I saw nothing traducir turco
375 traducción paralela
I saw nothing.
Hiçbir şey görmedim.
- I saw nothing.
- Hiçbir şey.
I saw nothing else.
Hiçbir şey görmedim.
I saw nothing that would convince a sober man.
Aklı başında birini kandırabilecek bir şey görmüyorum.
I saw nothing.
Hiçbir şey göremedim.
I-I saw nothing, I said nothing.
Ben hiçbirşey görmedim, söylüyorum hiçbirşey.
I saw nothing wrong with being caught in a storm.
Fırtınaya yakalanmakta yanlış bir şey görmedim.
- No, my lord, I saw nothing.
- Hayır efendim, ben bir şey görmedim.
I saw nothing of significance in anything he said.
Söylediği hiçbir şeyde işe yarar bir ipucu görmedim.
- I saw nothing.
- Ben görmedim.
When I saw you go, I saw nothing.
Seni giderken gördüğümde, gözüm bir şey görmez oldu.
I felt something too and looked back, but I saw nothing.
Ben de bir şey hissettim ve arkama baktım ama hiçbir şey görmedim.
I saw nothing resembling a woman.
- Bir kadına benzeyen hiçbir şey görmedim.
You saw it happen! I saw nothing of the kind.
Sen de gördün!
I saw nothing of the kind.
Ben öyle bir şey görmedin.
I... I saw nothing.
Hiçbirşey görmedim.
"I saw nothing, I was sleeping..."
"Bir şey görmedim, uyuyordum..."
I saw nothing.
Ben hiçbirşey görmedim...
But I saw nothing of the sort
Ama ben bunların hiçbirini göremedim.
I saw nothing but the wind on the water.
Suyun üzerindeki rüzgardan... başka bir şey görmedim.
That life, I saw nothing of it, it flashed by like lightning without anything...
Hayatın şimşekleri başımda çaktı ve gerçekleri gördüm...
I saw nothing but a... cheap harlot. Come on.
Ve karşımda duran ucuz bir fahişeydi.
I saw nothing! I don't know anything!
Hiçbişi görmedim, bilmiyorum.
But if you're asking me whether I think he's capable of doing that... I saw nothing that would lead me to that conclusion.
Ama eğer bana bunu yapacak potansiyele sahip olup olmadığını soruyorsan... bu sonucu çıkartmama neden olacak hiçbir şey görmedim.
I saw nothing.
Görmedim.
When I saw there was nothing to be done, I went to summon the duke.
Oraya gittiğimde henüz her şey sonlanmamıştı, dükü çağırdım.
When she saw me, yes, I was at the Plaza having tea... and at the table with me was a very handsome young woman, but there was nothing to it.
Evet, beni Plaza'da gördüğünde yanımda güzel ve genç bir bayanla çay içiyordum. Ama inan bir şey olduğu yoktu.
The man I saw was nothing like 51 years old.
Benim gördüğüm adam elli bir yaşında olamaz.
- I saw her, and it was nothing.
- Onu gördüm ve hiçbir şey hissetmedim.
- I didn't think he would. - We saw the railroad, and I thought... it might make a difference, but it didn't - nothing would.
Demiryolunu gördük ve bunun bir şeyler değiştireceğini sanmıştım.
The next time I saw him, five years later I wasn't an actress. I was a nothing.
- Onu beş yıl sonra gördüğümde bir aktris değildim bir hiçtim
You know, the first day I saw you... riding across the plains on that little paint pony... with the antelope-skin shirt and the beads... and the feather in your hair... I thought there was nothing in the world so beautiful.
Seni o küçük poni üzerinde antilop kürkü eteğinle boncuklarınla ve saçlarındaki tüyle ilk gördüğümde dünyadaki hiçbir şeyin böyle güzel olamayacağını düşündüm.
I saw a lot of proud men get killed during the war, proving absolutely nothing.
Savaşta birçok gururlu insanın bir hiç uğruna öldüğünü gördüm.
I TELL YOU, IT WAS A SIGHT TO BEHOLD. YOU NEVER SAW NOTHING LIKE IT.
Böyle bir şey görmemiştim!
- What I saw was far from nothing.
- Bence bir şeyler oldu.
- I saw him, but I swore I'd say nothing.
Ben onu gördüm, ama bir şey söylemeyeceğime dair yemin ettim.
I wanted nothing until I saw you again.
Seni tekrar görene kadar hiçbir şey istemiyordum.
I saw nothing of him
Onu hiç göremez oldum.
Wow, honey, I never saw nothing like this, not even in magazines, not even in advertisements.
Vay canına, hayatım, böylesini hiç görmemiştim, dergilerde bile, reklamlarda bile.
Nothing but the buck, the bed and the bottle for the rest of my life. That's what I saw.
Fark ettiğim şey ise hayatımda erkekler, yatak ve içkiden başka bir şey yokmuş.
I never saw nothing of the kind, sir.
Öyle bir şey asla görmedim, komutanım.
- Nothing I saw, Doctor.
- Başka bir şey yok, doktor.
When I saw the door was unguarded, nothing else mattered but the safety of our Führer.
Kapıyı nöbetçi olmadan bulunca Führer'imizi korumaya almaktan başkasını önemsiz gördüm.
I saw TV Guide, and there's nothing on this week.
TV programını gördüm. Bu hafta hiçbir şey yok.
Until I saw you, there was nothing in my heart.
Seni görene kadar, kalbim bomboştu.
In all my travels I never saw nothing like that 2-ton lizard.
Bugüne kadar 2 tonluk bir kertenkele görmemiştim.
I heard and saw nothing.
Bu yüzden, bir şey duymadık.
- I know what I saw! - You saw nothing because that did not happen!
Ağrısız bir dişçi ve dişçiler fazla okumamalı.
But I must say I really saw nothing wrong about it.
Fakat söylemem gerekir ki, gerçekten bunda yanlış bir şey görmedim.
Nature, my dear sister, has made nothing more lovely and I felt another man the moment I saw her.
Doğa, kız kardeşim, daha önce bu kadar güzel bir şey üretmemiştir. Onu ilk gördüğüm andan beri kendime gelemedim.
Yeah, I saw you doing nothing.
Tabii, bir şey yapmadığını gördüm.
i saw you 563
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64