English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I have your back

I have your back traducir turco

1,122 traducción paralela
You asked me to get these guys off your back, and the next thing I know, you're saying, "Have a piece of Mr. Lovejoy." I couldn't believe my fuckin'ears.
Ama onlara Bay Aşk Delisi'ni anlattın.
I'll be right back, but first I have to circumcise your son.
Geleceğim. Önce oğlunu sünnet etmeliyim.
Yeah, well, I guess you'll have to just come back for your 50th.
yılında da geleceksin.
I'm gonna have her lie down and we'll be back for the last dance. Thank you for your, uh, help.
Yardımlarınız için teşekkürler.
For what it's worth every resource that I have, every contact any way that I can help you win back your planet it's yours.
Ne kadar faydası olur bilmem ama sahip olduğum tüm kaynaklar, tüm bağlantılar gezegenini geri almak için yapabileceğim her şey emrine amadedir.
I promised your mom I'd have you back before she got off.
Annene seni o işten çıkmadan götüreceğime söz verdim.
- If I take you right to your door I have to go all the way around Central Park West, back to Columbus.
- Evet ama seni kapına kadar götürürsem Central Park'ı dolaşıp, tekrar Colombus'a çıkmam gerekecek.
We've tracked the tetryon emissions back to your warbird and I have about 50 photon torpedoes locked on to it right now.
Savaşkuşunuzdan gelen tetriyon yayılımlarının izini takip ettik. Şu anda da geminin üzerine kilitlenmiş yaklaşık 50 foton torpidom var.
For your information, I have been attempting to transfer myself back to Sick Bay, but each time I try, I reappear here.
Sizi bilgilendireyim, kendimi Revire transfer etmeye çalışıyordum, fakata her denememde, tekrar burada beliriyordum.
Sorry to have missed your call. Leave a message and I'll call you back.
Size cevap veremediğim için üzgünüm, lütfen mesaj bırakın.
By the bones of my father and of the mother who bore me, I'II have them give you 1,000 Iashes across your back!
Anamın babamın kemikleri üzerine, yemin olsun 1,000 kere kırbaçlattıracağım sırtını!
You'll have your life back, I promise you.
Yaşamını geri kazanacaksın, Sana söz veriyorum.
- You have your black ass back here by Friday,'cause the social worker's comin'on over here and I'm still claiming'your ass.
- Cumadan önce zenci kıçını burada görmek istiyorum. Sosyal görevliler burada olacak ve ben durmadan seni kurtarıyorum onlardan.
I mean, I'm not saying I was blameless myself, far from it, but there comes a time when you have to turn your back on that nonsense and just say no.
Suçsuzum demiyorum, asla, ama gün gelir ki bu pisliğe sırtınızı çevirip hayır demeniz gerekir.
I have a vat of crayfish in the back that needs cleaning and it's got your name on it.
İçerde temizlenecek bir fıçı dolusu kerevit var üstünde de adın yazıyor.
If all your little advertisements aren't purged from our systems by the time I get back from the Gamma Quadrant I will come to Quark's and believe me... I will have fun.
Tüm bu küçük reklamlar ben Gamma Çeyreğinden dönene kadar sistemlerimizden temizlenmezse Quark'ın yerine geleceğim ve inan bana eğleneceğim.
I'm glad to see you have your appetite back.
Seni tekrar iştahlı gördüğüme sevindim.
I have some tests I'd like to run on your majesty before I release you back into the realm of ordinary humans.
Siz majesteleri, sıradan insanların içine dönmeden önce, bazı testler yapmak istiyorum.
Look, I dropped a videotape in your car yesterday... and I have to get it back.
- Çok üzgünüm. Bak, akşam arabanda bir kaset düşürdüm, onu geri alabilir miyim?
I'll have your money back in a minute, sir.
Paranıza bir dakikaya kadar getireceğim efendim.
Well, your honor, I have to get back to you on that.
Sayın Yargıç, önce bunu araştırmam lazım.
Give your employer back what you took, if you have it, and I'll deal with you.
Eğer o patronunuzdan aldığınız şey sizdeyse, bunu ona geri verin ve biz de sizinle bir anlaşma yapalım.
Rocky, if you don't come back, can I have your Barry Bonds glove?
Rocky, geri dönmezsen Barry Bonds eldivenini alabilir miyim?
You won't have to pay me back but I do want a full report of your lucrative deal.
Bana geri ödemek zorunda değilsin fakat bu karlı anlaşmanın sonucunu bilmek istiyorum.
You have to back up because I'm taking your picture.
Geri çekilmelisin, çünkü resmini çekeceğim.
I think you have to lie back with... your knees up to get it in.
Boyun uzamış sanki. Yo, aynı.
Bad and inexcusable as what I said back there Might have been, I think you'll find It'll actually improve your reputation
Geçmişte olan kötü ve affedilmez şeylerin aslında senin erkekler arasındaki ününü daha da artırdığını anlayacaksın.
It'll lead you back to your own car, which I'll have taken our money out of.
Kendi arabanın olduğu yere geleceksin. Ben parayı almış olacağım.
You will call your head office and get an official word on me... or I'll be back here every day until I know why I cannot have a job. I am calling the police.
Ben de size dedim ki, ana ofisinizi arayın ve beni yetkili biriyle görüştürün aksi halde, neden işe alınmadığımı öğrenene dek her gün buraya geleceğim.
It's 7,9,5... 0... 7... 7... 1 I will have her call you back if you leave your number.
Eğer numaranızı bırakırsanız sizi geri aramasını sağlayacağım.
I have to get back to work if I'm going to continue to support your father and his pipe dreams.
Eğer babanın boş hayallerini yerine getirmeye devam etmem gerkiyorsa, işime dönmeliyim.
So I expect your father's eager to have you back.
Baban dönmeni istiyordur herhalde.
So why don't you go take your little mid-Iife... "I'm shrinking, I'm dying, I don't have any dreams"... and go right back across the street to paradise.
Neden şimdi şu, "Çöküyorum, ölüyorum, hiçbir hayalim yok" dediğin orta-yaş bunalımını alıp sokağın karşısındaki cennete geri dönmüyorsun.
I never should have given you your job back with the FCA. But you did.
FTK'deki işini asla sana geri vermemeliydim.
I am not your husband, we are not married, we are complete strangers and I have a whole other life that I'm desperately trying to get back to.
Ben senin kocan değilim, biz evli değiliz, birbirimize yabancıyız ve benim geriye almak için sabırsızlandığım bir hayatım var.
Listen, Dana, after we return this flight recorder what do you say I have a word with the big man, see if I can get you your job back?
Dinle Dana, şu kara kutuyu geri götürdükten sonra koca adamla konuşmama ne dersin? Bakalım işini geri alabilecek miyim?
I'm going to have to ask you to go ahead... and move your desk again, so... if you could go ahead and get it as far back... against that wall as possible... that would be great.
Senden yine masanın yerini... değiştirmeni isteyeceğim,... eğer masanı iyice geriye gidip... mümkün olduğu kadar şu duvara yanaştırırsan... harika olur.
Sorry, it's the only one I have I could start saving for a new one I can't wait that long l'll buy you one lf your music makes you rich, you can pay me back
Üzgünüm, tek takım elbisem bu. Para biriktirip yenisini alabilirim. O kadar bekleyemem.
You, and your beef rolls have given me back my life I'll never forget it
Sen ve sığır eti sarman sayesinde tekrar hayata döndüm. Bunu asla unutmayacağım.
Now I came here to give you your money back... The money you paid a stranger to have sex with your friend. Hey!
Ben buraya sadece size paranızı geri vermek için geldim- - bir yabancının arkadaşınızla bir geceliğine sevişmesi için verdiğiniz parayı.
We'll soon have you back in your chair. Okay, I'm just gonna get your feet clear.
Şimdi ayaklarını çözeceğim.
I noticed you have three X's tattooed on the back of your neck.
Boynunun arkasında 3 tane X olduğunu farkettim.
I know the past few months have been rough, with your father passing and you moving back in with your mom.
Son bir kaç ayda babanın ölümü ve annenin evine dönmenle zorluklar yaşadığının farkındayım.
I do think that you have a pain in your back.
Sırtında ağrı olduğunu düşünüyorum.
I think I have your son's slinky embedded in my back.
Galiba oğlunun pijaması sırtıma yapıştı.
I'm afraid if your people are gonna make it back,..... they're gonna have to do it on their own.
Korkarım ki adamlarınız geri dönecekse bunu tek başlarına yapmak zorunda kalacaklar.
then it's something you should take up with your pharmacist. I'm going back to my apartment. have a glass of wine.
Şimdi daireme gidip, bir kadeh şarap içip, muhabbet edeceğim.
I know, Xena, but we have to get you back in your body by then or we may never.
Biliyorum, Zeyna, ama o zamana kadar seni kendi bedenine döndürmek zorundayız, yoksa asla yapamayız.
Yeah, well I don't think it really counts if you have to read them off the back of your hand after you fall asleep on the couch.
Tamam ama sanırım sen kanepede uyurken avucunun içinden okuduklarım sayılmıyor..
I mean, sometimes you gotta have eyes in the back of your fucking head.
Bazen lanet kafanın arkasında gözlere ihtiyacın olur.
I'm goin'to Yemen. If I have to stick your ass in a hospital till I get back, that is what I will do.
Seni hastaneye kapatırsam

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]