English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / In one night

In one night traducir turco

2,717 traducción paralela
In one night, they had accomplished... what years ofletter writing and picketing had never been able to do.
Bir gecede senelerce mektup yazmanın ve protestoların asla başaramadığını başarmışlardı.
I make more in one night running that game than I do working a week in this dump.
O oyunu idare ederek bir gecede bu çöplükte bir haftada kazanacağımdan daha fazlasını kazanıyorum.
I could help Rose Tyler with her homework, I could go on all of Jack's stag parties in one night.
Rose Tyler'a ev ödevlerinde yardımcı olabilirim,... tek gecede Jack'in bütün bekârlığa veda partilerine gidebilirim.
Can't believe I must do this twice in one night.
Bunu bir gecede iki kez yapmak zorunda kalışıma inanamıyorum.
- Mr. Thompson, a few weeks back, he came in one night in... A rather jolly mood.
- Bay Thompson birkaç hafta önce, bir gece neşeli bir şekilde geldi.
Did you get through all those files in one night?
Tüm bu dosyaları sadece bir gecede mi inceledin?
We're in for one hell of a night, y'all.
Cehennem gibi bir gece olacak.
In fact, I would consider swearing off sex for the rest of my life for one night with Scarlet.
Aslında, Scarlet'le bir kere seks için tüm hayatım boyunca seks tövbesi edebilirim.
One night, they went off in his truck - - next morning a couple of kids found him dead in the back seat - -
Bir gece Kyle'ın kamyoneti ile gittiler. Ertesi sabah bir kaç çocuk onu, arka koltukta ölü olarak buldu.
Younger one night two men were drinking in a bar followed home
Bir gece.. 2 adam geldi sarhoşlardı
- Thanks. You know, it's probably one of the first good night's sleep she's had in a long time.
Muhtemelen uzun zamandan beri ilk defa böyle güzel bir uyku çekiyordur.
He can't believe you're singing this right in front of him, and it's his one night out and your 900th night out.
Karşısında bu şarkıyı söylediğine inanamıyordur. Onun dışarıdaki tek gecesidir, senin ise 900 üncü gecendir.
Yeah, but then he kidnapped the daughter and disappeared, until he showed up drunk one night at a walk-in E.R. clinic, saying the daughter had fallen into a fireplace.
Evet ama adam kızını kaçırmış ve ortadan kaybolmuşlar. Sonra bir gece sarhoş halde bir hastanenin acil servisine gitmiş,.. ... kızının şömineye düştüğünü söylüyormuş.
For this to work, they must remain in jail one more night.
İşe yaraması için bir gece daha hapiste kalmalılar.
Last night at 2300 G.M.T... one of our ground assets produced a live lead... on an enemy operating base in the Korengal Valley.
Geçen gece, saat 23'te muhbirlerimizden biri, Korengal Vadisi'deki düşman üssüyle ilgili gerçek zamanlı bir istihbarat verdi.
So I live in the knowledge that one night, perhaps tonight, perhaps tomorrow, there will be a knock at my hotel room door.
Bir gece ; belki bugün, belki yarın gece otel odamın kapısının çalınacağı bilgisiyle yaşıyorum.
It was that or a bullet in the back one night.
Ya bu ya da bir gece... -... ensende kurşun olacaktı.
One night, I found a man in a bar.
Bir gece barda bir adama rastladım.
It would take at least three people to rob the vault in 15 minutes, but one woman could do it alone if she had all night.
Kasayı 15 dakikada soymak üç adam gerektirirdi ama bir kadın tüm gece boyunca oradaysa yalnız başına soyabilirdi.
You can say,'Once upon a time in Anatolia...''... when I was working out in the sticks...''... I remember this one night which began like this.'
'Bir zamanlar Anadolu'da...'dersin...'... ücra bir yerde görev yaparken...''... işte böyle böyle bir gece yaşamıştık dersin.'
The one on the left is how Mars appears in the night sky over a thirty night period during Martian Opposition.
Soldaki ise marsın gece gökteki durumu. Mars tutulması sırasında 30 gün boyuncaki hareketini gösteriyor.
'So that night, James and I'dreamed up one more test'and then, in the bar, we explained it to Hammond.'
James'le o gece bir tane daha test planladık ve barda Hammond'a açıkladık.
The boat should get you across the lake in two days and one night.
Kayık iki gün bir gece sonra, sizi varmak istediğiniz yere götürecektir.
One night, your father found that dog nailed to that fence in your backyard.
Bir gece baban köpeği arka bahçesinde çitlere mıhlanmış şekilde buldu.
So one night, I took a deep breath, looked him in the eye, and said...
Ve bir gece, derin bir nefes aldım gözlerine baktım, ve dedim ki...
Now, one night, Bob Carter says in front of everybody,
Bir gece, Bob Carter herkesin içinde şöyle söylemişti :
Then, late one night in May, I got the tip on the phone. Oh, I was on the first train down to Washington.
Daha sonra, bir Mayıs gecesi, telefonda bir tüyo alınca Washington'a giden ilk trene atladım.
Keep in mind, this is one kill a night.
Unutmayın, her gece birini öldürüyor.
But throughout human history, there's been one constant up there in the night sky, because every human that's ever lived has gazed up at the moon and seen one face shining back at us.
Fakat insan tarihi boyunca, gece gökyüzünde sabit duran... sadece tek bir nesne vardır. Çünkü yaşayan her insan aya bakıp sadece tek bir yüzünün daima... bize doğru parladığını görmüştür.
But on one night in 1987, the Tarantula Nebula looked like that.
Ama 1987 gecesinde, Tarantula Nebula böyle görünüyordu.
He never stays more than one night in the same place.
İki gece üst üste aynı yerde kalmaz.
As has been testified to previously, Judge Ellerbee was wearing both gloves that night, but as you can see in the prosecutor's own photos, there is one missing.
Daha evvel ifadelerde belirtildiği gibi Yargıç Ellerbee o gece iki eldivenini de takıyordu ama görebileceğiniz gibi, iddia makamının fotoğraflarında bir tanesi kayıp.
Oh, listen, I remember when one night himself... oh, he went... he went from one o'clock in the morning till quarter past two!
Baksana, bir gece hatırlıyorum da üstümde saat birden ikiyi çeyrek geçeye kadar gidip gelmişti.
We were dating for a year, then one night, out of the blue we're in bed and she sticks her finger in my butt.
Bir yıl falan çıktık. Bir gece yatıyorduk ve birden bire, götüme parmağını sokuverdi.
In the massacre last night, one of the dead in the ambush was a confidential DEA informant.
Dün geceki katliamda ölenlerden bir tanesi DEA'nın gizli muhbirlerinden biriymiş.
This is the guy that fled the scene last night, the one that Jane picked out from the crowd.
Bu, geçen gece cinayet mahallinde Jane'in kalabalıktan seçtiği kaçan çocuk.
I saw you one night getting out of your car. Geraldine's doppelganger.
Geraldine'in tıpatıp aynısıydın.
Were you the one in her hotel room the night she died?
Öldüğü akşam otel odasındaki siz miydiniz?
This one for at night and this one for in the morning.
Bu gece için ve bu da sabah için.
You're the first one in every morning, the last one to leave every night.
Sabahları ilk gelen, akşamlarıda en son çıkan sensin.
- Not one was in town Saturday night?
- Cumartesi gecesi dışarıda değil miydiniz?
I'm not really the kind of girl who just moves in with a guy after one night.
Bilmem ki. Bir gece sonunda erkeğin yanına taşınacak biri değilim.
If you have to pass here one night in this remand room then you will forget everything.
Bu nezarethanede bir gece geçirirecek olursan herşeyi unutursun.
I'm on the verge of knocking one out to In The Night Garden.
Tanrım!
The one that she suddenly had to donate in the middle of the night.
Aniden gecenin bir yarısı bağışlamaya gittiği kılıf.
We're in bed one night, enjoying ourselves, what we've become.
Şu anki durumumuzla eğleniyoruz.
If I have to spend even one night in jail, believe me I'Il have everyone buried in this market itself.
eğer bir geceyi bile nezarette geçirmek zorunda kalırsam hepinizi bu marketin içine gömerim
One night, while he was in the bathroom,
Bir gün o tuvalete gidince yerine oturdum.
There was a 12-gauge shotgun, and I don't remember the other one, but I did see'em in the trunk of the red Camaro that night.
Biri 12 kalibrelik av tüfeğiydi. Diğerini hatırlamıyorum. Ama o gece onları kırmızı Camaro'nun bagajında gördüm.
One night, he says that if I sleep with him, he's gonna take care of me in the firm, and, if I don't, he's gonna fire me.
Bir gece, eğer onunla yatarsam,... şirkette arkamı kollayacağını,... ve yatmazsam beni işten kovacağını söyledi.
And then one night in October, I went to a fair.
Sonra bir Ekim gecesi bir fuara gittim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]