It just came out traducir turco
478 traducción paralela
It just came out that way.
Kendiliğinden o şekilde çıkıverdi.
But it just came out.
Yalan söylemeyi düşünüyordum.
It just came out.
Daha yeni geldi.
I'm sorry! It just came out.
- Özür dilerim, bir anda çıktı!
It just came out.
Ağzımdan kaçtı.
- It just came out.
- Öylesine çıkıverdi.
It just came out. - Like me.
- Benim açığa çıkmam gibi.
It just came out.
Ağzımdan kaçtı Sarah!
It just came out like that.
Öyle deyiverdim.
It just came out.
Birden çıkıverdi.
It just came out.
Ağzımdan çıkmış bulundu.
It just came out all wrong and weird. So then I just stopped completely and just became a shadow... and I wasn't even there.
Çok yanlış ve garip bir şey ortaya çıktı, sonra bundan tamamen vazgeçtim ve bir gölge oldum, ortada yoktum bile.
That's when it just came out.
Sonra birden azımdan çıkıverdi.
It just came out that way.
Hiçbir fikrim yok. Olaylar öyle gelişti.
It just came out, darlin'.
Birden ağzımdan çıkıverdi.
It just came out that way.
Sadece ağzımdan öyle çıktı.
It just came out that way.
Ağzınızdan öyle çıktı.
Was it just to find this out that I came this far?
Yalnızca bunu öğrenmek için mi bu günlere geldim ben?
And indeed, the first attempts to estimate the age of the Earth came from scholars who went to the Bible and took the descendants of Adam with their different ages and simply added them up, and came out with the authoritative statement that the Earth had been created in 4004 BC, which meant that it was just under 6,000 years old.
Ve elbette, Dünya'nın yaşını hesaplamaya dair ilk çabalar İncil'e bakıp burada verilen Adem'in farklı yaşlardaki torunlarının yaşlarını alt alta yazıp toplayan ve... böylelikle de Dünya'nın M.Ö. 4004 yılında ; ki bu Dünya'nın 6,000 yaşından biraz daha genç olduğunu gösteriyordu yaratıldığı şeklindeki amirane sonuçla çıkagelen din bilimciler tarafından gösterildi.
- You can always put spice in but you can't take it out. That just came for you.
Bu sana geldi.
There are just as good fish in the sea, I said, as ever came out of it.
Elimi sallasam ellisi.
Oil hit Hector one fine day, and he just never came out from under it
Bir gün petrolden büyük bir darbe yedi ve bir dahada belini doğrultamadı.
I've been trying to figure out something just in case it came to this.
Haftalardır iş buraya varırsa diye bir çözüm yolu bulmaya çalışıyordum.
- It just came to me out of the blue.
- Hayal ürünü.
I told him I didn't want to swim in it but he just grabbed my hand and dragged me into the water all the way in and I came out looking naked.
O mayoyla yüzmek istemediğimi söyledim ama elimden tutup suya sürükledi tamamen suya girdim sudan çıktığımda çıplak görünüyordum.
- You have to understand : He just came out of jail, he can't take it.
- Anlamalısın, henüz hapisten çıktı, canı sıkkın.
Nadezhda Stepanovna, it came out just great!
Nadezhda Stepanovna, Çok iyi bir iş çıkardınız!
My girl keeps talking about some beauty queen and I think, she is young, you know, inexperienced, somebody might get the better of her, so I came to ask... to see... well, just to find out what it's all about.
Kızım yarışmadan bahsetti ama,... o çok genç, yani deneyimsiz, birisi ona göz kulak olsa iyi olur, ben de burada ne yaptığınızı görmek ve olan biteni anlamak için geldim.
And thanks again, it all came out just fine.
Tekrar sağol. Her şey yolunda gitti.
It tore the wheel so hard that it just came right out of my hands.
Direksiyon hakimiyeti zorlaşmıştı.
I just came down here to check it out, and this guy, he's already been snuffed.
Kontrol etmek için gelmiştim, bu herif çoktan ölmüştü.
It just... came out.
Bir anda... ağzımdan çıkıverdi.
I guess I'll just have to take this back to Bobby Shell's sister, without ever finding out where it came from.
O halde sanırım bunu Bobby Shell'in ablasına geri vermem gerekecek, zaten nereden geldiğini bir türlü bulamadım.
You know. That's where they scrape the pussy out... and just leave the box that it came in.
Yani vajinasını kazımış, yalnızca kutusunu bırakmışlardı.
It was just after Pinocchio came out and everyone at the bank went along with it.
Pinokyo filminin çıkmasından hemen sonraydı bankadaki herkes buna inanmıştı.
Look, mate, you had to find out sooner or later and I'd just rather it came from me, that's all.
Er ya da geç öğrenecektin, benden duymanı istedim.
Sara, it's just that she came out of thin air, and she vanished back into thin air.
Sara, o birdenbire ortaya çıktı ve yine birdenbire kayıplara karıştı.
I think you just came out of it.
Sanırım kendin dışına çıktın.
It was just two people talking, during which came out that...
Bunların olduğu sırada sadece konuşan iki insandık.
I just opened my mouth and out it came.
Ağzımı açtım kendiliğinden çıktı.
I remember it was halfway through June, about the time of the month my kegs get dropped off and I'd just finished piling my empties out back, when "Oats" Moncrieff came striding into my bar like a skunk hound in a chicken coop.
Haziranın ortalarıydı Fıçı bira teslimatı ayın o döneminde yapılırdı. 'Yulaf'Moncrieff, barıma kümesteki tazı misali girdiğinde boş fıçıları dışarıya dizme işini daha yeni bitirmiştim.
You never drew before, and it suddenly just came out.
Daha önce hiç çizmedin ve birden öylece içinden geldi.
From the radio station, from the newspaper, they just came in, picked it up... ln and out, no more paper trail.
Radyo istasyonlarından ve gazete binalarından tüm örnekleri öylece girip topladılar. Hiçbir basılı kağıt bırakmadılar.
The intelligence that was formed didn't just come out of the ship's systems. It came from us.
Oluşan zeka sadece geminin sistemlerinden gelmiyordu.
It is befitting that I leave the game just like I came in, beating a big bad monster who knocks out everybody and no one can whup him.
Maçtan geldiğim gibi ayrılmak uygun düşerdi. Herkesi nakavt eden, kimsenin yenemediği büyük kötü bir canavarı dövmek.
Before I knew it, it just all came pouring out of me.
Ne olduğunu anlamadan sözcükler ağzımdan döküldü.
Listen, he just came out of a coma this morning, but he's not gonna make it.
Bu sabah daha yeni komadan çıkmıştı. Ama atlatamayacak.
Orange juice just came out of my nose, but it was worth it.
Tanrım! Portakal suyu burnumdan çıktı ama buna kesinlikle değdi.
It just... came out.
Ağzımdan çıkıverdi.
It didn't just come out, you almost came out.
Ağzından kaçmadı, sen nerdeyse kendini açığa çıkarıyordun.
And if it came out that the museum had accepted a piece of forged art while she was on watch, so to speak - well, it would just ruin her reputation.
Onun gözetimindeyken taklit eserlerin olduğunu kabullenmesi itibarını mahveder.
it just happens 49
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just sort of happened 20
it just sucks 20
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just sort of happened 20
it just sucks 20