your friend's dead. So I got a lil'lady with a flower tattoo on her back.
Arkadaşının ölümünün fikrini değiştirmeyebileceğini düşününce sırtında çiçek dövmesi olan bir genç hanım getirdim.
But her body was buried in my friend's backyard.
Arkadaşımın bahçesine gömülmüştü ama.
You'll get a lot more out of her if you start acting like a friend.
Dost gibi davranırsan ondan daha fazla bilgi alırsın.
Eva hired me. She was my friend, and he killed her right in front of me.
Benim arkadaşımdı ve gözlerimin önünde öldürüldü.
It's your lucky night because my succubus friend got her mojo back and she's hornier than a monkey with eight dicks.
Bu senin şanslı gecen Benim succubus arkadaşım çünkü onu geri mojo var ve o daha azmış Sekiz dicks ile maymun.
Look, between you and your new best friend Roy I'm pretty sure you guys have said everything.
Eminim sen ve kankan Roy söylenebilecek her şeyi söylediniz.
Lyla was your friend and you endanger her and her daughter for what?
Lyla senin arkadaşındı! Sen ise onu ve kızını tehlikeye attın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]