English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I miss it

I miss it traducir turco

3,403 traducción paralela
How could I miss it?
Nasıl kaçırabilirdim?
I miss it.
Özlüyorum.
Sometimes I miss it when someone asks a question or I get distracted when they're talking to someone else.
Bazen biri soru sorduğunda fark edemiyorum ya da başka biriyle konuştuklarında dikkatim dağılıyor.
Why would... why would I miss it?
Neden özleyeyim ki?
How did I miss it?
- Bunu nasıl kaçırabildim ki?
Man, I miss it, actually...
Özlüyorum. Aslında...
Talking to you... I miss it.
Özlemişim.
I take it this isn't normal behavior for Miss Messing.
- Anladığım kadarıyla bu Bayan Messing'in yapacağı türden bir şey değil.
I suppose it would depend on exactly who your Miss Messings truly is.
Sanırım bu tam olarak Bayan Messing'in gerçekte kim olduğuna bağlı. - Ne ima ediyorsun?
So if you keep your eye on me, I can give you, like, a secret signal when the fun part happens so you don't miss it.
Eğer gözlerini benden ayırmazsan, sana, bir nevi, gizli bir sinyal verebilirim eğlenceli kısım geldiğinde, böylelikle kaçırmamış olursun.
And I'm gonna miss our dinners together. All of it.
Ve beraber yediğimiz tüm o yemekleri özleyeceğim.
'So I'm probably gonna give it a miss.'
O yüzden bu seferlik ben almayayım.
The weird thing is, it's not even the sex that I miss.
Tuhaf olan ise, özlediğim şey seks bile değil.
Is it sad that I kind of miss all this?
Sence bunların hepsini özlüyor olmam kötü bir şey mi?
No, I don't want you to miss it.
Hayır, bunu kaçırmanı istemiyorum.
Oh, I'm sorry. It's Miss Rangle, not Mrs. woods.
Pardon, Bayan Rangle, Bayan Woods değil.
Oh, I wouldn't miss it for the world.
Kaçırır mıyım hiç?
I hate to admit it, but I actually miss Isabel coming around.
İtiraf etmekten nefret ediyorum ama Isabel'in etrafta olmasını gerçekten özledim.
- Pyoo! I never thought I'd miss it.
Bunu özleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi.
I'll get it for you, Miss Kent.
- Ben çay alayım, sağol.
I fixed the gaps, and I rounded up all the cattle that made it through onto old miss Henderson's land.
Kırık çitleri tamir ettim ve hayvanları Bayan Henderson'un arazisinin orada bir araya topladım.
I know that partnering with me on miss Henderson's line won't make up for not drilling on Southfork, but it'll keep you from looking like a barfly.
b Henderson'un hattında benle ortaklık yapmak, Soutfork'taki sondajı telafi etmez ama bu barlarda sürtmene engel olacaktır.
Oh, I wouldn't miss it.
Hayatta kaçırmam.
You know, it's been three years for me, and I still miss it every day.
Biliyorsun, aradan üç yıl geçti ama her gün özlüyorum.
♪ Bless my mind, I miss ♪ It's not just physical.
Sadece fiziki şeyler yok.
But it's... It's my right hand man that I, that I miss.
İhtiyacım olan şey en güvenilir adamım.
I wouldn't miss it for the world.
Hayatta kaçırmam.
♪ Mistreated, misplaced, misunderstood ♪ ♪ miss "no way, it's all good" ♪ ♪ it didn't slow me down as long as I got fame, money, and girls,
â ™ ª Mistreated, misplaced, misunderstood â ™ ª â ™ ª miss "no way, it's all good" â ™ ª â ™ ª it didn't slow me down
I'm gonna miss it.
Bunu özleyeceğim.
Waiting wouldn't have made us more perfect, but it could have made us miss out on perfect, and I just don't want to see you guys miss out on your chance to have the perfect person, either.
Beklemek bizi daha mükemmel yapmazdı ama bu mükemmellikten mahrum kalmamıza neden olurdu. Kendiniz için mükemmel insanı bulma şansınız varken bunu kaçırmanızı istemem.
Well, it's just... I really miss the city.
Şehri çok özledim.
Miss Knox, I want to protect what the foundation stands for, not just bring down the people corrupting it.
Bayan Knox, sadece bu işi kirletenleri yakalamakla değil aynı zamanda vakfı, amacı doğrultusunda korumak da istiyorum.
I mean, I'll miss the kids, and the house, but, you know, sometimes it's nice to have nothing, start afresh.
Yani çocukları ve evi özleyeceğim ama bazen hiçbir şeyinin olmaması ve yeni bir başlangıç yapmak iyidir.
I tried to make it work, but I miss Donovan.
Yürütmeye çalıştım ama Donovan'ı özledim.
I kind of miss it.
Özleyeceğim o deliliği. - İşte burada varmış.
I know that at some point it would be good for me to miss a day, but I just don't know when I'm gonna be ready.
Bir gün gitmesem iyi olacak diye düşünüyorum ama ne zaman hazır olacağımı bilmiyorum.
You say what you mean, I promise not to miss it.
Neden demek istediğinizi söyleyin, söz veriyorum atlamam.
I do. I understand that you might miss her, but taking it out on me...
Onu özlemeni anlıyorum ama hıncını benden çıkarman...
I wouldn't miss it.
Böyle bir şeyi asla kaçırmazdım.
I know, but wouldn't it be camp to see Miss Pickle taking a bath in that for my Christmas card?
Biliyorum ama Miss Pickle'a yılbaşı kartı için küvet olarak kullanmak kötü olmaz, değil mi?
and unfortunately I just can't afford to miss it.
Bunun kaçırmamam gerektiği için üzgünüm.
Okay. Yeah, I won't miss it.
Tamam, peki, kaçırmam.
I'd miss it here, too, even for an hour.
Bir saat için bile olsa ben de burayı özlerdim.
I wouldn't miss it for the world.
Bunu kaçırmazdım.
I believe it was somebody who said, "Right this way, Miss Queen."
Sanırım "Bu taraftan bayan Queen" diyen bir adamdı kendisi.
- I'm gonna miss it.
- Bunu özleyeceğim.
I don't need to hear advice about... whoo, they miss each other, and it's gonna be...
Bunun hakkında tavsiyeye ihtiyacım yok... Hoo, birbirlerini özlerler, ve böylece...
And who are you to dish it out, Miss I'm-on-a-Man-Cleanse?
Erkek bakım işindeyim tavırlarına ne oldu?
I knowyou'II do it but we might miss him.
Halledeceğini biliyorum ama onu kaçırabiliriz.
I didn't want you to miss it.
Kaçırmanı istemedim.
It's the rushing blindly into danger I'll miss the most.
Tehlikenin içine körü körüne girmeyi özleyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]