English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I said go

I said go traducir turco

3,765 traducción paralela
I said go away!
Git dedim!
I said go!
- Git dedim!
- I said go away
- Git dedim sana.
I also said the memory is the first to go.
Ayrıca hafızanı güçsüz olduğunu da söylemiştim
So even though Alex said I don't have to go, she really wants me there.
Yani Alex gelmeme gerek olmadığını söylediği halde, aslında orada olmamı istiyor.
My wife said I had to go.
Karım mecbursun dedi.
I said, go home.
Evine dön dedim.
"I experienced examples of it, of men who came to tell him " it could not go on any longer, and even said that to him.
Ona artık böyle devam edemeyeceğini söylemeye çalışan ve söyleyen insanlara kendim şahit oldum.
I said let me go, you bastard!
Bırak beni it herif!
A really really not hard to do I heard my mom said Go to the building to serve
Annem her öğleden sonra Lamiad'in Bayan Boonlueng'a çay ve atıştırmalıklar getirdiğini söyledi.
"I experienced examples of it - " of men who came to tell him it could not go on any longer, " and even said that to him.
Öyle örnekler gördüm ki ona, daha fazla dayanamayacağını söyleyen de vardı bunu bile söyleyemeyen de vardı.
Why did you testify that you saw Lee Joon Sung and Go Min Jung fight? I did, but the police said no.
Şimdi düşünüyorum da.
How could I have seen the face right. They said it wasn't Kang Choong Gu.
Go Min Jung ve Kang Choong Gu.
I said I can't go!
Gidemem dedim!
I said I will be the one to go.
Ben giderim dedim!
I got stressed out when I got in the car, so I said, "Let's go later..."
Dedenin dükkanına gidecekti. Ama arabaya binince stres oldum. Ve'Sonra gidelim.'dedim.
Now, your daddy knows that what I want in return for all the help I can give him is to go down to Richmond, like he said I could as soon as Savannah fell and talk to Jefferson Davis.
Baban yardımlarımın karşılığında ondan ne istediğimi biliyor. Savannah düşer düşmez Richmond'a gidip... Jefferson Davis'le konuşmak istiyorum.
Okay, well said, Mr. McCall, but I'm gonna go.
Tmm, anlattiniz Bay McCall, ama ben gidiyorum
Dad, you said that when I turned 118, I could go out into the world like every other adult that gets to come and go from this hotel.
Baba, Bana dedin ki 118 yaşına bastığım zaman, dünyanın nasıI bir yer olduğunu görmek için, diğer tüm yetişkinler gibi dışarı çıkabileceğim.
I said you can go.
Gidebilirsin dedim.
I forgot to mention everyone had to go swimming or Woody said that his chauffeur would throw you in with your clothes on.
Söylemeyi unuttum, herkes yüzmeye gitti yoksa Woody, şoförünün bizi giyinikken havuza atacağını söyledi.
I thought you said, "Someone volunteer to go with me out there."
"Biri gönüllü olup benimle gelsin" dediğini sanmıştım.
I said, let him go.
- Sana onu serbest bırak dedim.
She said I wouldn't have to go through this again.
O bir daha buna katlanmak zorunda kalmayacağımı söylemişti.
I've said it... go ahead.
Ben öyle dedim. Devam et.
I said, "I'm going to go to CERN " when there's a reason to celebrate, you know,
Dedim ki, " CERN'e gerçekten kutlayacak şey olunca giderim.
— I said, let's go.
Gidelim dedim.
I said I'd go check it out myself.
Kendim bir bakayım dedim.
You said it yourself, bitch- - they know us, and I ain't about to go to jail.
Bizi tanıyorlar, asla hapse giremem.
I'm gonna go and- - Like I said, have a beer. Nico, get this dude a beer.
Ben bir telefon açacağım, sen biranı içene kadar biter.
I was talking to a friend who owned a bookstore, and I told him, I said, " I'm really thinking I'll just go
John Lennon'ın öldürülmesinden altı ay önce. Kitapçıda bir arkadaşımla laflıyordum.
But the rest of them, and I tend to agree with him on this one, he said they need to go back to Africa.
Ama geri kalanları, sanırım ona bu konuda hak veriyorum. Afrika'ya geri gitmeleri gerektiğini söylüyor.
When my father said he had to go to work, he could see that I didn't want him to leave.
Babam işe gitmek zorunda olduğunu söylediğinde gitmesini istemediğimi gördü.
- I said, let him go!
- Onu bırak dedim sana!
I said you should go...
Sana diyorum.
I said you can't go back there.
Oraya giremezsiniz dedim.
No, I said... "A piece of steel 6 inches in diameter to go over a heart."
Hayır, ben kalp üzerinde 6 inçlik bir çelik istemiştim.
The very first time we met, I said it must go.
İlk tanıştığımızda değişmeli dedim.
I said, "Well, I was going to go home."
"Eve gidecektim" dedim.
- I said I will go outside! - Jan, we're not on a cruise ship.
Dışarı çıkıcam
I said let her go now!
Size onu bırakın dedim.
The guys who went on before me said that there's a producer in the audience and that they're meeting up with him at Wally's, so I think I might just go meet up with them.
Benden önce sahneye çıkan çocuklar seyirciler arasında bir yapımcı olduğunu söylediler ve onunla Wally's de buluşacaklarmış ben de onların yanına gideyim.
"Pink Floyd?" Gibon said, "Okay, I'll go!"
"Pink Floyd?" Gibon "Tamam, ben giderim!" dedi.
Go on, I said.
Haydi, çık dedim.
Like I said, at some point, we'll get a formal statement, but now you go home.
Dediğim gibi, zamanı gelince senin ifadeni nasılsa alırız, şimdi evine gidebilirsin.
I must go. Well said!
Harikasın!
I said the show must go on.
Gösteri devam etmeli dedim.
He said he couldn't sleep and I should go back to bed.
Uyuyamadığını söyledi ve benim yatağa dönmemi söyledi.
Well, he said I should go to law school.
Hukuk okuluna gitmem gerektiğini söyledi.
No, I just said that to get the go-ahead from der Fuhrer and his wife.
Hayır. "Der Fuhrer" ve karısından izin almak için öyle dedim.
If you lose, you go to jail, which I said I'd do. My fight is legal.
Kaybedersen hapse girersin ki ben girerim dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]