Lean on me traducir turco
262 traducción paralela
Lean on me.
Bana yaslan.
Lean on me until you get started.
Başlayana kadar bana yaslan.
Trust me, lean on me.
Bana güven, yaslan.
Lean on me if you like, huh?
İstersen bana yaslan, tamam mı?
Lean on me, baby.
Bana yaslan hayatım.
Lean on me.
Yaslan bana.
Why don't you lean on me?
Neden bana yaslanmıyorsun?
Just give me these and lean on me.
Şunları verip bana yaslanın.
Here, lean on me
Bana dayanın.
- Lean on me.
- Bana dayanın.
Come on, lean on me.
Haydi!
Lean on me!
Daha sıkı yaslan!
Lean on me, baby.
Yaslan bana bebeğim.
Just lean on me.
Bana yaslan.
Just you lean on me, everything will be all right.
Kendini bana bırak, gerisini merak etme.
I'm much stronger than I look. Just lean on me, grandpa. I'll make it easy.
Göründüğümden daha güçlüyüm Bana dayan dede yürümeni Kolaylaştıracağım
Just lean on me, grandpa. I won't let you fall.
Dayan bana dede, düşmene izin vermem
I'll get out first. Then you can lean on me, grandpa.
Önce ben ineyim sen bana dayanırsın dede
Here, lean on me.
Hadi, bana yaslan.
( Stone ) Don't lean on me, Korris.
Üserime gelme, Korris.
You can lean on me.
Bana yaslanabilirsin.
Lean on me, Quentin.
Bana dayan Quentin!
- Lean on me.
- Bana tutunun.
Lean on me.
Dayan bana.
Hold on, lean on me.
Tutun, bana yaslan.
- Lean on me, walk.
- Yaslan bana, yürü.
Don't be afraid, lean on me.
Korkmayın, bana yaslanabilirsiniz.
Please don't lean on me.
Lütfen bana dayanıp durma!
Lean on me.
Bana tutun.
Sometimes in our lives we all have pain we all have sorrow but if we are wise we know that there's always tomorrow lean on me when you're not strong and i'll be your friend?
Bazen hayatta hepimiz Acılar yaşar, sıkıntı çekeriz Eğer bilgili insanlarsak Biliriz ki hep bir yarın vardır Bana güven
That you'll understand we all need somebody to lean on why don't you lean on me?
Bir derdim olabilir Sen de anla lütfen Hepimizin güvenecek Birine ihtiyacı vardır
Lean on me if you need a friend you can lean on me i'll be your friend lean on me you can lean on me come on and lean on me lean on me you can lean on me please, won't you swallow your pride?
Hadi güven bana Bana güven Bir dosta ihtiyacın varsa Bana güven Dostun olacağım Bana güven
Lean on me uh-huh come on and lean on me you can lean on me call on me, brother you can lean on me sister, give me your hand lean on me, you can lean on me you can, you can, you can
Bana güven Hadi bana güven Bana güvenebilirsin Bana seslen kardeşim Bana güvenebilirsin Uzat elini bana
lean on me, you can lean on me swallow up your pride lean on me, you can lean on... please, children, people lean on me, oh
Sen bana güvenebilirsin Güven bana Gururunu bir kenara bırak Bana güven Lütfen çocuklar, insanlar Bana güvenin
LEAN ON ME.
Bana yaslan.
Believe me when I tell you I just thought they were going to lean on him a bit. I never thought he'd get knocked off.
İnanın bana, o sırada zannettim ki onu azıcık hırpalayacaklar.
Yeah, but I lean back too far on that sofa, and I like a straight back behind me, you know?
Evet ama kanepede çok fazla kaykılıyorum. Sırtımın dik olmasını severim de.
If you wanted someone to lean on, why Skipper? Why not me? I'm your father.
Dayanacak birine ihtiyacın vardı da neden beni değil Skipper'ı seçtin?
He made me put my hands against the car and lean on it.
Ellerimi arabaya koydurdu ve ona dayanmamı istedi.
I suppose this is a generous offer to let me lean on you.
Cömert bir destek olma teklifi bu sanırım.
Give me something to lean on.
Sana yaslanayım.
They pick me up on this, my man's gonna lean all over you.
Bundan içeri alırlarsa, adamın seninle ilgilenir.
You'll come to lean on that strength after a while and to know you can rely on me.
Bir süre sonra o güce sırtını yaslayabileceğini göreceksin. Bana güvenebileceğini öğreneceksin.
Don't lean too heavy on me, Jubal.
Boşuna konuşma Jubal.
Make it quick, don't lean on her, or you'll have to answer to me personally.
İşinizi çabuk bitirin, üzerine gitmeyin, yoksa kişisel olarak bana yanıt vermek zorunda kalırsınız.
Before a number she'd come over... she'd lean down and she'd whisper to me, " Easy on the brushes, kid...
Bir şarkıya başlamadan önce... kulağıma eğilip " Fırçalara fazla yüklenme küçük...
Make it quick, don't lean on her, or you'll have to answer to me personally.
Acele etsen iyi olur, onu zorlama yoksa bana hesap verirsin.
Let me lean on you
Sana yaslanmama izin ver.
I'll help you carry on for it won't be long till i'm gonna need somebody to lean on you just call on me, brother when you need a hand we all need somebody to lean on i just might have a problem?
Güçlü değilken, senin dostunken Ayakta kalmana yardım edeceğim Çünkü benim için de Güvenebileceğim birine İhtiyaç duymam çok yakın Beni çağır yeter kardeşim
Anytime lean on come on and lean on lean on me, you can lean on me if you need a friend lean on me you can lean on me and if you got a problem you can lean on me
Her zaman Bana güven Gel ve bana güven Güven bana Bana güven
You can lean on me why don't you lean?
Güven o zaman