English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Let's talk about

Let's talk about traducir turco

4,390 traducción paralela
I'll tell you all about it, but first, let's talk a little more about Marcel.
Sana bu konu hakkında her şeyi anlatabilirim. Fakat önce, biraz Marcel hakkında konuşalım.
Let's talk about Marcel.
Biraz da Marcel hakkında konuşalım.
Let's talk about your wedding.
Senin düğününden bahsedelim.
If you want to talk about soft spots, let's talk about Jennifer Blake.
Madem zayıf noktalardan konuşmak istiyorsun Jennifer Blake'ten bahsedelim.
Come on in, and let's talk about it.
İçeri gel de bu konuyu konuşalım.
Let's not talk about that.
Bundan bahsetmeyelim.
Let's talk about that.
Bunun hakkında konuşalım.
Let's talk about your buddy Metatron.
Dostun Metatron hakkında konuşalım.
Now let's talk about you.
Şimdi senden söz edelim.
Come on, let's talk about our lives.
Hayatlarımızdan bahsedelim.
Put that money away and let's not talk about it. All right?
Parayı kaldır ve bunu konuyu bir daha açmayalım, tamam mı?
Let's talk about the night Bill Thatcher was killed. Hmm?
Bill Thatcher'ın öldürüldüğü geceyi konuşalım.
Let's, uh, let's talk about something else.
Haydi başka şeylerden söz edelim.
Let's not look a gift horse in the mouth, and let's not talk about this here, okay?
Verilen hediyenin kıymetini bilelim ve bu konuyu burada konuşmayalım, olur mu?
- Okay, let's not talk about this.
- Tamam, bu konuda konuşmayalım.
So, let's talk about that real list of Red John suspects.
Şimdi gerçek Red John şüphelilerinden konuşalım.
But let's talk about your future.
Bunları boşver. Senin geleceğini konuşalım.
Let's talk about something else.
Başka bir şey konuşalım.
Let's talk about this boy.
Şu çocuk hakkında konuşalım.
Let's just talk about him for a minute.
- Bir dakikalığına konuşalım sadece.
Let's not talk about that.
Bundan konuşmayalım.
So let's talk about this date.
Neyse, şu randevunla ilgili konuşalım.
LET'S TALK ABOUT YOUR WEDDINGS.
Hadi senin düğününden bahsedelim.
Let's talk about that later.
Bunu daha sonra konuşalım.
Let's talk about what happened yesterday.
Hadi, dün olanlar hakkında konuşalım.
Let's talk about you and P.D.
Biraz da senden ve CPD'den konuşalım.
Let's talk about how we, as a union, are letting the state come in here, and mandate manpower, and worse, close firehouses.
Sendika olarak, eyaletin buraya gelip zorlamalar yapması ve en kötüsü de istasyonları kapatmasını konuşalım.
Let's talk about you and P.D.
Polis Departmanı ile arandakileri konuşalım.
Let's just talk about anything else.
Başka bir şeyden bahsedelim.
Let's go talk about it in private in a perfect two-thirds replica of Don Draper's office.
Gel özel bir yerde konuşalım. Don Draper'ın ofisinin üçte ikisi boyutundaki kusursuz kopyasında.
Let's talk about Titus Delancey.
Titus Delancey'den bahsedelim. - Tamam.
But, you know what? Let's talk about this later. Okay?
Bunu sonra konuşalım.
Let's talk about this.
Gel konuşalım şunu.
Okay, let's talk about your gift, Harvard.
Hadi senin hediyen hakkında konuşalım, Harvard.
All right, let's forget about the event ensemble for a moment and talk about the event ensemble.
Pekâlâ, bir anlığına elbise olayını unut ve iç çamaşırından konuşalım.
So let's forget we're in a hospital. Let's talk about Halloween.
Hadi hastanede olduğumuzu unutalım ve Cadılar Bayramı hakkında konuşalım.
Okay, let's talk about our plan.
Evet, planımızdan bahsedelim.
Let's just talk about the weather or, uh...
Sadece havadan konuşalım. veya...
- Yeah, let's talk about it.
- Evet, geç konuşalım.
Let's not talk about her.
O kız hakkında konuşmayalım.
Now let's talk about your entrance.
- Şimdi de girişinizden bahsedelim.
Let's talk about the stoning death 5 years ago.
5 yıl önceki taşlamalı cinayetten bahsedelim.
Let's talk about this embolectomy.
Şu embolektomi hakkında konuşalım.
Let's talk about strontium 90.
Stronsiyum 90'dan konuşalım.
Fine. Then let's talk about us.
Peki, biraz da bizimle ilgili konuşalım.
Let's talk about clothes.
Bahsedelim o hâlde.
Let's... talk about everything.
Her şeyi konuşalım bakalım.
Let's sit down and talk ash about each other's teams.
Oturup, birbirimizin takımlarıyla ilgili tahrik edici bir şekilde konuşalım.
John, let's talk about what's really driving you here.
John, seni asıl ilgilendiren konuyu konuşalım asıl. Cooper senin dostundu.
Obviously you're upset, and I'm sure you have your reasons, but let's talk about this, I'm sure we could figure something out.
Belli ki kızgınsın ve kendine göre nedenlerin var ama bunu konuşabiliriz, bir çıkar yol bulacağımıza eminim.
Let's cut to the chase and talk about what happened with Dobbs, okay?
Konuşmayı kısa kesip, Dobbs ile neler olduğu hakkında konuşalım, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]