English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I said enough

I said enough traducir turco

771 traducción paralela
Hey, I said enough!
Hey, sana yeter dedim!
- I said enough.
- Yeterince.
I said enough.
Kes dedim.
- I said, do you think this will be big enough for me.
- Bana büyük olacağını düşünüyorsun dedim.
I was silly enough to believe you when you said you loved me.
Beni sevdiğini söylediğinde sana inanmakla aptallık etmişim.
Maybe I'm not quite good enough yet but Manuel said I was getting...
Şimdilik o kadar iyi olmayabilirim... ama Manuel demişti ki, iyiye...
You turned me down before because you said I had enough obligations.
Uğraşmam gereken çok şey olduğunu söyleyip teklifimi reddetmiştin.
I'm the one who said it do not earn enough!
Yeterince kazanmadığımızı söyleyen bendim. Demek sendin?
He said, in a year or two, I'd be old enough to get married and I had to prepare myself.
O, bir ya da iki yıI içinde evlenmek için yeterince büyüyeceğimi ve buna hazır olmam gerektiğini söyledi.
I said they're not good enough for him.
Bu kadınlar onun için iyi sayılmaz dedim.
I said I wonder if you'd be kind enough to settle a bet for us. Just a few of us here at the club.
Acaba kulüpte girdiğimiz bir bahis için bir şeyi... açıklığa kavuşturabilir misiniz?
It's enough to be hanged by bullying outlaws without having your private thoughts handed round to them for a joke. I said I'm sorry.
Kanunsuz zorbalarca asılmak bile yeterken özel düşüncelerimin alay konusu olmasına hiç dayanamam.
I have said enough.
Yeterince konuştum.
He said I didn't have guts enough.
Cesaretim yok dedi.
- I said you've had enough!
- Sana yeter dedim.
I was stupid enough to trust her when she said she wouldn't.
Söylemeyeceğim dediğinde ona inanmakla aptallık ettim.
Said I wasn't strong enough to go... and nothing I could do or say would make him change his mind.
Söyleyeceğim ya da yapacağım hiçbir şey fikrini değiştirmezdi.
Said I never had enough on you to hold you, according to law.
Kanuna göre seni içerde tutmaya yetecek kadar delil olmadığını söyledi.
I said whatever came to me, and yet, strangely enough, I was sure I was right.
İçimden geçen şeyi söyledim... ve o anda, kâfi derecede tuhaf bir şekilde, haklı olduğuma emindim.
- I said I'd give it to you. Isn't that enough?
Sana vereceğimi söyledim, bu yetmez mi?
Because when I said we ought to get married he said there were enough widows already.
Evlenelim, dediğimde..... yeterince dul var, dedi.
Enough, I said.
Yeter dedim.
That's enough. I take back what I said about you being unfair.
Bu yeterli. Sizin adil olmayacağınızla ilgili söylediklerimi geri alıyorum.
I said that's enough.
Yeter dedim.
I said, that'd be enough.
Yeter dedim.
NO, I DON'T THINK, EVEN IF WHAT YOU SAY IS TRUE, I STILL DON'T THINK IT CAN BE SAID... TO BE ENOUGH JUSTIFICATION -
Hayır, söyledikleriniz doğru olsa bile..... bunun geçerli bir mazeret olduğunu düşünmüyorum.
I know you mean well, Peter, but enough has been said here
Biliyorum iyi niyetlisin Peter, fakat yeterince konuşuldu.
That's enough, I said!
Yeter artık, söyledim!
Oh, I said, "If they're mad enough to buy impressionist paintings..." it only proves that they're savages. "
Ben de dedim ki : "Eğer empresyonist tablo alacak kadar delilerse bu onların yabani olduğunu kanıtlar."
I remember you said that he wasn't aggressive and that his ideas weren't big enough to suit you.
Saldırgan olmadığını düşüncelerinin sana uyacak kadar büyük olmadığını söylediğini anımsıyorum.
- Yeah, I've always said enough's enough.
- Ben daima "yeterince yeter" derim.
My father said that when the time came that we had enough again, and there would be such a time, he said, I must not forget what it is like to be hungry.
Babam tekrar eski varlığımıza kavuştuğumuzda... ki o gün de yakında gelecek demişti... aç olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmamalısın demişti.
You said if I could stick it out long enough to learn the trade, there was a piece of the business in it for me.
Demiştiniz ki, işi öğrenecek kadar uzun süre kalacak olursam, buradaki işte senin de bir payın olacak.
I said that's enough, fellows.
Yeter, demiştim, çocuklar.
I said you had enough!
Sana yeter dedim!
SHE SAID IF I LOOKED AT IT LONG ENOUGH IT WOULD MOVE.
Yeterince uzun süre bakarsam hareket edeceğini söylerdi.
No, please, my head! Enough, I said!
Çocuklar lütfen, ama başım ağrıyor!
Ernst, I said that's enough!
Ernst, Yeter dedim!
I haven't said enough
Az bile söyledim.
Isn't it enough that I said I took the money?
- Parayı aldım dedim ya, yetmez mi?
I said, " I've given you a child. That's enough.
Jules'e dedim ki : " Sana küçük bir kız doğurdum, benim için bu kadarı yeterli.
That's enough, I said!
Yeter dedim!
I offered to help him with the fire, but... he said that I'd helped him enough for one day.
Ona ateş için yardım teklif ettim Bir gün için yeterince yardım ettiğimi söyledi
So the old man said, "White swan..." if you pretend hard enough, I will change you into a little boy. "
Sonra yaşlı adam beyaz kuğuya :... yeterince gayret gösterirsen, seni bir çocuğa çevireceğim. " dedi.
Would you be kind enough to tell me what it was that I said?
İyi, bir nezaket örneği göster de, ne diyordum, onu söyle.
I told him, and he said that he's had enough and he didn't think you could win anyway.
Ona anlattım ve dedi ki senin kazanamayacağını düşünüyormuş.
I said, that's enough.
Yeter dedim.
I've said enough.
Yeterince anlattım.
I said that's enough!
Yeter dedim!
Amigo, I said the other side, and that's enough.
Öteki taraf dedim, daha da bir şey söylemem.
- I said that's enough.
- Bu kadar yeter dedim sana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]