English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm running away

I'm running away traducir turco

522 traducción paralela
I am running away because I am afraid your house in London has a chimney too... and I fancy on rainy nights, I would hear -
Kaçıp gidiyorum çünkü korkarım Londra'daki evinde de bir baca vardır ve yağmurlu gecelerde o iblis -
I get little enough opportunity as it is to find out what's going on without you running away as if I had the smallpox or something every time I open my mouth.
Ağzımı her açışımda çiçeğe falan yakalanmışım gibi benden kaçmasan bile neler döndüğünün farkındayım.
- While I'm running the produce end you keep him away from it. - Why, you got something to cover up?
- Gizleyecek bir şeyin mi var?
I'm not running away from him.
Bunu birine anlatırsan, inkâr ederim.
I'm running away.
Uzaklara gidiyorum.
I'm not running away anymore.
Artık kaçmıyorum.
I spent too much time running away.
Yeterince kaçmıştım.
I'm running away from home to marry him.
Onunla evlenmek için kaçıyorum.
I'm not running away.
Ben kaçmiyorum.
You're only afraid I'm running away with the scene.
Sadece bu sahnede çok başarılı olacağımdan korkuyorsun.
I happened to look through the kitchen window and I saw a man running away from the house, as if Satan himself were after him.
Evden bir adamın koşarak uzaklaştığını gördüm. Sanki onu Şeytan kovalıyordu. Onu tanıdınız mı?
I think it's ridiculous I'm packing up for three days, running away because of a very silly man.
Bence, aptal bir adam yüzünden, üç günlüğüne, eşyaları alıp bir yerelere kaçmak saçmalık olur.
I'm running away with a pocketful of money.
Para dolu ceplerle ben kaçıyorum.
Well, I was running away with Mae, my secretary.
Sekreterim Mae ile birlikte kaçtım.
I thought Holley was running away.
Holley'nin kaçtığını sandım.
You won't think I'm running away... guilty conscience or anything, like Crippen.
Crippen gibi vicdan azabından falan kaçtığımı düşünmeyin.
They would say I was running away, that there was truth in all these rumours.
Kaçtığımı ve tüm o söylentilerde bir gerçek payı olduğunu söyleyeceklerdir.
I'm not running away from them.
Onlardan kaçmıyorum.
One moment, I'm not running away, am I?
Bekle bir dakika, kaçmıyorum, değil mi?
Now that I'm away from home, I'm counting on you to keep everything running smoothly... and to make sure that Mr. Gerard has everything he needs.
Her ne kadar evde olmasam da her şeyi gayet güzel idare ettiğini... ve Bay Gerard'ın bütün ihtiyaçlarını karşıladığına eminim.
She's about 20, I guess... so if you hear I'm running around with moppets while you're away, that's right.
sanırım 20 yaşlarındaydı... Eğer sen yokken bir fıstıkla etrafta göründüğümü duyarsan bu doğru.
- I'm running away.
- Kaçıyorum.
But I'm not going to spend the rest of my days running away, worrying my family may be killed any time by a bullet meant for me.
Ama hayatımın geri kalanını kaçarak geçirmeyeceğim, Benim için olması gereken bir kurşunun aileme zarar vereceğini düşünerek.
I'm not running away from something I didn't do.
Yapmadığım bir şey yüzünden kaçacak değilim.
Well, then you know why I'm running away.
O zaman neden kaçtığımı biliyorsun.
Or maybe I should have run away from him too, but I was so tired of running.
Belki de ondan da kaçmalıydım, ama kaçmaktan yorulmuştum.
I'm not running away.
Bir yere kaçtığım yok.
I killed Gordon to save us from the scandal of his running away with you and I won't hesitate now.
Gordon'u kendimizi seninle kaçma rezaletinden kurtarmak için öldürdüm ve şimdi olsa yine yapardım.
I'm through running away from them.
Onlardan uzaklaşmayı düşünmüştüm.
I'm not running away.
Ben kaçmıyorum.
- I'm not running away.
- Ben kaçmıyorum.
He might tell them I'm running away with you or something.
Seninle kaçtığımı falan söyleyebilir onlara.
I'm not running away.
Bir yere kaçmıyorum.
- Now I'm running away with his money.
- Sanki paranı alıp kaçacağım.
I'm only with them cos I'm running away.
Burada olmamın sebebi kaçıyorum.
That's what I'm running away from.
Benim kaçtığım şey bu.
I got caught running away.
Kaçarken yakalandım.
I'm running away.
Kaçacağım.
When I was at home I was always running away.
Evde olduğum zamanlar hep kaçardım.
And I too - running away from my husband, Mr Fitzpatrick, who's hot on my trail, I'm sure.
Ben de öyle, kocam Fitzpatrick'ten kaçıyorum. Şu an peşimdedir eminim.
- Oh, I'm not running away.
Bir şeyden kaçtığım yok.
I thought you were running away from something much worse than that.
Daha berbat bir şeyden kaçıyorsunuz sandım.
The fainting is, um, running away, as it were... from the reality that I'm not... I'm not infallible.
Bayılmak aslında bir çeşit kaçış yani benim yanılmaz olduğum gerçeğinden.
No, I'm not running away.
Hayır, kaçmıyorum.
No, I'm not running away!
Hiçbir yere gitmiyorum.
If he thinks I'm running my blood to water for 90 minutes, for him to deliberately throw the game away, he's got another think coming.
Ben 90 dakika deliler gibi koşup kan ter içinde kalayım, beyimiz şike yapıp gol yiyecek. Bunu önceden düşünmeliydi.
I was bound up in a straitjacket and my gulliver was strapped to a headrest with wires running away from it.
Deli gömleğine bağlanmıştım ve başım koltuk başlığına bağlıydı ve kenarından kablolar gidiyordu.
Sometimes, even now, I have this old dream that somebody wants to kill me. And my mother and father are running away with me to Egypt.
Biri beni öldürmek ister... ve annemle babam da Mısır'a kaçarlar.
I felt like leaving all four of them with him and running away But then I would've never met Carolina.
O an dört kızı da, onu da bırakıp gitmeyi düşündüm ama öyle yapmış olsaydım Carolina ile hiçbir zaman tanışamazdım.
- I'm running away to Africa with Nick.
- Nick'le Afrika'ya kaçacağım.
The other sheep I've dipped have always been running away from their countries.
Çobanlık yaptığım tüm diğer koyunlar ülkelerinden kaçıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]