English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / It's friday night

It's friday night traducir turco

254 traducción paralela
Maybe he told you how that scotch got up here Friday night... after you'd bought it at Mosconi's.
Belki sana bir şişe viskinin sen onu Masconi'den satın aldıktan sonra buraya nasıl geldiğini de anlatmıştır.
It's too bad you didn't open that door Friday night, Carpenter.
Cuma gecesi o kapıyı senin açmamış olman çok kötü, Carpenter.
Friday night, if it's convenient.
Uygunsa, Cuma akşamı.
I got you someaught good, seeing as it's Friday night.
Cuma akşamı diye sana güzel şeyler hazırladım.
You know, it really seems funny talking to you on a Tuesday night'since Friday's been my day to tell people about Happy soap.' They still haven't seen their mommy today.
Bugün annelerini hiç görmediler.
But it's only Friday night.
Fakat daha Cuma gecesi.
It's Friday night, have a ball.
Bugün cuma akşamı, Bir top al.
It's Friday - fish night.
Cuma... balık gecesi.
It was from this hotel... that Rising Star, greatest money winner in the history of American racing... and presently corporate symbol for one of the world's largest conglomerates, was taken late Friday night.
Amerikan at yarışı tarihinin en çok para kazandıran ve yakın zamanda dünyanın en büyük holdinglerinden birinin simgesi haline gelen Doğan Yıldız, cuma gecesi işte bu otelden çalındı.
It's Friday night.
Bu akşam Cuma.
It's Friday night, for Christ's sake.
Cuma gecesi bu olmaz.
It's Friday night!
Cuma akşamı!
Look, Chet, it's a real long story. Gary and I were messing around with the computer Friday night, and we decided to make a woman.
Gary ve ben Cuma gecesi bilgisayarla oynuyorduk.
It's 8 : 11, Texas-time, on a Friday night.
Teksas'ta saat 8.11, bir cuma gecesindeyiz.
On Friday night, he's taking me out and promised to have a real dead body in it...
Cuma akşamı beni cenaze arabası ile çıkartacak. Hem de içinde gerçek bir ölü varken!
- It's Friday night.
Geç kaldın.
Come on folks it's Friday night.
Haydi. Bu gece Cuma gecesi.
Gee, Bud, it's Friday night.
Cuma akşamı, Bud.
Oh, God, this is what it's like being home on a Friday night?
Tanrım. Cuma akşamı evde olmak böyle bir şey mi?
- It's Friday night.
- Bu akşam cumartesi akşamı.
We were only going to do it for the boy because he was alone on Friday night.
Sırf çocuk için gidecektik, Al. Çünkü cuma akşamı ve yalnız.
Mom, it's Friday night.
Anne, cuma akşamı.
Well, it's better than our usual Friday-night fare sitting around watching you and Buck play Don't Blame Me, It Was Him.
Her zamanki cuma akşamı eğlencemizden iyidir Buck ve senin "Beni suçlamayın o yaptı!" oynamanızı izlemeye yeğdir.
Oh, I'll tell you, Al. It's Friday night I got a cup of herb tea we're with the girls we love and we're playing a game that's sure to become the next middle-aged craze.
Baksana Al, cuma akşamı Bir fincan bitki çayım var Sevdiğimiz kızlarla beraberiz ve orta yaşın yeni tutkusu olacağı kesin olan yeni bir oyun oynuyoruz.
It's sort of like coming home on Friday night and doing your homework right away, so your Saturday night is free to just party.
Sanki Cuma gecesi eve gelip derslerini hemen yaparsan, cumartesi gecesi partiye gitmeye bir engel kalmaz.
Oh, come on, honey, it's Friday night.
Hadi ama tatlım, bugün cuma.
- It's Friday night, for Pete's sake.
Cuma akşamındayız.
It's Friday night and what am I doing?
Cuma gecesi ve ben ne yapıyorum?
It's Friday night.
Cuma akşamı o.
* It's Friday night and I feel all right *
İşte Cuma gecesi, Tüm hislerim çok iyi...
And it's their anniversary Friday night.
Ve onların yıldönümü bu Cuma.
It's just a little too much reality for a Friday night.
Bir Cuma gecesi için çok fazla gerçekçilik var.
It's Friday night, Ulee.
Yarın Cumartesi Ulee.
It's Friday night, Moe.
Bir Duff birası daha, Homer? Hayır. Bugün Cuma Moe.
It's Friday night.
Cuma gecesindeyiz.
It's Friday night.
Cuma gecesi.
It's Friday night, the most social night of the week.
Cuma akşamı bu, haftanın en sosyal akşamı.
- It's Friday night.
- Andie bugün Cuma.
Oh, and apparently it's gotten really serious... because they're going to this party together on Friday night.
Oh, Ve görünüşe göre ciddiye gidiyor... Çünkü cuma günkü partiye gidiyorlar.
It's Friday night.
O cuma akşamı.
- You're already out, it's Friday night.
- Zaten şimdi dışarıdasın. Cuma gecesi.
No, it's Friday night, Megan.
Hayır, Cuma akşamı, Meghan.
It's Friday night, Sean!
Cuma akşamı bu akşam, Sean!
Yes, Joe, I know it's Friday night, but I ordered my pizza an hour ago.
Evet, Joe, Cuma gecesi olduğunu biliyorum, ama pizzamı bir saat önce sipariş ettim.
- It's Friday night.
- Cuma gecesi.
Well, it's your Friday night fancy hairdo, isn't it?
Eh, bugün Cuma gecesi oldukça eğlenceli olacak gibi, değil mi?
It's Friday night. Oh, right.
Doğru.
It's Friday night, it's 8 : 00 and that can only mean one thing.
Cuma gecesi, saat 8.00 ve bu yalnızca bir anlama geliyor
- It's Friday night.
- Olası değil. - Cuma akşamı, Wesley.
You're young, single, It's a Friday night in the City of "Angphlmns."
Genç ve bekarsın. "Angphlmns" şehrinde bu gece cuma.
It's like the Circle Bar on a Friday night...
Cuma gecesi tam keşmekeştir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]