In case of emergency traducir turco
290 traducción paralela
Just in case of emergency.
Acil durumlar için.
You want to put in some tin foods in case of emergency.
Acil durumlar için konserve stoklamalısınız.
I took the precaution of filling the flask from the water breakers before the storm, just in case of emergency.
Fırtınadan önce, ne olur ne olmaz diye önlem alıp mataramı doldurmuştum.
Ideal as a hiding place for guns and supplies, in case of emergency.
Silah, malzeme saklamak için de birebirdi.
That's just in case of emergency.
Acil durumlar için.
"In case of emergency call Mrs. Manning, New York 40470."
"Acil durumda Bayan Manning'i arayın, New York 40470."
In case of emergency.
Gerekirse diye.
The spacecraft pilot, the launch the tracking crew in case of emergency and even the weatherman, have given us the word "go."
Uzay gemisi pilotu, fırlatma ve acil durum için bekleyen izleme ekibi ve meteoroloji başlamamız için izin verdi.
Remember, only in case of emergency.
Unutma, sadece acil durum oluştuğunda...
You must use it only in case of emergency
Çok Acil olmadıkça dartları boşa harcama
The chair and traps were designed by me... in case of emergency
Bu tath ve kafes, benim için tasarlandı... son çağre olaraktan.
Now, you boys have your allowance, so this is just a little something extra - in case of emergency.
Şimdi çocuklar, bu sizin harçlığınız. Acil durumlar için küçük bir ekstra.
I always, in case of emergency.
Ben taşırım, acil durumlar için.
Ask Clara. She invents someone in case of emergency.
Onu acil durumda birisi icat etti.
All she could do to the man she could never get..... was not to close the door so he can enter in case of emergency.
Onun o adam için bütün yapabilece? i..... asla adamyn acil durumlarda gidebilece? i bir kapyyy kapatmak de?
Here it is. "In case of emergency, draw a door."
İşte burada. "Acil durumlarda bir kapı çizin."
In case of emergency, one can be flexible and bend the rules.
Acil durumlarda, esnek olmak gerek! yani kurallar esnetilebilir...
In case of emergency, notify....
Acil durumlarda aranacak kişi...
In case of emergency, the exits are here, here, here, here, anywhere.
Acil bir durumda çıkışlar buradan, buradan, buradan, buradan, her yerden.
Why I let him put me down as who to notify in case of emergency I'll never know.
Acil durumda aranacak kişi olarak beni yazmasına neden izin verdim bilmem.
Like everyone else, I listened to the radio... for news about his flight... but I wasn't worried about his safety because I knew he had... a special collapsible lifeboat behind his pilot seat in case of emergency.
Herkes gibi ben de radyodan bu uçuşla ilgili haberleri dinledim. Emniyeti konusunda endişeli değildim. Acil durumlar için koltuğunun altında şişme cankurtaran botu olduğunu biliyordum.
In case of emergency, call...?
Acil durumlarda kimi...
In case of emergency, call...?
- Acil durumlarda kimi...
Who did I just put as my "in case of emergency" person?
Az önce acil durum aramasına kimi yazdırdım?
As the sea horse advances slowly, it cannot flee in case of an emergency nor can it hide rapidly under algae or sand.
Denizatı yavaş şekilde ilerlerken, acil durumda ne hızla uzaklaşabilir, ne de hızla bir yosunun ya da kumun altına saklanabilir.
Knock more often in case of an emergency.
Acil bir durum olursa daha fazla vur.
Okay, but remember, we hoo-hoo only in the case of emergency.
Tamam, ama unutma, sadece acil durumlarda..
In case of an attack.. on any of its information supply or power lines.. Colossus will switch on the emergency circuits which will then take the appropriate action.
Elektrik besleme hatlarına ya da veri besleme yollarına yapılacak bir saldırı durumunda Colossus acil durum devrelerini açacak ve uygun karşılığı verecektir.
But now, look, we do notify people before an inspection, and the sensor devices are only used in case of an emergency.
Ama bakın, denetleme öncesi insanları ikaz ederiz, ve algılayıcılar da sadece ve sadece acil durumlarda kullanılırlar.
As for our combat plan, we'll follow emergency plan H and keep plan B in reserve in case the situation gets out of hand.
Mücadele planımızla ilgili olarak acil H planını izleyip kontrol artık elden çıktığında B planına uyacağız.
we interrupt this program to bring you a special broadcast dunwich a state of emergency, effective immediately within dunwich county all citizens are requested to return to their homes as quickly as possible in case of necessity contact this station, radio wdwc
Bir son dakika haberi için yayınımızı bölüyoruz. Dunwich kasabasında acil durum ilan edilmiştir. Tüm vatandaşların acilen evlerine dönmesi gerekmektedir.
Julian wants staff informed of emergency procedures in case of... a general matter of evacuation's in order.
Julian, genel bir tahliye durumunda acil durum prosedürü... hakkında bilgi istiyor. Şuan bir doktora ihtiyacı var...
It's the duty of every citizen to learn the exits of public places in case of an emergency.
Evet Sam. Acil durumlarda kullanmak için, halka açık yerlerdeki çıkışları öğrenmek her vatandaşın görevidir.
Wouldn't there be some vacuum pumps to evacuate the air just in case of an emergency?
Acil durumlarda gazı boşaltacak vakum pompaları yok mu?
.lt said, "Call in case of an emergency.".No, that's the army.
- Acil durumda arayın yazıyordu. - Hayır, bu ordu.
My dad told me, specifically, I can only use it in case of an emergency.
Babam sadece acil durumlarda kullanmam gerektiğini söylemişti.
In case of an emergency, I was to protect you.
Acil bir durumdaysa sizleri koruyacaktım.
Great, and your sister's name in Wiesbaden, in case of an emergency, and her prison record, if any.
Harika. Weisbaden'daki kız kardeşinin adını da ver. Acil durum için.
This allows for joint access to your funds in case of an emergency.
Bir şey olduğunda ailenize gönderilecek.
In case there's an emergency. And there's a simple list of dos and don'ts Until we return.
Ayrıca burada da biz dönene kadar yapman ve yapmaman gerekenlerin listesi var.
In case of an emergency, where are the other exits?
Baba, acil durumlarda diğer çıkış kapıları nerede?
It's the only key to stop the shuttles in case of an emergency.
Acil bir durumda maden gemilerini durdurabilecek tek şey bu.
You did not know this but we have a device that will return us home in case of an emergency.
Bilmiyorsundur belki gemimiz, acil bir durumda eve dönüş gerçekleştirmeye ayarlanmıştı.
He said in case of an emergency i should ask for tara.
Acil bir durum olursa arayıp Tara'yı istememi söyledi.
" Dearly beloved, we are gathered here in case of an emergency.
Burada acil bir durum için toplandık.
Now, in case of an emergency, please use the exits clearly marked on the port and starboard sides of the ship.
Pekala, bir acil durum halinde lütfen geminin iskele ve sancak tarafında açıkça belirtilmiş çıkışları kullanın.
Surely you must have in the case of a planetary emergency.
Elbette ki acil bir durumda gezegeninizi korumalısınız.
"Except in case of extreme emergency."
Aşırı acil durumlar hariçtir.
We have reading boxes... safe TV... and there's a 911 phone in case of medical emergency.
Okuma bölümlerimiz... güvenli televizyon... ve tıbbi bir acil durumda 911'i aramak için telefonumuz var.
I'm here in an official capacity, of course... in case of a medical emergency.
Elbette burada resmi görev nedeniyle bulunuyorum- - acil tıbbi durumlar için.
We do have an emergency plan, in case of a prolonged strike, right here.
Burada, uzun süren bir grev için acil durum planı var.