Just for fun traducir turco
986 traducción paralela
Wouldn't you like to do a little detecting once in a while just for fun?
Arada bir sadece eğlence olsun diye dedektiflik yapmak istemez misin?
Ever think of marrying just for fun?
Hiç eğlence olsun diye evlenmeyi düşündün mü?
Then the next thing you know, they're hangin'one another just for fun... till it gets to the place a man can't pass a tree... or look at a rope... without feelin'uneasy.
Daha sonra da biri diğerini sırf eğlence için asacak. Artık kimse bir ağaca ya da ipe, rahatsızlık duymadan bakamaz duruma gelecek.
Now, just for fun, Colonel, which one of us do you think is the imposter?
Albay, sizce hangimiz düzenbazız?
When Knighthood Was in Flower, just for fun.
Şövalyeliğin Zirvesinde, eğlence olsun diye.
He'd bite your finger off just for fun.
Sırf eğlence olsun diye parmağını koparabilir.
After all we didn't make this journey just for fun.
Bizim burada yaptığımız ünlü olmak ya da macera yaşamak değil!
This is just for fun.
Bu sadece eğlence için.
- She did it just for fun?
- Tabii ki, hayır. - Eğlence olsun diye mi yaptı?
- Just for fun.
Sadece eğlence için.
Just for fun.
Sadece eğlence olsun diye.
I suppose you beat her up occasionally just for fun?
Herhalde eğlenmek için ara sıra onu dövüyorsunuz?
Just for fun!
Sadece eğlenmek için!
All the rest was just for fun.
Gerisi bir şakaydı.
Just for fun.
Sedece eğlenmek için.
Now, just for fun... let's go back to talkin'about values- - the value of a family.
Şimdi, sırf eğlence olsun diye... değerlerle ilgili sohbetimize dönelim- - ailenin değerine.
Sometimes we start at Z and work backwards, just for fun.
Bazen Z'den başlarız, geriden başa doğru, keyif için.
"Sometimes we start with Z and work backwards, just for fun..."
"Bazen Z'den başlarız, geriden başa doğru, keyif için..."
You don't collect explosives just for fun.
Patlayıcıları eğlence olsun diye saklıyor değilsiniz herhalde.
I like walking and climbing and going cycling, just for fun
Yürüyorum, tırmanıyorum bisiklet sürüyorum, sadece eğlence için.
Well, this one's just for fun.
Bu, eğlence olsun diye.
But it is not true that we do what we do just for fun.
Ama yaptığımız şeyleri, sırf eğlence olsun diye yaptığımız kesinlikle doğru değil.
No reason, just for fun.
Sebebi yok, eğlence için sadece.
Just for fun.
Sırf eğlence olsun diye..
Just for fun.
Sadece eğlence için.
And then, just for fun, "Informer."
Ve sonra, sadece eğlencesine, "Muhbir" olsun.
- Just for fun.
- Sadece eğlenmek için.
Just for fun.
Sırf eğlencesine.
Don't hurt anybody just for fun, OK?
Kimseyi eğlenmek için öldürme, tamam mı?
Let's say I did it just for fun, for the pleasure of sinning and to cuckold my boss.
Biz buna sadece eğlence için yaptım diyelim günah işleme heyecanı için ve sevgili patroniçemi boynuzlamak için yaptım diyelim.
He didn't do it just for fun.
Keyfinden yapmamış ki.
Just for fun?
Boşuna değil ya?
Do you believe that I'm raising you as a Muslim just for fun?
Seni eğlence olsun diye mi Müslüman gibi yetiştirdiğimi düşünüyorsun?
And then he's gonna kill you just for fun, and he'll laugh while he's doing it.
Sonra da seni, sırf zevk için öldürecektir ve bunu yaparken de, kahkahalarla gülecektir.
just for fun.
Sadece eğlence için.
Just for fun, because I can't forget you.
Sadece eğlencesine çünkü seni unutamıyorum.
- Just for the fun of it.
- Sadece eğlencesine.
And after he sold it, he went to all that trouble, just for the fun of it.
Ve sattıktan sonra, sırf eğlencesine bunu yaptı.
- I just paint for fun.
- Sadece zevk için resim yaparım. - Zevk için mi?
You just killed him for the fun of it?
Onu laf olsun diye mi öldürdün?
They're taking us just for the fun of it.
Bizleri eğlence olsun diye taşıyorlar.
Then afterwards - just for the fun of it - you'll show me your money.
Ve en son olarakta - sadece eğlence olsun diye - paranı göster.
You're just in time for the fun.
Eğlenceye tam zamanında geldiniz.
Jesus, a girl wouldn't just come to our place for the fun of it.
Kız eğlence olsun diye gelmedi herhalde evimize.
You take my best racer and pile him into a stone wall just for the fun of it.
Elimdeki en iyi yarışçıyı alıyor ve sırf eğlence olsun diye onu betondan bir duvara çarpıyorsun.
It's the kind of mess he'd make just for the fun of it.
Sırf eğlence olsun diye, bu tip kargaşalar çıkarıyorlar. Bir dakika...
- We were just out for a little fun, Pa.
- Biraz eğlenmeye çıkmıştık baba.
This time it'd just be for fun.
Bu defa sadece eğlence için olacak.
We're learning to fly just for the fun of it.
Eğlencesine uçmayı öğreniyoruz.
Oh, I'm just looking for a little fun.
Ay sadece biraz eğlence arıyorum.
- I'm just reading it for fun.
- Öylesine okuyordum. - Öylesine mi?
just for you 93
just for today 37
just for me 70
just forget it 291
just for a little while 80
just for kicks 20
just for a couple of days 21
just for a while 61
just for now 44
just for us 23
just for today 37
just for me 70
just forget it 291
just for a little while 80
just for kicks 20
just for a couple of days 21
just for a while 61
just for now 44
just for us 23