Hug me traducir turco
1,660 traducción paralela
Pop that pussy Hug me, hug me, hug me, hug me
Vajinayı patlat. Sarıl bana, sarıl bana, sarıl bana.
Hug me!
Sarıl bana!
Will you hug me tight?
Sıkıca sarıl bana.
Hug me.
İşte burada.
Hug me!
Sarılın bana!
Come and hug me.
Gel ve sarıl bana.
In the first one you stand up and you hug me... And you say, " I love you.
İlkinde kalkıp bana sarılıyordun... ve diyordun ki, "seni seviyorum"
You can hug me if you want.
İstersen sen de bana sarılabilirsin.
No, really, you can hug me.
Ciddiyim ben, sarılabilirsin.
Do you want to hug me?
- Sarılmak ister misin?
Hug me one more time.
Son bir kez sarıl bana.
Then hug me for one minute.
O zaman, bana bir dakika boyunca sarıl.
Is he trying to hug me?
Bana sarılmaya mı çalışıyor?
I think he's trying to hug me.
Bence bana sarılmaya çalışıyor.
Okay, hug me before I cry.
Tamam, ağlamaya başlamadan sarıl bana.
"If I seem angry, I'm really just wishing people would give me a warm hug or pat me on the back, and say : I'm right with you, man." Yeah.
"Eğer kızgın görünüyorsam, insanlardan sıcak bir kucaklama ya da sırtıma vurup seni anlıyorum adamım" demelerini bekliyorum demektir.
I'm saving the biggest hug for you because you brought me here.
En büyük kucağı sana saklıyorum. - Çünkü beni buraya sen getirdin.
Hug me.
Sarıl bana.
Give me a hug.
Bir sarıl bakalım.
Bro, come here, hug me!
Kardeşim, sarıl bana
Give me a hug.
Sarıl bana.
- You're not gonna hug me anymore.
Yo, yo, yo, hayır.Artık bana sarılmayacaksın. - Pardon. - Tamam mı?
- Give me a hug.
- Sarıl bana.
Give me a hug.
Bir kucak ver.
I went to the school chapel every day and prayed - - prayed that he would... just walk through the door and... give me a hug and tell me I was forgiven for... whatever it was that made him leave.
Kapıdan girmesi ve beni kucaklaması için... Ona "beni bırakmanın nedeni her ne ise bunun için seni affediyorum" diyebilmek için dua ettim.
Come and give me a hug.
Gel de bana bir sarıl.
- So now give me a hug.
- Şimdi bana bir kucak ver.
Give me a hug.
Beni kucakla.
no labia lip-lock, no beating'the guts, no cervix sucker punch, no mushroom massage, no mouth hug, no long stride lefty, you know, if you were a little crooked like me, no spraying the swimmers- -
hiç emici yok, mantar masajı yok, ağız sarılması yok, uzun şerit yok, bilirsin, eğer benim gibi küçük olsaydı, yüzücüleri spreylemek yok...
Please forgive me and give me a hug.
Lütfen beni affet ve bana sarıl.
Come give me a hug.
Gel buraya.
Come give me a hug.
Gel de sarılayım sana.
Give me a hug.
Bir sarıl bana bakalım.
Nikos boy, let me give you a hug!
Nikos oğlum, gel sana bir sarılayım!
Give me a hug.
Gel sana bir sarılayım.
Let me give you a hug.
Gel seni bir kucaklayayım.
He gave me a hug and he said that everything was going to be all right.
Bana sarılıp "Her şey yoluna girecek" dedi.
Give my goddaughter a hug for me.
Vaftiz kızımı benim için öp.
- Give me a big ol'hug.
- Bana kocaman bir kucak ver.
Well, you give her A big old hug from me and Judy.
Benim ve Judy için ona kocaman bir sarıl.
I hug you now, I feel your trust in me
Ben de özledim, ben de...
Come here, let me hug you.
Gel buraya, sana bir sarılayım.
Give me a hug.
Sarılın babaya.
Give me a hug.
Gerçekten de güzelsin.
Hey, I can get out and give you a great big hug so everyone can see what good friends we are... or you can talk to me.
Ya arabadan çıkıp sana kocaman sarılırım ve herkes ne kadar iyi arkadaş olduğumuzu görür ya da benimle konuşursun.
Let me give you a hug.
Sana sarılayım.
I need a hug, unless you're going to give me one.
Sen yapmadığın sürece birisinin bana sarılması gerekiyor.
" Please hug and kiss me, no matter how hard I struggle.
" " "Lütfen ne kadar karşı koyarsam koyayım, bana sarıl ve beni öp."
Could you both do me a favor? Would you hug?
İkiniz de bana bir iyilik yapar mısınız?
Now, let me give my new son-in-law a hug.
Şimdi, damadıma bir sarılayım.
Listen Bart, if I don't get home soon, there won't be time for my mom to give me a hug, my dad to read me a story, and both of them to sing me a song until I gently fall asleep.
Bak Bart, eğer eve erken gitmezsem, annemin bana sarılması babamın hikayeler okuması ve ikisinin ben usulca uyuyana kadar şarkılar söylemeleri için hiç zaman kalmayacak.