It just says traducir turco
955 traducción paralela
It just says, "Nigger, don't let the sun go down on you in this county."
Sadece "Zenci, gün bitmeden bu ilçeden ayrılmış ol" diyor.
It just says apartment 2A.
Sadece "2A" yazılı...
It just says, " We would like you to be in a sketch.
Sadece : " Bir skeçte oynamanı istiyoruz.
It just says its a Massachusetts town.
Sadece Massachusetts kenti diyor.
Well, I showed it to my boss, Bruce Heezen, and I had plotted the position of this rift valley along the centre of the ocean where it occurs and he just groaned and groaned and says, " No, this can't be.
Patronuma, Bruce Heezen'a gösterdim ve oluştuğu yerde yani okyanusun merkezi boyunca bu çatlak vadisinin pozisyonunu haritalamıştım ve yalnızca homurdandı ve şöyle dedi ; " Hayır, bu olamaz.
" Everyone says I love you, but just what they say it for, I never knew, it's just inviting trouble for the poor sucker who says I love you.
" Herkes söylüyor : Seni seviyorum! Bunun nedenini pek anlayamıyorum.
I Know He Changed The Will. I Just Don't Know What It Says.
Vasiyetini değiştirdiğini biliyorum ama ne yazdığını bilmiyorum.
"It's just a little stretch up the road", he says!
Yolun biraz aşağısında dedi herif.
He says it's not all just making them laugh.
Bu sadece onları güldürdüğün için değil.
He says it was just an accident.
Kaza oldu diyormuş.
So I just wrote back to her and says, "Nothing, honey, only she's got it here."
Ben de ona şöyle yazdım : "Hiçbir şey, tatlım, sadece o burada."
- lt's just a cold. - The doctor says it's nothing serious.
- Doktor mu geldi?
Just hollering for it, he says, and it ain't half as good as pork.
Sadece bunun için mi bağırıyorlarmış, oysaki geyik eti domuzun yarısı bile etmez.
It's just because he says he's Santa Claus.
Sırf ben Noel Babayım dediği için.
It says right here where we're to go, just like it's told everything about all this.
Burada nereye gideceğimiz yazıyor. Bütün bu olanların nedeni de yazıyor.
The doc says it's just shock.
Doktor kısa bir şok geçirdiklerini söyledi.
The doctor says it's going to be fine, just as good as new.
Doktor iyileşeceğini, eskisi gibi olacağını söylüyor.
Well, it's just that how do I know it's as easy as Max says?
Şey, Max'in dediği kadar kolay olacağından nasıl emin olabilirim?
Yes, it's just as Stuart says.
Evet, aynı Stuart'ın söylediği gibi.
- Just drop it, as she says
Doğru. Bu bir uyarı.
The doc usually says it's just a mild ulcer, and that there's no real need to operate.
Doktorlar genelde hafif ülser olduğunu ameliyata gerek olmadığını söylerler.
It's just that my manager says...
Müdürüm diyor ki...
JUST OVER THERE, MADAM, WHERE IT SAYS "PARCELS." THANK YOU.
- Hemen şuraya, "posta" yazan yere hanımefendi. - Teşekkür ederim.
Well, because he says it's your word against his, and he's just not too sure.
- Eee, çünkü senin sözüne karşı onunkisi ve,.. ... o hala katilin sen olduğundan emin değilmiş.
IT WAS JUST AS McGOVERN SAYS.
Doğru söylüyor.
Well, I suppose I must just do as he says, try to relax and not think about it.
Şey, sanırım, tam da onun dediğini yapmalıyım, rahat olmağa çalışıp onu düşünmemek.
If he says it's gonna be more than $ 10 you can just tell him to forget it.
Eğer 10 dolardan fazla isterse, ona sedece unutmasını söylersin.
He says it won't be long, you'll get on one of them trains and just go lunkedy-plunk all the way to Tucson without even stopping once.
Trenler çok hızlıymış. İçlerinden birine binince, koca yolda hiç durmadan ta Tucson'a kadar gidebilecekmişin.
Now, it says just 10 minutes of nine.
Şu an saat 9'a 10 var.
Yes... sometimes one just says things. should anything happen, it would be my fault.
Ama bazen söylediğin herşeyi, yapmazsın değil mi?
Just do it like it says here in the book.
Tıpkı kitapta yazdığı gibi olacak.
My father keeps telling the Emperor how well-behaved I'll be if I'm allowed back... but the Emperor just says he'll think it over.
Babam imparatora, dönmeme izin verilirse ne kadar iyi davranacağımı... sürekli söylüyor. İmparatorsa sadece düşüneceğim diyor.
It's just like he says : They all want it.
Size kadınlar her şeyi ihtirasla ister diyor, tamamen aynı fikirdeyim.
You did it, just as the letter says.
Tıpkı mektupta yazdığı gibi sen yapmışsın.
- On the contract... it says 3,000 Lire, but between us it is just a kiss.
- Burada kontratta... Üç bin liret ama aramızda bir öpücük yeter.
It's just some of the things that Benjy says.
Benjy'nin söylediklerine güldük.
You know, just to know what it says...
Ne yazdığını bilmek için...
When I've got a headache, Rose-Ann says, "You'll just have to tolerate it."
Başım ağrıdığı zaman Rose-Ann, "Tolere etmelisin." der.
Oh, I just can't do it. I don't care what Harry Mudd says.
Harry Mudd'ın ne dediği umurumda değil.
And she says, " Just cool it.
" Sakin ol.
And I forgot, he just barely looks at the kids, and Louise says that it's because of that.
Ve unutmadan, çocuklarla da hiç ilgilenmiyormuş ve Louise bu yüzden olduğunu söylüyor.
Look, I just talked to Clutterbuck on the phone. He says if we don't wrap this location today, it's your neck.
Clutterbuck bu mekanda çekimi bugün bitirmezsek bedelini öderiz diyor.
Just'cause the magazine says we don't know each other... don't mean we can't help each other, does it?
Dergi birbirinizi tanımıyorsunuz yazıyor diye, birbirimize yardım etmeyecek değiliz.
On February 13th, just like it says here.
Aynı 13 Şubat'ta yazdığı gibi.
You see, I'm compulsive that way. It's just a- - Well, that's what my wife says about it.
- Şey sanırım karımın söylediği gibi bunu isteyerek yapmıyorum... ben sadece
Why don't you just tell me what it says, and I'll write it.
Siz söyleyin ben yazarım.
Right, it's just like the preacher says.
Tamam, rahip söylediklerinde haklı.
Since everyone says that it's my fault I've just got to admit it
Madem herkes yanlış yaptığımı düşünüyor ithamları boşa gitmesin dedim!
It's just a crummy technicality... that says she can't testify.
Bu sadece, kızın evi alamayacağını söyleyen... saçma sapan bir teknik ayrıntı...
He just sits up there, man, just junked out of his head, man, and he says "I'll take it under advisement."
Orada oturup sizi başından atar ve düşünüp kararımı vereceğim. " der.
Ow. Doc says you're gonna be all right, but you just got to take it slow.
Doktor iyileşeceğini söyledi, ama biraz vakit alacakmış.
it just happens 49
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just sucks 20
it just sort of happened 20
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just sucks 20
it just sort of happened 20