I see nothing traducir turco
1,311 traducción paralela
Is he alive? I see nothing to indicate that he's dead.
Onun öldüğünü gösteren bir işaret görmedim.
I see nothing here that would suggest otherwise.
Burada başka bir olasılık göremiyorum.
I'll fall, I see nothing.
Düşeceğim.
When I look at you, I see nothing but trouble...
Sana bakınca, sadece problem görüyorum...
I see nothing, so it doesn't matter.
Bense körüm, o yüzden fark etmiyor.
I see nothing amusing in this situation, Londo.
Ben komik bir şey göremiyorum, Londo.
I see nothing.
Hiçbir şey. Karanlık.
I see nothing.
Hiçbir şey görmüyorum.
When I look at you I see nothing of the King.
Sana baktığımda kraldan hiçbir şey görmüyorum.
Well, I see nothing else on the agenda.
Evet, takvimde başka bir şey göremiyorum.
- I see nothing that could be a weapon.
- Hiç silah göremiyorum.
And I see nothing of value here.
Ve ben değerli birşey göremiyorum.
Nothing at all, yet all that is I see.
Hiçbir şey. Oysa görüyorum olanları.
"Nothing is left of me each time I see her."
Onu her gördüğümde benden geriye koca bir hiç kalıyor. "
I can see you smilng, convinced that nothing can surprise you any more.
Gülüşünüz beni hiçbir şeye şaşırmayacağınıza inandırdı. Her şeyi biliyormuşsunuz gibi.
It was raining so hard we couldn't see the road... but I wasn't scared because as long as Daddy was driving... nothing could happen to us.
Yağmur o kadar şiddetliydi ki önümüzü bile göremiyorduk ama korkmuyordum çünkü Babam kullandığı sürece başımıza bir şey gelmeyeceğini biliyordum.
When I look in a mirror, I first see nothing
Aynaya ilk baktığımda, hiçbir şey göremem.
Well, um... I just find that my focus is drawn to the upper right corner, but when it gets there, there's nothing to see.
İlgim şu üst sağ köşeye toplanıyor, Ama oraya bakınca da görülecek bir şey yok.
Well, I can see the unseasonable sunshine has done nothing to improve your mood.
Gördüğüm kadarıyla bu mevsimde görünmeyen güneş moralini yükseltmemiş.
- There's nothing I want, Agent Mulder. Except to see how your mother's doing.
İstediğim bir şey yok, Ajan Mulder,... annenin nasıl olduğunu bilmek dışında.
Well, if that big freeze number of yours is nothing I'd like to see your idea of something.
Hiçbir şey mi? Peki, eğer senin şu büyük donmuş numaran hiçbir şeyse, senin birşey olmuş halini görmek isterim.
Now, I would like to see you wearing nothing but them.
Şimdi, onun dışındaki herşeyi çıkarmanı istiyorum.
I don't see nothing in my hands, do you?
Ben elimde birşey görmüyorum, ya sen?
'Cause if you can't see that doing the right thing, even with nothing to gain, is what makes you a mensch and decent and civilised I can't have anything to do with you.
Kazanacak birşeyin olmasa da doğru şeyi yapmanın seni onurlu, dürüst ve medeni biri haline getirdiğini göremiyorsan seninle hiç işim olmaz.
I knew it! See, you didn't have to say nothing.
Bir şey söylemene gerek yoktu.
Look, I'm not promising you nothing, but I'll see what I can do.
Sana söz vermiyorum ama elimden geleni yapacağım.
And you know, I hope you can get them, because, see, you don't have a real good voice like Imus or Captain Frank or nothing, so we're gonna have to practice it.
Umarım anlayabilirsin çünkü senin Imus ya da Kaptan Frank gibi etkileyici bir sesin olmadığını biliyoruz. Bu yüzden biraz pratik yapacağız.
I see a black swan that eats nothing but pearls.
Kara bir yılan görüyorum sadece inci yiyor.
It's like this invasion of tits and ass... overwhelming my own individuality... so there's nothing left except you and tits and ass... and suckin'and fuckin as far as I can see!
Sanki burda meme ve kalça istilası yaşıyoruz. Kendi benliğimi öyle kaplıyor ki, memelerden kalçalardan başka birşey kalmıyor. Tek düşünebildiğim becermek, emmek, basmak gibi şeyler oluyor.
Sometimes I try to think I'm looking into my own eyes... but I don't see nothing of my own.
Bazen kendi gözlerime bakar gibi oluyorum ama... ben kendi gözlerimde bir şey görmüyorum.
See, no matter how much money you have, you've got nothing if you can't trust someone as close to you as I am. Do you understand that?
Ne kadar paran olursa olsun benim kadar yakın olduğun birine güvenemiyorsan bir şeyin yoktur.
I see'em lying on their fat asses doing nothing.
Orada yatan şişko kıçları görüyorum.
there's nothing more i'd like than to see this guy dead.
Bu adamı ölü olarak görmekten daha çok isteyeceğim bir şey yok.
I just want to warn you of what you're going to see... unh! There was no fighting going on or nothing.
Kavga falan olmadı.
I'll see you fade into nothing...
Ben kazanıyorum!
Anyway that has nothing to do with why I wanted to see you.
Her neyse bunun seni görmek istememle hiçbir ilgisi yok.
I don't see nothing.
Ben bir şey görmüyorum.
I like you a lot, but there's nothing more I'd rather do than spend the whole day together, but you see, I...
Senden çok hoşlandım bütün bir günü seninle geçirmeyi çok isterdim ama...
Sure. Maybe if I see what you've been up to, I can convince the Captain there's nothing to worry about.
Eğer zararsız olduğunu görebilirsem, belki de Kaptan'ı senin hakkında ikna edebilirim.
I don't see the urn, but those guys aren't in there for nothing.
Semaveri görmüyorum, ama şu adamlar nedensiz yere orada durmuyorlar.
- I won't gonna steal it or nothing, I just want to see it up close.
Sadece yakından bakmak istedim.
I'd like to see a movie. Nothing's playing.
Bir film seyretmek isterdim ama hiç yok.
I didn't see nothing special the first time Ray and Claude walked into the cage.
Ray ve Claude hapishaneye yürüdüğünde hiç değişik bir şey görmedim.
Yeah, I can see that, but it's nothing serious.
Tamam, görebiliyorum, öyle ciddi bir şey değil.
I hope nothing you're about to see will shake your faith in me.
Umarım göreceğin şeyler bana olan inancını sarsmaz.
No, nothing serious I could see.
Kendine bir şey yapacağını sanmam.
But now I see it wasn't, that it was just fire... it gets you burnt and nothing else.
Şimdi düşünüyorum da o aşk değilmiş, sadece ateşmiş... seni yakıp geçen ve geride hiçbirşey bırakmayan bir ateş.
Love me so that I can see nothing beyond you.
Senden başka gözüm kimseyi görmüyor. Öylesine sarıl bana.
See nothing happened wait I got a little cramp in my leg and my balls hurt.
Bakın, hiçbir şey olmadı, bekleyin bacağımda küçük bir kramp başladı ve taşaklarım acıyor.
Nothing ever happens around here, anyway. I'll see you tomorrow?
Yarın görüşür müyüz?
See, Ma? I told you it was nothing.
Sana söyledim anne, öyle bir şey yok.
i see 10118
i see you 502
i see what you did there 35
i see you every day 16
i see your point 119
i see how it is 35
i see love 28
i see what you mean 147
i see it in your eyes 21
i see it 648
i see you 502
i see what you did there 35
i see you every day 16
i see your point 119
i see how it is 35
i see love 28
i see what you mean 147
i see it in your eyes 21
i see it 648