In a week traducir turco
6,644 traducción paralela
This Bill Anderson guy either kills himself in a week or gets caught in 18 months with some waitress in pig's knuckle, Iowa.
Bu Bill Anderson denen adam, bir hafta içerisinde kendini de öldürebilir 18 ay sonra Iowa'da bir hizmetçiyle de yakalanabilir.
Haven't seen him in a week. I'm afraid to go by his place.
Evine gitmeye de korkuyorum.
But you suck so hard, I bet I could be better than you in a week.
Ama o kadar kötüsün ki iddiasına girerim, bir haftada senden daha iyi işler çıkarırım.
Meet me back here in a week, and let's see who's better.
Bir hafta sonra burada buluşalım, bakalım kim daha iyiymiş.
See you in a week, Mr. Hip.
- Haftaya görüşürüz, Bay Hip.
See you in a week, um...
- Haftaya görüşürüz, şey...
We're getting married in a week... we should get to know each other.
Bir haftaya evleniyoruz birbirimizi tanımalıyız.
Yeah, in a week, I'll be shipping off to the Pacific.
- Bir hafta sonrada Pasifik'e giden gemide.
I ain't slept in a week.
Bir haftadır uykusuzum.
He's scheduled to be executed in a week.
- Bir hafta içerisinde idam edilecek.
In a week, I'm gonna forget what her face even looks like.
Bir haftaya yüzünü bile unuturum.
So she's leaving for good in a week?
- Bir haftaya gidiyor ama?
It's only me here, I haven't slept in a week,
Tek başıma çalışıyorum burada, bir haftadır uyumadım.
Twice in a week.
Haftada iki kez.
I haven't talked to you in a week.
Bir haftadır konuşmadık
I've divided all of you in a pair of twos forthis week.
Bu hafta için sizleri ikişerli çift halinde ayırdım.
Hey, look, that was time-stamped a week ago when Madeline Papadelis'body was dumped in the swamp.
Bakın, bu kayıt bir hafta önce yapılmış. Madeline Papadelis'in cesedi, bataklığa atıldığı zaman.
Yeah, he was here a week, and then I found his keys in the mailbox this morning.
Bir haftadır evdeydi. Bu sabah anahtarı posta kutusunda buldum.
Oh, uh, she's shooting a Yeast-I-Stat commercial in Iowa for a week.
Maya reklamı çekmek için bir haftalığına Iowa'da olacak.
Just over a week ago, she's playing in the park.
Bir hafta önce parkta oynuyordu.
Well, last week, at 4 : 17 in the afternoon on the 23rd, to be precise, she charged a double soy latte at a coffee shop smack dab in the middle of the geo zone of the other 3 victims.
Geçen hafta ayın 23'ünde kesin olarak öğlen 4 : 17'de diyet üç kurbanın oturdukları yerlerin tam göbeğindeki bir kahve dükkânından duble soya latte sipariş etmiş.
I was in the hospital for a week.
Bir hafta boyunca hastanede kaldım.
They rented a crash pad in town for the week.
Şehirde bir haftalığına kalacak bir yer kiralamışlardı.
For the last three months, while you've been making your name writing school papers and eating Cracker Jacks at Fenway, we've been stuck in this desert shithole working six days a week.
Son üç ayda, sen adını okul belgelerine yazıp, Fenway'de balık kraker yerken biz, bu çölün ortasındaki bok çukurunda haftada altı gün çalışıyorduk.
Under again so soon? He's been in legend a week,
- Bir haftadır efsaneyi oynuyor...
A friend of the family checks in on this place a couple times a week, when they're away.
Bir aile dostu çiftin yokluğunda haftada iki kez eve uğruyormuş.
'In the past week alone 'Sidney, our camel, has eaten the washing line,'and Pelly the pelican got stuck up a tree'and had to be rescued by Grandad.
Hatta, geçen hafta devemiz Sidney çamaşır ipimizi yedi ve pelikan Pelly ağaçta mahsur kaldı.
Our challenge this week is to make a shirt out of things we find in a candy store.
Bu haftaki görevimiz şekerciden bulduklarımızla tişört yapmak.
I'm in the office three days a week now.
Haftanın üç günü ofisteyim.
Three days a week in an office.
Haftanın üç günü ofistesin.
It'd take a good few days - probably a week - to let him get that kind of money together, in cash, without arousing suspicion at the bank.
Sadece birkaç gün sürecek, belki de bir hafta. Bankayı da şüphelendirmeden, o kadar nakit parayı anca bir araya getirebilir.
It's a meditation retreat in India where you don't talk for a week.
Hindistan'da bir hafta konuşmadığın bir meditasyon enstitüsü.
And after a week of covering Boston, you're now in fourth place.
Bir hafta Boston haberi yaptıktan sonra dördüncü sıraya düştünüz.
Eh, it's a little award for everybody opening up in therapy this week.
Bu hafta terapide içinizi döktüğünüz için.
Donal Henry meets the anti-treaty Paddies in the back room of the Mother Red Cap in Saltley, sometimes twice a week.
Donal Henry Saltley'deki Mother Red Cap Barının arka odasında,... anlaşma karşıtı İrlandalılarla buluşuyor hem de bazen hafta da iki kez.
british arms dealer. Odum has been in legend a week,
- Odum bir haftadır o efsaneyi oynuyor.
... the town of Jupiter is in the grips of terror for a second week, from four unsolved murders and a child who remains missing.
Jupiter kasabası, iki haftada dört faili meçhul cinayet ve bir kayıp vakasıyla mücadele içerisinde.
We've driven round Cheshire and dined in public for almost a week.
Neredeyse bir haftadır Cheshire'da gezdik ve halk içinde yemek yedik.
She hasn't heard from you in over a week.
Bir haftadır senden haber alamamış.
Well, I was going to present this at the Ectogenesis Convention in Stockholm next week, but now I've found a cause even greater.
Bunu önümüzdeki hafta Stockholm'deki Ektogenez Toplantısı'nda sunacaktım ama şimdi çok daha önemli biri için sunma fırsatı buldum.
Well, we're in week four, so four. Can you just say a number?
Bir sayı verebilir misin?
We've got money in the bank to carry us a week or two, but... Judson was the genius behind Inverta.
Bankada bizi bir veya iki hafta idare edecek kadar paramız var, ama Inverta'nın arkasındaki dahi Judson'dı.
SOCO, CSI, whatever we're calling them this week - get one of them in there to take a few swabs, a few photos and find out what's going on.
Oraya gidip birkaç parmak izi alsınlar ve fotoğraf çeksinler ve ne olup bittiğini anlasınlar.
I come in here at least once a week to check up on him.
Hafta en az bir kere buraya gelip onu kontrol ediyorum.
Moorland, you've got First and Broadway, and don't any of you think you dodged a bullet'cause you'll all be getting traffic control until Con Ed's done with the gas lines, which should be in about a week.
Moorland, yanında First ile Broadway var ve hiçbiriniz ucuz kurtulacağınızı düşünmüyorsunuz, çünkü hepiniz hilekar Ed'in havagazı borusu ile işi bitene kadar, ki bu da bir hafta içinde olacak, trafik kontrole geçiyorsunuz.
Anyway, a week later, this rabbit is covered in sores and it's banging its head against the side of the cage.
Herneyse, bir hafta sonra, her tarafı yara olmuş ve kafasını kafesin duvarlarına vuruyor.
I have a week's training in radiology.
Radyolojide sadece bir hafta eğitim aldım.
This comes a week after she was discovered deceased in a water tank at her sorority house, Kappa Kappa Theta.
Bu rapor merhumenin kendi öğrenci birliğinin su tankında bulunmasından bir hafta sonra açıklandı.
Once the freeze sets in... the young chipmunk won't last a week without a store of acorns.
Dondurucu soğuklar başladığında yavru sincap meşe palamudu deposu olmadan bir hafta bile dayanamaz.
But a week after Silvie went missing, her body turned up across state lines under a bridge in Marquette Park, Indiana.
Kaybolduktan bir hafta sonra cesedi şehir dışında,.. ... Indiana Marquette Park'taki bir köprü altında bulundu.
I'm out in, what, a week or two?
Tekrar çıkmam ne kadar sürecek, bir iki hafta mı?
in a row 31
in a sense 166
in another life 66
in any case 862
in a nutshell 86
in a few days 103
in an hour 114
in a way 872
in and out 206
in any event 133
in a sense 166
in another life 66
in any case 862
in a nutshell 86
in a few days 103
in an hour 114
in a way 872
in and out 206
in any event 133
in a good way 122
in a few minutes 93
in africa 59
in addition 208
in a meeting 17
in an ideal world 29
in a moment 128
in advance 48
in a minute 428
in all 68
in a few minutes 93
in africa 59
in addition 208
in a meeting 17
in an ideal world 29
in a moment 128
in advance 48
in a minute 428
in all 68
in all likelihood 54
in a second 81
in a 180
in a month 82
in a year 54
in america 213
in a few hours 80
in any way 55
in a word 105
in all honesty 63
in a second 81
in a 180
in a month 82
in a year 54
in america 213
in a few hours 80
in any way 55
in a word 105
in all honesty 63