I heard it too traducir turco
183 traducción paralela
I heard it too, let's go look.
Ben de duydum sesleri, Haydi beraber bakalım.
- Yeah, I heard it too.
- Evet, ben de duydum.
I heard it too.
Can sıkıcı bir parça.
Yes. I heard it too!
Evet, Bende duydum.
Yes, I heard it too.
Evet, ben de duydum.
I heard it too much growing up.
Büyürken çok duydum!
I heard it too.
Ben de duydum.
I heard it too much growing up!
Büyürken çok duydum! - Öyle mi?
I know. I heard it too.
Ben de duydum.
- I heard it too. - What ever it is, it's getting closer.
— Her neyse gittikçe yaklaşıyor.
- I heard it too.
- Ben de duydum.
Yes, I heard it too.
Evet, ben de.
- I heard it too, as if somebody's stomach was rumbling.
- Ben de duydum, sanki birisinin karnı gurulduyordu.
- I heard it, too.
- Ben de duydum.
I heard it, too!
Ben de duyuyorum.
But I've heard there are beautiful things in it too.
Gerçi içinde güzel şeylerin olduğunu da duydum.
I heard him say it that other time, too.
Bir de tam ölürken işittim.
I was thinking of our life together, too, only I heard it in music.
Ben de hayatımızı düşünüyordum, ama bunu notalarla yapıyordum.
I heard Russian artillery had a little part in it too, if you don't mind.
Affedersin ama, Rus topçularının da katkısı olduğunu duymuştum.
It's the first I've heard of it, too. Charlie.
Ben de ilk defa duyuyorum.
But it's the first I've heard of it and I'm sure it's the first Sears has, too.
Bunu ilk kez duyuyorum ve sanırım Sears da öyle.
I heard about that too, but it has to be done.
Onu da öğrendim, ama artık bu düğün yapılmalı.
This time, I heard it, too.
Bu sefer, sesi ben de duydum.
I have heard this too. So have many men. They say it is a gift of the gods.
Tanrıların armağanı olarak bakar.
You know, I, too, have heard it's a wild, terrible place, when it's really just a quaint spot where the students can talk and relax and just generally get acquainted.
Ben de orayı kötü bir yer olarak duymuştum. Ama gerçekte öğrencilerin tanışıp, sohbet edip, kaynaştıkları ve dinlendikleri hoş bir yer.
I heard it, too.
Ben de duydum.
I heard that, too, and it's a damn lie.
Onları da duydum ve hepsi yalan.
Yes, I heard about it too
evet duymuştum
I've heard it too.
Ben de duymuştum.
I heard the rumor too, but it's groundless.
O söylentiyi ben de duydum ama hiç bir dayanağı yok.
I I've heard it too many times to ignore it
Bunu defalarca işittim Önemsememem
Well, I've heard that poker can be a pleasant diversion, if it doesn't get too intense.
Pokerin keyifli bir oyun olabildiğini duymuştum. Tabii eğer çok büyümezse. - Sen oynamıyor musun Koç?
- I've heard it too.
- Ben de duydum.
Well, I have heard so much about you too and I don't believe half of it.
Ben de sizin hakkınızda çok şey duydum ama yarısında inanmadım.
Playing dead and from what I heard, doing a damn good job of it, too.
Ölü numarası yapıyor... ve anladığım kadarıyla, bayağı da iyi yapıyor.
I heard you it hurts a little too
Seni duydum. Bu biraz can sıkıcı.
I'm sure you've heard that some people suggest... it is too dangerous for us to continue.
Bazılarının devam etmemizin çok tehlikeli olduğunu düşündüğünü duymuşsundur.
I heard something in the background, too, and I managed to get it on tape.
Arkadan da bazı sesler geliyordu ve bunları kaydetmeyi başardım.
Glad I heard this before it's too late.
Bunları çok geç olmadan duyduğuma sevindim.
Well, I've heard it both ways. Point is that the price has gone up around this bitch too.
Sonuç olarak, bu şeylerin fiyatı da artık arttı.
Your conduct lately has been bizarre and I've heard far too many complaints from far too many people to dismiss it- -
Son zamanlarda çok tuhaf davranışlarda bulunmaya başladın, ve reddedemeyeceğim birçok kişide, senin hakkında şikâyetler almaya başladım- -
Ry Cooder heard it, too
Ry Cooder'i de dinledim.
I've heard that sometimes your dick is too hard, and then it's too soft...
Bazen senin s.kinin çok sert olduğunu duymuştum, sonra da çok yumuşak...
'I frequently heard from people I was working with,' "That mission is never going to happen. It's too complicated."
Birlikte çalıştığım insanlardan sık sık duyduğum yorum bu yolculuğun asla gerçekleşemeyeceği bunun çok karmaşık olduğuydu.
I heard they used to call it the "poor bastard" board but too many people were showing up.
"Zavallı P... Kurulu" dediklerini duymuştum. Ama çok fazla insan geliyormuş.
Oh, and, you know, I heard Chet Atkins play guitar, too, but I didn't see him. - That was it?
Chet Atkins'in gitar çaldığını duydum ama onu hiçbir yerde göremedim.
- I heard it, too.
- Evet ben de duydum.
I heard it, too..
Ben de duydum. Ama durdu.
Yes, ma'am, I heard it, too.
Evet hanımefendi, ben de duydum.
It was hard for me to accept, too, when I first heard these words.
Bu kelimeleri ilk duyduğumda kabullenmek bana da zor geldi.
I heard it, too.
Gayet açık bir şekilde duydum.
i heard her 44
i heard screaming 20
i heard you the first time 95
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard everything 60
i heard you 527
i heard about it 61
i heard screaming 20
i heard you the first time 95
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard everything 60
i heard you 527
i heard about it 61