I told traducir turco
121,151 traducción paralela
I told you not to come back.
- Sana geri gelmemeni söylemiştim.
Look, I don't care who you wick. But don't you forget what I told you about sunny.
Bak, kiminle oynaştığın umurumda değil ama Sunny hakkında anlattıklarımı unutma.
I told you Azra was real.
- Sana Azra'nın gerçek olduğunu söylemiştim.
Hey, four fingers apart, straight lines, like I told you.
Söylediğim gibi dört parmak aralıklarla düz hatlar çek.
What if I told you there are ways to... Reactivate your power?
Peki gücünü yeniden harekete geçirmenin bir yolu olduğunu söylesem?
I told you we could trust him.
Ona güvenebiliriz demiştim sana.
I told you, it has never been opened.
Sana söylemiştim, hiç açılmadı.
- No. I told the president everything about MacLeish,
Başkan'a her şeyi anlattım.
I told him he needed to talk to you.
Sizinle konuşmasını söyledim.
I told the president you wanted to see him.
Başkan'a onu görmek istediğinizi söyledim.
I told him the president would want to take him alive, but he... he gave the order anyway.
Ona, Başkan'ın suikastçıyı canlı isteyeceğini söyledim. Ama yine de emir verdi.
I told you every move we make now has to be cautious.
Her hamlemizi dikkatlice planlamalıyız.
I told you?
Anlatmış mıydım?
I told you I thought he was dead.
Dedim ya, öldüğünü sanıyordum.
Now, a moment ago, Melissa asked me what it was like to become president overnight, and I told her it was the scariest moment of my life.
Az önce Melissa bana başkan olmanın nasıl olduğunu sormuştu. Hayatımın en korkutucu anıydı, demiştim.
Look, I know I told you to lay low, but I need your help.
Biliyorum, sana saklanmanı söyledim ama yardımın lazım.
I told you. I... - You're not from here.
- Yardım edemeyeceğim.
This is Dr. Karen Sun, the profiler I told you about.
Bu Dr.Karen Sun, bahsettiğim profil uzmanı.
I told you, he is different now.
Sana söylüyorum artık farklı biri.
When I told her I loved her.
Onu sevdiğimi söylerken.
What if I told you I could help you solve another tattoo?
Başka bir dövmeyi çözmenizi sağlasam?
I'd die before I told anyone.
Birine diyemeden ölürüm.
He should have put the gun down when I told him to.
Ona dediğim zaman silahını indirmeliydi.
I told you, I'm not interested.
Sana söyledim, ilgilenmiyorum.
I told you azra was real.
Sana Azra'nın gerçek olduğunu söylemiştim.
You'll do as you're told, unless you prefer that I raise Henry alone.
Söylendiği gibi yapacaksın, Henry'yi yalnız yetiştirmemi istemezsen.
I don't care what he told you.
Ne dediği umurumda değil.
I already told Director Foerstel I don't know where she is.
FBI Başkanı Forstell'e söyledim, yerini bilmiyorum.
I told you that.
Bunu sana söyledim.
Look, I already told you. The president is out of surgery and he's resting comfortably.
Başkan ameliyattan çıktı ve yatağında istirahat ediyor.
When I interviewed Majid Nassar, he told me that he took responsibility for the attack in order to divert us from the real conspirators.
Majid Nassar, sorgusunda bana bizi şaşırtıp gerçek azmettiricileri saklamak için saldırıyı üstlendiğini söylemişti.
But the president needs counsel, and I might have already told him that we can count on you.
Ama Başkan'ın danışmana ihtiyacı var ve...
All I know is what the White House switchboard operator told me. That Aaron made the call to the Secretary of Defense right before the threat-assessment memo - was recalled by the Pentagon.
Beyaz Saray santral operatörü, değerlendirme raporu geri çekilmeden hemen önce Aaron'ın Savunma Bakanı'nı aradığını söyledi.
- I know. No, he told me.
Anlattı.
In the meantime, I've filled in his security detail, told them to give the vice president a wide berth, should he request it.
Güvenlik ekibiyle de görüştüm, eğer isterse Başkan Yardımcısı'na bol bol alan vermelerini söyledim.
I'm told you had some names for me, cabinet positions.
Bana vereceğiniz bazı isimler varmış. Bakanlar Kurulu için.
I've told them everything. Tell me.
- Yemin ederim, onlara her şeyi anlattım.
And then she told me the color of the tie I was wearing.
Bana taktığım kravatın rengini bile söyledi hatta.
I've told you everything I know.
Size bildiğim her şeyi söyledim.
I got a friend that told me a strange story.
Bir arkadaşım garip bir hikâye anlattı da.
What's that about? - I just told you.
- Söyledim ya.
Yeah, well, I could have told you that if somebody would have asked me, instead of treating me like some spy.
Casus muamelesi görmeseydim bunu ben de söyleyebilirdim.
I'll never forget that you told me it didn't matter that we came from nothing.
Silik geçmişlerimizin bir önemi olmadığını söylemiştin.
Oh, I know she told me she wanted to talk to her, but I didn't think that meant today.
Onunla görüşmek istediğini söylemişti. Ama bugün...
Kimble told me she didn't do anything wrong, and I believe her.
Kimble yanlış bir şey yapmadığını söyledi. Ona inanıyorum.
Ow. I told you...
Ne dedim sana ben?
I was told by f-friends of yours that he was in contact with Al-Sakar, the group that blew up the U.S. Capital.
Senin arkadaşlarının dediğine göre El-Sakar'la irtibat hâlindeymiş, öyle mi? ABD Meclisi'ni patlatan grupla.
I already told you... I had nothing to do with this.
Dedim ya, bunun benimle bir alakası yok.
I mean, what we now know, it casts doubt on everything the president has ever told us.
Öğrendiklerimiz, Başkan'ın söylediği her şeyi şüpheli kılıyor.
You told me that Henrik wasn't a part of your group, so I'm guessing... his ideals aren't like yours.
Bana Henrik'in grubunun bir parçası oladığını söylemiştin, bu yüzden tahmin ediyorum... onun idealleri seninkilerden farklı.
I just told her what she wanted to hear so she wouldn't kill us.
Bizi öldürmesin diye duymak istediğini söyledim.
i told you 7735
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you that in confidence 28
i told you before 196
i told you to shut up 41
i told you everything i know 35
i told you to stay in the car 34
i told you i would 20
i told you already 105
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you that in confidence 28
i told you before 196
i told you to shut up 41
i told you everything i know 35
i told you to stay in the car 34
i told you i would 20
i told you already 105