English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / It just happened

It just happened traducir turco

2,656 traducción paralela
It just happened.
Oldu işte.
You're her best friend. It just happened.
Tabii, sen onun en iyi arkadaşısın.
- It just happened.
- Sadece oluverdi.
I was just talking to Amy about your transfer, and- - and I don't know- - It just happened.
Amy'e senin konun hakkında konuşmaya gittim. Ve olanlar oldu.
I don't know, it just happened.
Bilmem, bıraktım işte.
It just happened.
Bir anda oldu.
It just happened really fast, you know?
Bu çok hızlı gelişti anlıyor musun?
! B-But it just happened!
Ama biranda oldu!
It just happened, like it does with everybody.
Herkesin başına geldiği gibi oluverdi işte.
But it just happened.
Ama birden oldu işte.
It just happened, okay?
Birden bire oldu, tamam mı?
It just happened sooner than I expected.
Ama beklediğimden erken oldu.
Oh, it just happened?
Bir anda mı oldu?
It just happened.
Birden oluverdi.
It... It-it just happened.
Oluverdi.
It just happened really fast
Çok hızlı gelişti ve...
- Yeah, it just happened today.
- Evet, bugün oldu.
It just happened.
- Aniden oldu.
The thing is this time, it just happened to go bad.
- Bu defa olay, kötü sonuçlanmış.
If you could just call my father and make it where he thinks something happened to me.
Babamı arar mısın? Başıma bir şey geldiğini düşünüp endişelenmiş olabilir.
So we'll just forget this ever happened and never mention it again.
Bu yüzden bunun gerçekleştiğini unutalım ve bir daha konusunu açmayalım.
Just a moment. This is how it must have happened.
Bir dakika.
I don't even know what happened, and I don't know if it's, like, these huge issues or if we're just having cold feet.
Ne olduğunu hala bilmiyorum, ve ya böyle büyük bir sorun olarak kalırsa veya birbirimizden soğursak, bilmiyorum.
And it just- - it happened.
Birden oluverdi.
At first it's a few drinks to get to sleep, and before you know it, it's 12 shots just to get what happened on your shift out of your head.
İlk başta, uyumak için bir kaç içki ve sen farkına varmadan, mesaini kafandan çıkardığında, ne olduğunu
Yeah, it was very cool the way you asked her to sign a spatula that you just happened to have in your purse.
Evet cüzdanından çıkıveren spatulayı imzalatırken gerçekten çok rahattın.
And I know it's Damion's birthday, and I just want to tell you how sorry I am for what happened.
Damion'ın doğumgünü olduğunu biliyorum ve olanlar yüzünden ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
It happened just so fast.
Her şey çok hızlı oldu.
Look, it-it happened just once.
Bir kere oldu.
I left word on the tip line, but nobody called me back, so I thought I would come to the hospital, and just be here where it happened, I thought that was a good idea.
Ihbar hattina haber verdim, ama kimse geri aramadi, bende herseyin oldugu yere, hastaneye gelmenin, iyi bir fikir oldugunu dusundum.
So the Big Bang didn't just happen somewhere out over there in the universe, it happened everywhere at the same time.
Bu yüzden Big Bang evrenin orasında bir yerinde öylece oluvermedi her yerde aynı zamanda oldu.
I can't just forget it ever happened.
Olanları öyle bir anda unutamıyorum.
It would be, if I hadn't just read your reports on what happened at Steve Dorsey's apartment.
İyi haber olacaktı aslında ama Steve Dorsey'nin evinde olanları yazdığın raporu okudum şimdi.
It's just everything that's happened since then that's fucking me up.
O olaydan sonra olanlar asıl ağzıma sıçtı.
Just now, I happened to mumble just now, but I really don't know. It's the truth.
Gerçekten.
I'm just hoping, it happened fast.
Umarım hızlı olmuştur.
And it would help us out greatly if you could just tell us what happened to your husband today.
Kocanıza bugün ne olduğunu anlatırsanız bize çok yardımı olacak.
It just sort of happened.
Birden oluverdi.
That only happened a few times and I just thought it was rude.
Bu sadece birkaç kez oldu ve ben de bunu küstah bir davranış olarak düşündüm.
How is it that you two just happened to be directly underneath the victim when he plummeted to his death?
Siz ikiniz nasıl kurban yere çakılırken altında olmayı başardınız?
And I'm not going to apologize just because we happened to hit it big when I was about to lose everything.
Bize olanlar yüzünden her şeyimi kaybetmeyi göze alamam ve bunun içinde özür dilemeyeceğim.
Most people find it too hard to face their crimes and think it's easier just to pretend nothing ever happened.
Çoğu kişi suçlarıyla yüzleşmenin çok zor ve hiçbir şey olmamış gibi davranmanın daha kolay olduğunu düşünürler.
I figure that's a private conversation. I'll just pretend it never happened.
Bunun özel bir konuşma olacağını düşünüyorum.
I mean, I just happened to mention the road, and then Lavon, he thought it was a great idea.
Yani, ben yoldan bahsettim, Lavon iyi bir fikir olduğunu düşündü.
I know this is gonna sound a little crazy,'cause it's ancient history and, uh... I just wanted... to, uh... say I'm sorry for what happened when we were... in boarding school, because... you know, it was... it was inappropriate and, uh...
Eski bir hikaye olduğundan sana saçma gelebilir ama ben senden okulda olanlar için özür dilemek istiyorum.
Just--it happened, about a year ago.
Sadece oldu işte... Bir yıl önceydi.
It's fine, just tell me what happened.
Sorun yok, sadece ne olduğunu anlatın.
And you would've looked like just another one of the victims, except something happened, didn't it, Devon?
ama bir şey oldu, değil mi, Devon?
Because this particular piece just happened to have a bronze Fist in it.
Çünkü bu özel parça, aynı zamanda yumruk heykelinin içinde olduğu parçaydı.
The whole department is just so sad that it happened to an old-timer.
Bütün departman bunun yaşlı birine.. .. olmasına çok üzüldü.
It's just that they all happened to be Japanese.
Şu var ki hepsi Japondu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]