Line three traducir turco
445 traducción paralela
State Security Chief Inspector Kolp on line three.
Bir dakika. Eyalet Güvenlik Şefi Müfettiş Kolp üçüncü hatta.
Cates, for you. Line three.
Cates, üçüncü hatta.
Arnold on line three.
Arnold üçüncü hatta.
All right, let's start with line three.
Pekala, üçüncü sırayla başlayalım.
Sgt. McCaskey, pick up line three.
Çavuş McCaskey, üçüncü hattı alın.
- from Steve Morrison, on line three.
- size bir telefon var, Steve Morrison.
Mr. Patchett... I got your wife on line three.
Bay Patchett, karınız üçüncü hatta.
Lieutenant Scott, you have a telephone call on line three!
Teğmen Scott, üçüncü hatta telefon görüşmeniz var!
Here. This spur that runs off the main line three miles out to Clayton Ravine.
Hattan ayrılan bu ray Clayton Uçurumu'na doğru 5 kilometre devam ediyor.
The switch track is where the spur runs off the main line three miles out to Clayton...
Makas, tam tali rayın başladığı yerden
Mr. Allen, pick up line three, I'm serious.
Bay. Allen, üçüncü hattı yanıtlayın, çok ciddiyim.
I have the Matthews'lawyer on line three.
Matthews'un avukatı 3. hatta.
Sheriff Truman, you have a telephone call, line three.
Şerif Truman, sizi arıyorlar, üçüncü hattan.
Four people are gonna have a second shot at life today, and three people are willing to put their lives on the line... all because of Illyana.
Üç kişi de onlar için hayatlarını tehlikeye atmaya gönüllü oldu. Hepsi Illyana sayesinde oldu.
Mitty's jaw was a grim, straight line... as he gave the Jerry three more lethal bursts... and watched him go down in flames.
Mitty gaddardı, düşmanın üzerine... üç bomba daha gönderdi... ve alevler içinde düşüşünü izledi.
Look, your three minutes are up and this line is busy.
Bak, üç dakikan doldu ve bu hat meşgul.
You come in, pause for three counts in the doorway... look at your mother, look at the Duke de Morny... look at your aunt, walk to the window... say the first half of your line, turn and finish it. You've got it written down.
İçeri gir, kapıda üçe kadar sayıp bekle... annene bak, Morney Dükü'ne bak... teyzene bak, pencereye doğru yürü... cümlenin yarısını söyleyip dön ve tamamla.
I'm in a dreamy little spot called Escudero... about three hours down the line. Uh-uh.
Tam tersi.
One column head three line bank.
Üstte bir sütun, altta da üç satır.
Give me a three column lead with two line bank on that raid.
Bu baskınla ilgili üç sütun haber istiyorum.
- Generals. They sacked 15 front-line generals three days ago.
- Generaller... 15 Tane ön cephe generalini üç gün önce ordudan attılar.
Platoon Three and other stuffs of company follow me and go to the dividing line mountain range
3. Müfreze ve diğerleri beni takip edecek, ayrılma noktasında dağa gideceğiz.
Service quotient "X" plus condensation-atmospheric quotient "Y"... plus smile-and-affability quotient "X"... show in the last three months a sales gain line... that has hop, hop, hopped right off the lousy board!
Servis katsayısı "X" üstüne atmosfer katsayısı "Y" bir de gülümseme ve sevimlilik katsayısı "X" konunca son üç ayki satış artışı eğrimiz hop, hop, hop diye yükselip aldı başını gitti!
When the time came, I took three battalions with me out of the front line.
Vakit geldiğinde üç tabur askerle cepheden firar ettim.
Once you start to choke up once you drop three punts in a row, you look for another line of work.
Bir kere boğulmaya başladığında,..... arka arkaya üç kere sayı kaçırdığında başka bir iş aramaya başlaman gerekir.
Three machines on the line.
Üçü de çalışıyor.
Here's the first three positions as they came across the line :
İşte önde giden ilk üç araç bitiş çizgisine geliyor...
Line them up. ... Two, three, four...
Bir, iki, üç, dört...
In three days we're back in the line.
Üç gün sonra yine savaş alanındayız.
Three days from now we're going back into the line.
Üç gün sonra savaşa geri dönüyoruz.
We're three miles from the front line.
Cepheden 5 kilometre gerideyiz.
Supreme Optical and Medical Supply Company, three blocks down the line.
Supreme Optical and Medical Supply Company, caddenin üç blok aşağısında.
I said we'd be back on-line by three.
Saat üçe doğru devreye gireceğimizi söylemiştim.
- We still go on-line at three?
- Saat üçte devreye girecek miyiz?
Keep in a line, three lengths between you and the man in front and a good, steady pace.
Hizada durun, önünüzdekiyle aranızda 3 adım olsun ve güzel, sabit bir hız.
Doo, if you're born in the mountains, you got three choices, coal mine, moonshine or moving on down the line.
Doo, dağlarda doğsaydın, üç seçeneğin olurdu kömür madeni, kaçak içki ya da tamamen hayatına devam etmek.
And there is still another line for cards on which they'll get the boots in two, three months.
Bir de iki üç ay içinde bot almalarını sağlayan kart için kuyruk var.
I wanna be able to stand in line to see it before three.
Üçe kadar balığı yeni yerinde istiyorum.
There was a line outside about three miles.
Dışarda 3 mil boyunca uzanan bir kuyruk gördüm.
It's Rod Lane bringing Lantz down just three yards from the goal line!
Ve kale çizgisine sadece üç yard kala Rod Lane Lantz'i indiriyor!
One of ours bucked the line at Williams'pay phone and three soldiers are dead.
Bizimkilerden biri Williams'daki telefon sırasını bozdu ve üç asker öldü.
Whether its here or three hundred years down the line, come on.
Şimdi de böyle olacak 300 yıl sonra da böyle.
Isn't that a line from Mountains and Three-Minute Miles?
Sana böyle hissettiren şey acaba?
We had a holdup on line number three.
Üçüncü hatta soygun oldu.
what I had was a bunch of plastic trash bags... and three different kinds of fishing line.
Elimde ise bir sürü plastik çöp torbası. Ve üç tane farklı balık oltası vardı.
But you don't get on that line,'cause you think something must be wrong with it... otherwise everybody else would be on it, so you waste three hours.
Ama bir sorun olduğunu düşünerek o sıraya girmezsin. Yoksa zaten herkes o sıraya girerdi. Böylece saatlerce vakit harcarsın.
I been starin'at that little yellow line for three days straight.
Üç gün boyunca o küçük, sarı çizgiye bakıp durdum.
You're out of water. You're gonna have to tap into the county line and that's three miles down the road.
Şebeke suyuna bağlanmanız gerekiyor.
The bottom line is we got three months left of work and no money.
Senin için de aynı şey geçerli Michael. Ayrıca, çalışmak için 3 ayımız daha var ve hiç paramız kalmadı.
I put out a three-line whip.
Üçlü kamçımı ortaya çıkardım.
How would you like a three-year contract, guaranteed... a Cadre credit line... and a beachfront condo?
Üç yıllık, garantili bir kontrata ne dersin... Artı hükümetten kredi..... ve sahil kenarında bir ev?
three 11326
threesome 22
three hours ago 35
three words 61
three years ago 329
three o'clock 86
three times a week 48
three days ago 197
three weeks ago 152
three times a day 40
threesome 22
three hours ago 35
three words 61
three years ago 329
three o'clock 86
three times a week 48
three days ago 197
three weeks ago 152
three times a day 40
three hundred 56
three months ago 162
three or four 45
three hundred dollars 18
three months later 47
three days later 61
three million 36
three weeks later 27
three thousand 46
three hours 204
three months ago 162
three or four 45
three hundred dollars 18
three months later 47
three days later 61
three million 36
three weeks later 27
three thousand 46
three hours 204
three and four 38
three men 39
three times 337
three minutes 224
three kids 59
three people 37
three years 380
three months 327
three of them 93
three seconds 50
three men 39
three times 337
three minutes 224
three kids 59
three people 37
three years 380
three months 327
three of them 93
three seconds 50